Güzelliğin Büyülü Tanrıçası : APHRODİTE
Ahmet Levent Zeybek
Aşkın, güzelliğin, sevmenin, sevişmenin, bereket ve üretkenliğin sembolüdür tanrıça Aphrodite. Bunun yanında sosyal hayatı ayakta tutan bağlılığın, her türlü aşkın koruyucusudur. Kusursuz, güzel, büyüleyici, hem giyinik hem çıplak tasvirli, çekici muhteşem bir kızdır. İşveli, cilveli, yaşlanmayı geciktirici, adada doğan kadın, arzunun ve şehvetin anası gibi sıfatları vardır. Büyülü memelik ona herkesi aşık eder. İstiridye kabuğu ile tasvir edilir. Kendini beğenen, kibirli, kıskanç ve olağanca gururludur. Hatta Homeros kendisinden Altın Aphrodite olarak bahseder. İnci, karatavuk, yunus, ayna, büyülü kemer, deniz kabuğu, serçe, kuğu, elma ve kaplumbağa, mersin ağacı, beyaz güvercin tanrıçanın vazgeçilmez sembolleridir. Roma’ya Venüs olarak geçip tapınımını devam ettirir. Tanrıçanın doğuşuna dair 2 rivayet vardır:
Hesiodos’a göre doğumu tanrıçanın denizin köpüklü dalgalarından doğduğudur. Yunanca “Aphros” köpük demektir. Uranos, Gaia’da doğan çocuklarını doğar doğmaz toprağa gömdüğü için toprak şişmekte ve acılar içinde kıvranmaktadır. Bu yüzden son oğlu Kronos’a bir tırpan verir, Kronos’ta o tırpanla babasının hayalarını keser ve denize atar. Denize düşen bu ölümsüz aza beyaz köpükler içerisinde yüzmeye başlamıştır. Penisin içinde Aphrodite büyür ve Kıbrıs’ta doğar.
Homeros ise: Zeus ve Okeanos kızı Diena’dan doğmuştur. İlyada’da yiğit Diamedes’le çarpışıp yaralanan Aphrodite’yi anası Diena kollarına alır, sever, okşar ve bileğinden akan özü silerek yarasını iyileştirir, acılarını dindirir.
Aphrodite aynı zamanda chthonik tanrıçasıdır. Öbür dünyada kendilerine inanan insanlara tanrısal sonsuz bir hayat verileceğine inanılmaktadır.
Bu kadar güzelliğin tanrıçası olup topal tanrı Hephaistos ile evlendirilmek ancak onun kaderi olabilirdi. Bu yüzden asla sadık bir eş olmamıştır. Ares, Poseidon, Dianysos ile pek çok tanrı ve ölümlü ile ilişki yaşamıştır. Ares ve Aphrodite’nin seviştiğini güneş tanrısı görür ve Hephaistos’a haber verir, ünlü demirci tanrıda çözülmeyen ve kırılmayan zincirlerden büyülü bir ağ örer ve onların halini herkese gösterir. Çıldırıp acı acı bağırır. Tanrıları Olympos dağından çağırır onları rencide eder. Çılgın Hephaistos’u Poseidon ikna edip serbest bıraktırır.
En büyük aşkın tabiki genç, yakışıklı, kaslı Adonis’tir.
ÜÇ GÜZELLER EFSANESİ:
Truva kentinin M.Ö. 13.yy’da kralı Priamos’tur. Karısı Hekabe’den olan en küçük oğlunun adı Paris’tir. Kötü bir rüya gören karısı çocuğunun Truva’nın sonunu getireceği için kralı tarafından dağın başına bırakılır ölmesi için. Ayı sütüyle büyüyen çocuk daha sonra çoban tarafından çocukları ile büyütülür. Paris birgün kendisinin Olympos’lu üç tanrının güzellik yarışmasının hakemi olarak tayin edildiğini öğrenir. Nifak tanrıçası bir gün kıskançlıkları kabartmak için en güzel kimin olduğunu sorar, Hera kendisinin olduğunu söyler, zeka tanrıçası Athena ve güzellik tanrıçası Aphrodite göre en güzel kendileridir. Bu sorun Zeus’a iletilir ve hakem olması istenir. Ancak Zeus bu işe karışmaz ve ölümlüye havale eder, Paris’i seçer. Haberi de Hermes’ten alır. Zeus’un haberini verdikten sonra Paris’e bir elma verir. Hangi tanrıçası güzel bulacaksa ona vermesini söylenir. Tanrıçalar kazanabilmek adına Paris’e rüşvet teklif ederler. Hera Asya Krallığını, Athena sonsuz zeka ve başarıyı, Aphrodite ise dünyanın en güzel kadınının aşkını vereceğini söyledi. Yarışmadan önce Paris Truva’ya gider, yarışlara katılır. Kral ve kralıçe Paris’in oğulları olduğunu öğrenir. Sarayda yaşamaya başlar, yarışma günü gelip çatmıştır. Paris Aphrodite’nin güzelliği karşısında büyülenmiş ve elmayı onun avcuna bırakmıştır. Kazanan aşk, sevgi tanrıçası olmuştur. Sözünü tutmuş ama yarışma sonucu savaş başlatmıştır Truva üzerine.
Tapınım alanları olarak: Kuzey Afrika’dan Kıta Yunanistan’a geniş bir coğrafyada tapınım görmüştür. Aphrodisias, Efes kentidir Anadolu’da.
Zarafet, nezaket ve çekiciliğinde timsali olan kadınlarımızın farkında olmak ve her katkı sağlamak dileğiyle…
Yeni yorum ekle