Pembe Ufolarında Uzaylıları Getireceğim Kapınıza

Pembe Ufolarında
Uzaylıları Getireceğim Kapınıza

Gözde Atlas
 
Dünyada durumlar iyi gitmiyor; bozulan ekonomiler, kapıda bekleyen kıtlık ve bitmek bilmeyen bulaşıcı hastalıklarla umudumuzu yitirmekteyiz. Tam da böyle zamanlarda aniden NASA şaşırtıcı açıklamalarda bulundu. Uzaylılar olabilir diyerek binlerce insanın gözünü yeryüzündeki sorunlarımızdan gökyüzüne çevirmeyi başardı. Geldiler gelecekler diye beklerken eğer bu gerçekleşirse diye kafamda oluşan beklenenden farklı bir senaryoyu yazmak istedim.

Carl Sagan'ın 1980 yılında yazıp sunduğu Cosmos; Bir Uzay Serüveni belgeselinin ilk bölümünü hatırladım. Büyük karanlık boşlukta küçük bir noktaya doğru görüntü büyürken “işte şu küçük mavi nokta dünyamız, hırslarımız, galibiyetlerimiz, korkularımız, savaşlarımızın hepsi o küçük mavi noktada olup bitti” metniyle giriş yaptığı o unutulmaz bölüm 2023’te dahi sosyal medyada ilgi çekmektedir. 

Bu metne bugün bir iki cümle eklemek istiyorum; birçok iyi niyetli dahi insanın doğup büyüdüğü ve bu sebeple ortalama yetenek bilgi ve zekaya sahip insanın türlü eziyetler çektirdiği yer de tam o küçük mavi noktadır. En çok okuyanı “ti”ye aldığımız, en yetenekli olanları hor gördüğümüz ya da anlamaya çalışmak yerine aklımız almıyorsa dışlayıp ötekileştirdiğimiz gezegenimizdir aynı zamanda. Halbuki tarihi boyunca belki uzaylılar kadar naif iyi niyetli ve zeki olan bu insanların tek derdi de dünyayı daha güzel bir yer yapmaktır. 

Tarihte belki yerini alamayacak olsa da çevremizde öyle insanlar bulunmaktadır. Bunlar çok okur çok da güzel önerilerde bulunur, düzeni değiştirmek isterler. Maalesef çoğu kazancı kadar çevresinde değer bulur ya da hor görülür.  Yüksek zekalarına rağmen yeterince uyanık olmadıklarından ve bu yolu tercih etmedikleri için cehalet altında ezilirler. 

İnsanımızın bu halinden uzaylıların kafamdaki senaryosuna gelelim. Bizlerden çok daha üstün bu varlıklar da aramıza katıldılar diyelim. İlk zamanlar onlar gökte yavaş yavaş belirdikçe içimize bir mutluluk bir umut halleri doğacak. Dünyaya barış sağlık, bilgi getirdiler diyelim. Üstelik de bizden bunca üstün olmalarına rağmen uyanık da değiller. Kendilerinden daha bilgisiz olanı güçsüz hissettirmiyorlar diyelim. Biz dostuz da dediler, peki. İlk bölüm böyle bitti bende ikinci bölümde sağlık sorunlarımızı çözen demiri altına çevirmeyi öğreten uzaylı dostlarımızdan pek de alacak şey kalmayınca bu hümanist halleri şu anlattığım ortalama ve gelişmemiş insanı sıkmaya başlayacak. Sosyal medyada dalga geçmeler pek tabii ki. Bunlar da ne çok biliyor sürekli vaaz veriyor bilmedikleri beş vakit namaz diyeceğiz kim bilir. Kafa ütülemeye başladılar, ne olacak bu buzulların hali ya doğa demeye de başladılar ilk vakit bunlardan kurtulmanın yoluna bakılacak. Biz pek öyle zayıf iyilikten yana olmadığımızı tarih boyunca gösterdik zaten  senaryom bu sebep le bunun üzerinde kuruldu.

Şu küçük mavi nokta onlar gelmeden önce daha nice dünya nimeti insanı başka dünyalara gönderdi. Bazısı bir hastalığa çare olma yolunda, kimisi daha gelişmiş bir toplum olabilmek adına türlü cezalar ve acılarla gömüldüler. Onları pek de dinlemediğimiz durumumuza bakacak olursak anlaşılır gibi ve biz halen bizden daha akıllısını yeteneklisini yeryüzünde bulamadığımızdan mı uzaydan beklemekteyiz.

Benim senaryom pembe ufolarla doluydu; bir de bu senaryonun tersi de var elbet. Peki onlar bizden daha zeki ama aynı bizim gibi uyanıklarsa, ya güçlü teknolojilerine rağmen pek de uzaylılıklarından nasibini anlamamışlarsa? Her şeyi çözmüş ama sevmeyi çözememiş bir vicdan ile geliyorlarsa? O senaryoları da siyah gri ufolarıyla Hollywood çoktan çekmişti zaten.