Abdurrahman Kaplan:
Sanat-Hayat Üzerine Eleştirel Notlar…
Şamanlar
Geçmişe taş devrine kadar uzanan Şaman kültürüne merak ve ilgim çok eskilere dayanır. Toplumsal yaşamları, ritüelleri, gelenek ve görenekleri, dansları, müzikleri(hayat ağacı,muska,güneş,yıldız,aşk vb) sembolleri, günlük yaşama dair araç ve gereçleri ile Şaman dünyasına ilişkin duyumlarım ve edindiğim bilgiler bana hep ilginç gelmiştir.
Şamanlarla ilgili bir dizi proje resim yapma istiğimi buradan iyi sonuçlar alabileceğimi umut ederek ele aldım.
Bu çalışmalarda bazı yeni yaratıcı anlatımlar ile ilginç kompozisyon ve renk düzenlemelerine gidebileceğim düşüncesi ile bu insanların yaşamlarını ve kültürlerini daha bir ayrıntılı araştırıp incelemeyi önceledim.
Yaptığım araştırmalarda Türklerin Müslümanlığa geçmeden önceki inançlarının Şamanizm olduğunu görüyoruz. Şamanizm Kuzey ve Orta Asya’da Türkler, diğer kıtalarda başka toplulumlar arasında günümüze kadar süregelen doğaya ve güneşe tapma, doğa üstü ruhlara inanma temeline dayalı bir dini anlayış olarak tarif ediliyor. Şamanlar hem din görevlisi, hem şiacı,hem de büyücü idiler. Ruhlarla temasa geçebilecek özelliklere sahiptiler. Bu güç anları hastaların tedavisi, kutsama, mistik parçalanma(ölüp dirilme)gibi konuları inançları gereği gerçekleştirmeye yöneltiyordu.
Şamanlar dünyevi değerlerle ilişkilerini bitirip, geçmişleri ile olan tüm bağlarını kesiyorlardı. Eğitimleri ise 15 yıl gibi uzun bir süreç gerektiriyordu.
Şaman ayinlerinde ortaya bir tütsü ve ateş yakılarak ‘Manyak’ denilen çok renkli ve süslü giysilerle transa geçiyorlar, ‘kam’davulu çalıp şarkılar söyleyerek başka ruhlarla temasa geçtiklerini düşünüyorlardı.
Şamanlığın Tür-Moğol eski kültür tarihinde önemli bir yeri vardır. Türklerin ilk dininin Şamanizm olduğu biri çok kaynakta dile getiriliyor.
Günümüzdeki Mevlid geleneğinin buradan geldiğini sanılıyor. Kurban kesme, ölünün 40. Günü anma, kurşun dökme, ağaca bez bağlama, muska taşıma, cenazeyi sağlığında dolaştuğu yerlerde gezdirmek gibi geleneksel ayinlerin çoğunun bu anlayıştan kaynaklandığı sanılıyor.
Şamanizmde iyi ruh ‘Ülgen’, kötü ruh ‘Erlik’ olarak adlandırılıyor. Şamanlar, tanrı ile ruhlar arasında ilişkiler kuran güce sahip kişiler olup, tanrılarla iletişim kurmak için bazı hayvanların ruhlarından yararlanıyorlar. Kartal, geyik, at, baykuş, köpek, tavşan, balık ve yılan gibi hayvanlar madde-manevi yaşamlarında önemli bir yer tutuyor.
Şamanizmin ana erkil toplumlarda doğduğu herkesin Şaman olamadığı ve bunun kadınlara özgü bir sanat olduğu da belirtilmektedir.
Şaman hem sihibaz, hem büyücü, hem de hekim olarak tanımlanabilir. Bu anlayış dinsel, simgesel, ekonomik ve sosyal bir olgudur.
Avlanma, hastalık, savaş gibi hallerde gece ayinleri düzenleniyor, kötü ruhlar kovuluyor ve tanrılara kurbanlar sunulurken rengarenk giysiler içinde müzik eşliğinde davullar çalarak ayinler yapıyorlardı.
Bböylesine ilginçliklerle dolu Şaman kültürünün farklı içeriklerine has yanlarını çalışmalarıma yansıtarak, günümüz resim anlayışına uygun yeni ve akılda olmayan betimlemelere gitmeyi,estetiği bir kez de buralarda aramanın doğru bir yaklaşım olacağını, bunun resimlerime dünyamı olumlayacağını, gönlümün dolaştığı yerlerde bir kez daha keyifli bir sanat serüveni yaşayacağımı biliyorum. Bu yolculukta yine daha önceki çalışmalarımda olduğu gibi anlayışımı ve duruşumu değiştirmedim.
Bu serideki çalışmalarda da yeni yaratıcılıklar aradım. Yapılagelenlerden farklı olsun istedim. Ele alınan konuyu izleyiciye duyumsatsın istedim. Renk,biçim ve kompozisyon zenginlikleri içersin istedim.
Kendine özgü bir boya olayı olsun ve sanatçısını temsil edecek özgünlükte olsun ve benim öznel ruh hallerimle duygu ve sezgilerimi yansıtsın istedim.
Ayrıntıları çalışmalarımın ruhu ve zenginliği saydım. Bazen renklerin, bazen formların, bazen de her ikisinin birden egemen olduğu estetik bir resim dili varetmeye çalıştım.
Konu, sanatçı ve hayal gücü üçlemesini iyi ilişkilendiren, günümüz resim anlayışına uygun çağdaş çözümlemeleri sanatın ve toplumun bizden beklediği değer sayıp düşündüm, çizdim, boyadım…
*Sanatçı,Yazar
Yeni yorum ekle