Şehir ve Sanat

Kültürel Miras

Yaşadığımız çevre içinde hissettiklerimiz bizleri öylesine etkiler ki; Tarihi çok eski zamanların Aktörleri oluruz. Bir tarafta savunma duvarları inşa ederken, bir taraftan da onlara saldırırız. Kaleler kurar, komutanı olur, planlar yapar, yönetir, kullanırız.

İçinde bulunduğumuz olaylar ve çevre şartları, onları tanımlayan mekân değerleri, geleceğimizi öylesine etkiler ki; Coğrafyacı Amasyalı STRABON “Hayal gücünün görebildikleri asla yok edilemez” dediği zaman belki aynı şeyleri düşünüyordu. 

Strabon (M.Ö. 64 – M.Ö. 23) Doğduğu kent için şöyle diyor “benim şehrim Amasya, içinden Yeşilırmak nehrinin aktığı geniş ve derin bir vadide kurulmuştur. İnsan emeği ve tabiat buraya hem şehir hem de kale karakterini fevkalade bir şekilde sağlamıştır. Çünkü burası yüksek ve çok sarp bir kaya olup, dimdik nehre doğru iner… Bu çevre içinde Kralların hem Sarayları hem de Mezar anıtları bulunur…” Bu tespiti ile Strabon’un doğduğu şehir için tanımı içinde yer alan değerler; kentin yaşanmışlığı için tanık, yaşanacakları için aktör durumundalar.

Dünyanın biçimi tartışırken bunu ifade etmenin zaman ve boyut olarak imkânsız gibi görünen zamanında; bugün herkesin bildiği açık denizde geminin önce direği, sonra güvertesi, sonra tamamı görünür örneği ile Dünya’nın yuvarlak olduğu teorisini “Strabon” kanıtlı bir şekilde tanımlamıştır.
 
Hayatımızı devam ettirme şartları için belirleyici olan Kent dokuları, yaratıcılığımızı arttırıyor veya yok ediyor.  Şartların birbiri ile olan ilişkilerini düzenleyen “Mimar” kentlerin oluşumuna 3. boyutta önemli değerler kazandırırken; kendi yaratıcılığı için de bir katkı koyuyor. “Mimarın Tasarımı” birlikte yaşayacağı doğa ve insanlar için de gelecek oluyor. 

Geleceği bugünden biçimlendiren tasarımın gizemli yönü ilham perileridir. Yaratıcılığımızı etkileyen ilham perisi verimli bir bitki gibidir.  
Bir süre sonra yaşam alanımızı kullanmaya ilham perisi; beslenir, büyür ve bağımlılık yaparak İnsanları tutkulu hale getirir. İşte, o zaman hissettiğimiz bir şeyler yapmak değil, yapmak zorunda olduğumuz şeydir. 

Bu da zamanı tanımlayan yaratıcılığın, hayal gücünün ifadesi Sanat’tır. Her kültürde yer alan sanat genelde görsel olarak anlamlandırılır. Doğallığın dışında, yapaydır. Birçok farklı katmanda algılanabilme özelliği ile Kültürlerin birbirleriyle olan ilişkilerindeki kimliklerinin bir parçasıdır.

Bir Kenti kimlikli yapacak değerler doğa, tarih ve kültür alanları ile ifade edilir., birbirlerinden asla ayrılmayan biri diğerinin parçası olarak kolay tanımlanan bu değerler, hissettiğinizde sizi içine çeken gelişmelerdir.

Birçok medeniyetin izlerini taşıyan davetkâr Anadolu şehirlerinin tarihi ve kültürel zenginlikleri kadar, doğa değerlerinin de bu yerlerin gelişmesinde önemli rol aldığı bilinir. Çünkü tarihi çok eski zamanlarda insanoğlu için hayatını devam ettirebilmenin öncelikli şartları; çevre koşulları ve savunmasına yardımcı bir doğanın olmasıydı. Buralarda yaşayan insanların kültürleri ve geleceğe dair hayalleri, uygarlık tarihimizin önemli aktör ve rollerini yaratmıştır. Aktörler değişse de roller tarihin birbiri ile olan ilişkisinde önemini kaybetmemiştir.  

