Sanatta Sosyal Desenler 

Deneme

Sanatta Sosyal Desenler 


Havva Nur Yazıcı

Sanatın geçmişini insanın en ilkel geçmişine kadar götüren düşünürler vardır. 
Kültürü olmayan bir toplumdan söz edilemeyeceği gibi sanatı olmayan bir toplumdan da söz etmenin olanaksızlığından bahsedilir. İnsan sosyalleşmenin, var olmanın bir aracı olarak sürekli sanat üretmiştir; sosyal yapı içerisinde yer edinmek, birlikte toplum olabilmek için de sanatı kullanmıştır.

zorbatv.dergi

Elbette burada sözünü ettiğimiz sanat, bugünkü manada akla gelen yalnızca seyirlik bir nesne değildir. 
Toplumun içerisinde yaşayan ve toplumu bir araya getiren söylencelerden türkülere, hamamlardan dini mabetlere kadar sosyal açıdan görünür olandır. ‘’Sanat eseri’’ olarak adlandırdığımız bu nesnelere sanat değerini yüklerken de yine başımızı çevireceğimiz yer toplumdur. 
Sosyal yapının dinamiklerinden bağımsız olarak ele alınamayacak sanat ürününün oluştuğu söz konusu ortam sanat eserinin niteliğini belirler. Dolayısıyla, bu üretimlerden toplumun estetik beğenilerinin gelişmişliğine dair bir sonuç çıkarmak da mümkün hale gelir.

Burada sözünü etmemiz gereken bir diğer husus ise aynı toplumun farklı katmanlarında görülen sanat üretimi ve beğenisindeki farklılaşmadır. Kültür düzeyi gelişmiş çevrelerde meydana getirilen sanat eserleri nitel ve nicel anlamda gelişmişlik gösterir ve yine aynı çevreler tarafından tüketilir. 
Sıtkı Erinç’in Sanat Sosyolojisine Giriş adlı eserinde sözünü ettiği gibi “Sanatsal yeğlemeleri bir ülkenin tüm üyelerine genelleme olanağı yoktur”. Kanımca, sanatsal yeğlemeleri evrensel olarak genelleme imkanı da çoğu zaman yoktur. 

Öyle ki, Kutsal Kitap’tan alınan sahnelerle bezenmiş bir kiliseye Hıristiyan bir imanlı olarak girmiyorsanız söz konusu eserlerin sizde uyandıracağı his sınırlı olabilir. Alımlayıcılar kültürel kodlarına yakın düşünceler üreten sanat eserleri karşısında daha çok heyecanlanabilir ve ötekini sanat eseri olarak kabul etmeyebilir. Bundandır ki sanatın genel tanımını yapmak içerdiği karmaşık yapı itibariyle oldukça zor ve değişkendir.

Her bireyin belirli ön kabulleri olan sosyal bir ortama doğduğunu bilmekteyiz. İçinde doğulan toplum ve söz konusu toplumun değerleri bireylerin sanat beğenisini etkilediği gibi sanatçının üretimini de etkiler, bir nevi ne üretileceğine ya da neyin sanat eseri olarak kabul göreceğine bazen doğrudan bazen dolaylı olarak karar verir. 
Bundandır ki, tasvire hoş bakılmayan toplumlarda heykel ve resmin gelişmemiş olması sanatçının fırçasına bu anlamda darbe vurmuş farklı anlatım biçimlerinin doğmasına yol açmıştır.

Elbette bugün geldiğimiz noktada sanatçının üretiminde daha özgür olduğunu söylesek de onu “sanat” kategorisine sokacak kıstasların ne kadar özgür olduğu tartışma konusudur. 
Bir toplumdaki sanatın durumunu belirleyen unsurlardan biri de ekonomidir. Ekonomik yönden gelişmiş, karnı tok toplumlarda sanat üretimi zenginleşmiş, geniş kitlelerin beğenisine sunulma imkanı bulmuştur..

Ekonomik açıdan refaha erişmiş toplumların sanatçıları, tam zıttı toplumların sanatçılarına kıyasla daha özgürdür. Burada ekonomiyle ilişkili olarak sanatın durumunu etkileyen bir diğer husus ise siyasettir. 
Demokratik, liberal yönetimlerde kaynaklar sanatçılar için kullanılabilir, sanatçılar üretimlerinde özgür bırakılabilirler. Sıtkı Erinç’e göre böyle bir ortamda gelişen sanat da gerçek sanat olma yolunda ilerler, toplumun gelişimine katkı sağlar. Diktacı rejimlerde ise sanat kendine ait özgür bir ortam bulamaz, mevcut rejimin ya destekleyicisi olacak ya da sürekli sansüre maruz kalacaktır. 

Sanatçı ruhunu bastırdığı için ortaya çıkan eserlerin de zorlama üretimler olması kaçınılmazdır. Böylesi bir ortamda gerçek sanatçı değer görmeyebilir; yaratıcı akıl ve ruhtan süzülen eserler yerine estetik ve kalite açısından değersiz, sanat olarak adlandıramayacağımız, içinde oluşan toplumu da çoğu kez temsil edemeyecek üretimler yeğlenir. 
Sonuç olarak, sosyal yapı içerisinde sanatı ve sanatçıyı etkileyen çeşitli dinamikler vardır. Bu dinamikler, bir nevi, sanatın kaderinin belirlenmesinde etkili olur; sanatçıyı besler, sanatçı da üretimleriyle toplumu besleyerek gelişimine katkıda bulunur.

zorbatv.dergi


Kaynak: 
Erinç, S. (2009). Sanat Sosyolojisine Giriş, Ankara: Ütopya Yayınevi

Yorum

Nihan balkan (doğrulanmamış) Pa, 02 Ocak 2022 - 20:28

Harika bir yazı . Sanatın ve sanatçının desteklendiği toplumlarda üretmek zevktir. Sanata uzak toplumlarda ise işkence. Sürüp düşünelim. İyi yıllar

Havva Nur (doğrulanmamış) Çar, 12 Ocak 2022 - 23:00

In reply to by Nihan balkan (doğrulanmamış)

Sanatın özgürce yeşerip gelişebildiği ve bireyi aydınlatabildiği bir toplum dileğiyle...
Teşekkürler

Zehra kasap (doğrulanmamış) Çar, 05 Ocak 2022 - 22:30

Emeğinize sağlık harika bir yazı olmuş

Havva Nur (doğrulanmamış) Çar, 12 Ocak 2022 - 23:02

In reply to by Zehra kasap (doğrulanmamış)

Keyifle okumanız dileğiyle
Teşekkürler

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.