İmparatorluk Mirası Roma
Eylül Özsoy
Evlerden meydanlara, dükkânlardan insanların kılık kıyafetlerine, Roma’da nereye baksanız, sıra dışı görünür insanın gözüne. Roma’nın şehir sureti imparatorluk mirasıdır. Akdeniz kültürü kente hâkimdir. Akdeniz ülkesi deyince ilkin insanın aklına sebzeli, balıklı Akdeniz mutfağı geliyor, ancak İtalya’da her köşe başında rastladığımız yemekler pizza ve geleneksel usulle yapılmış makarna.
Konu yemek olduğunda, İtalyanlar lezzet kadar sunuma ve ortama da son derece önem veriyorlar. Bir İtalyan sözü şöyle diyor: “İyi dostlarla, iyi bir aile sofrasında asla yaşlanmazsın.” İtalyanların muhabbete ve eğlenceye düşkünlükleri son derece belirgin. İtalya’da şenlik sever, tutkularını gözeterek yaşayan ve duygularıyla hareket eden bir Akdeniz yaşamı olduğu rahatlıkla izlenebiliyor.
Mitolojiye göre, Roma’yı MÖ 753'te kuran Romulus ve Remus adlı iki kardeştir. Irmağa bırakılmışlardır, bir dişi kurt onları sudan çıkartır, mağarada emzirir. Ardından çiftçi bir aile tarafından bulunarak evlat edinilirler. Roma şehrini kurmak için, kurt tarafından emzirildikleri yeri seçerler. Bu yerin etrafını çevirirken iki kardeş tartışmaya başlar. Çıkan kavgada Romulus kardeşi Remus’u öldürür. Kurulan kent devletinin ilk hakanı Romulus olur. Mitolojik karakterler Remus ve Romulus kardeşlerin Roma'nın pek çok yerinde heykelleri ile karşılaşmak mümkün.
Roma’nın merkezinde, Popolo Meydanı’nın ortasında muazzam bir dikilitaş yer almakta. Roma’da bulunan 13 dikilitaştan biri bu. Obelisco Flaminio olarak adlandırılan bu dikilitaş Mısır’da I. Sety ve onun oğlu II. Ramses hükümranlığı döneminde MÖ 1200’lerde tamamlanmış. MÖ 10 yılında Roma İmparatoru Augustus’un emriyle Roma’ya getirilmiş. 3.200 yılın ardından hiç şüphe yok ki hâlâ “yıkılmadım, ayaktayım” iddiasında.
İspanya Büyükelçiliği’ne komşu İspanya Meydanı turistleri mıknatıs gibi çeken bir etkinlik alanı. 1725’e tarihlenen 135 basamaklı İspanyol Merdivenleri İspanya Meydanı’nda yer alıyor. Yaz gecelerinde bu merdivenlerde düzenlenen açık hava defileleri çok ilgi çekiyor. Meydan ve merdivenler, gündüzüyle gecesiyle size her zaman canlı gelecektir. Biraz daha canlılık için, marketten iri İspanyol üzümlerinden alıp meydanın ortasındaki çeşmenin soğuk sularıyla yıkayarak ferahlama imkânımız da her zaman mevcut.
Trevi Çeşmesi… Kanımca Roma’nın en keyifli noktalarından biri… 1762’den günümüze ulaşmış bir çeşme bu. Trevi sözcüğü İtalyanca üç yol anlamına geliyor. Üç yol o meydanda kesiştiği için bu şekilde adlandırılmış. Araç trafiğine kapalı bu meydanda yaz boyunca insan kaynıyor. Bir keresinde meydandan golf arabasıyla geçenlere rastlamıştım. Keyif ve eğlence uzmanı insanlar ülkesi İtalya’da yoğun turistik alanlar hep trafiğe kapalı. Trevi Çeşmesi civarında yapılabilecek aktivitelerden bazıları şöyle: marketten pizza, makarna, meyve alıp havuz kenarında atıştırmak, fotoğraf çekmek, etrafta olanı biteni seyretmeye koyulmak, meydanda 72 milletten insan olup olmadığını tespit etmek… Trevi Çeşmesi’ne para atıp dilek dilemek de önemli etkinliklerden.
Roma’da ziyaret etmenizde büyük yarar olan ilginç bir yer var: Villa Borges Parkı. Bu parkın içinde yer alan Pietro Canonica Müzesi’nde Cumhuriyet Türkiye’sinin anıtsal heykellerinin kalıpları, modelleri sergileniyor. Ünlü İtalyan heykeltıraş Canonica’nın Türkiye’de görkemli eserleri bulunuyor: Ankara Etnografya Müzesi önünde Atlı Atatürk Anıtı (1927), Ankara Sıhhiye Zafer Meydanı’nda Mareşal Atatürk Anıtı (1927), İstanbul Taksim Meydanı’nda Cumhuriyet Anıtı (1928), İzmir'de atlı Atatürk anıtı (1932)…
Papalık seçimlerine ev sahipliği yapan Sistina Şapeli, adını sanatsal anlamda dünyaya ilan etmiş bir yapıdır. Dünyanın en görkemli, en büyüleyici sanat eserlerinden bazıları burada yer alır. Çok değerli eserlerin saklandığı bir çeyiz sandığıdır orası. Botticelli ve Michelangelo gibi dahi sanatçıların eserleri bu şapelde ziyaretçileri ile buluşur. Sistina Şapeli’nde yer alan en görkemli eserlerden biri hiç kuşkusuz Michelangelo'nun Adem’in Yaratılışı sahnesidir.
Tiber Nehri üzerindeki Milvio Köprüsü gençlerin ve âşıkların üzerine isimlerini yazarak asma kilitlerle donattığı ilgi çekici noktalardan biridir.
Antik Roma, zenginliğini önemli ölçüde köle emeğinden sağlamaktaydı. Romalılar, arenalarda kendilerini eğlendiren gladyatörlere büyük ilgi gösteriyor ve onları yüceltiyorlardı. Bununla da kalmayıp arenada vahşice can veren gladyatörlerin kanını kahraman kanı olarak nitelendirip içiyorlardı. Gladyatör kanının, epilepsi gibi hastalıkların tedavisine iyi geleceğine inanıyorlardı.
Antik Roma’da diş hekimi iseniz halkın gözünde yıldızmışsınız. O zamanlarda sadece zenginler diş hekimine gidebilirmiş. Giysilerinin renkleri yanı sıra insanların diş sağlığına bakılarak da Roma’da kişilerin ait olduğu sosyal sınıf rahatlıkla tespit edilebilirmiş…
Yorum
Roma-Eylül Özsoy
Akıcı, keyifli, ah keşke devam etse bitmese dediğim bir anlatım.
Teşekkürler
Harika
Anlatılan yerlerin hepsini gördük.
Tekrar hatırlamak harika oldu.
Anlatımınız çok güzel.
İmparatorluk Mirası Roma
Çok beğendik. Kutlarız.
Roma şehri
Kendimi bir Roma restaurantında spagetti yerken tarihi Roma kentinin kültürel, sanatsal yapısı, zengin tarihi geçmişi, meydanları, çeşmeleri, anıtları arasında gezindiğimi hissettim.
Arada birde bir köşebaşında bir belirtip, bir kaybolan gladyatörlerle göz göze geldim.
Yeni yorum ekle