Kültürün oluşmasında; o toplumu meydana getiren bireylerin özellikleri, hayalleri, toplumsal dayanışma anlayışları, yöneticilerinin tutumları, yaşadıkları bölgenin ekonomik kaynakları ve bütün bunların birbirleriyle ilişkileri önemlidir. Kentin dokuları içinde bu izler net görülür. Halk Kültürü, Kentsel Mimari ve Arkeoloji olarak da değerlendirilen izler, Kimliği oluşturan eylem-mekan-zaman kavramlarıdır. Bu kavramlar kültürel varlığın sorgulaması için gereklidir.  

Doğasını tercih ederek yerleşimler kuran, zaman içinde tarihi rolleri ile yerleşimlerindeki anıtları oluşturan insanlar, zengin kültürel mirasımızın sanatçıları olmuştur. Bu sanatçıların aralarında çağlar boyu süre gelen ilişkiler ve eserler de yerleşimlerin kimliğini oluşturmuştur. Kimlikli bir gelecek için uygarlık belgesi bu değerler; önemli bir gelişmişlik göstergesi olarak özgün değerleri ile geleceğe taşınmalıdır.

Gelecek ile ilgili sorunlar “Kentsel Tasarımı” etkilemektedir. Bu alanlar içinde yer alan eserler, gelecek ile ilgili nedenlerin tehdidi altındadır. Kültürel çevre değerlerinin korunması için gelecek senaryoları için iş birliğinin geliştirilmesi sanat eserlerinin ön plana çıkarılması bunların ihtiyaçlarının belirlenerek garanti altına alınması “Şehir ve Sanat” ilişkilerinin kurulması gereklidir. Bu yöndeki ortak duyarlılık ise “Gelecek İçin Kimlikli Çevre” oluşturmak ve gelişmektir. 
Ayrıca, kentlerin gelişme düzeyleri o kentte yaşayan insanlar ile kültür kaynakları arasındaki ilişkilerle de tanımlanmaktadır. Kentlerin özel alanlarını olumsuzluklara neden olan etkilerden, ilgisizlikten kurtarma bilinci; uygarlık yolunda yerel sorumluluk olmuştur. Kentlerin tarihsel kimliğini korumak, sadece eski kent dokularının korunması gibi anlaşılabilir, Kimlikli kent olmak yeni ihtiyaçlar için uygulamaları da aynı duyarlılıkla değerlendirmektir.

Kültürel mirasın bilinmesi korunması ve tanınmasının güçlü bir kimlik olması aynı zamanda o alandaki nitelikli üretim ve iş gücünü de kaybetmemektir. 
Üretim ve İş gücünün kaybedilmesi şehir ve sanat ilişkilerini doğrudan etkilemektedir. Kültürel değerleriyle rekabet kabul etmeyecek kadar önemli alanlar, üretim kaynaklarını kaybetmeye başladıklarında; kalkınmada meydana gelen sorunlarıyla kültürel alanlarda da tahribat yaratmaktadır. Bu nedenledir ki; üretim kaynakları ve işgücünün kaybı ile oluşan bu tahribatın önlenmesi için Kültür’ü ulusal kalkınmamızın temel aracı olarak kabul etmemiz gerekir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’nin Temeli Kültür’dür.” ifadesi de bugün Tarihi ve Kültürel değerlere sahip çıkmak o’nu yaşatmak, değerlerini koruyarak uygarlık belgesi olarak tüm insanlığa kazandırmaktır. Hoşgörü, barış ve dayanışmanın egemen olduğu uygarlık kimliğinin oluşturulması için çaba göstermek ulusal bir sorumluluk olmuştur. 

Biz İnsanlar her gün şehir ile birlikte uyanır, bir gün süresince bu tablo içinde çalışır, üretiriz. Şehri kullanır o’na bir şeyler ekler, ondan bir şeyler çıkarırız. Şehirde yarın göreceklerimiz, bugün yaptıklarımızdır. Çünkü bizler yaşadığımız çevrenin bir parçası, eylemlerimizle sanatçılarıyız.  Şimdi… Şehirlerimize bakalım bu eser hoşumuza gidiyor mu?

*Mimar
 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.