Sonsuzluğa Uçuş
Serap Demirağ
Kendimizi yeterince tanıdığımız söylenebilir mi? Hala, madde üzerinde elde edilen başarılarımızla mutluluk duymaktayız. Kuşkusuz bir insan, yansıması olduğu kozmosun yoğunlaşmış bir modelidir. Ancak, unutulmaması gereken, her şeyin insanın gelişimine ve kurtuluşuna hizmet etmek için olduğudur. Bu bilinçle davranan insan, kendisine sunulan değerlerin farkında olmalıdır.
Kendisi için doğru olanı seçmelidir. Hür iradesinin gereğidir bu. En önemlisi de ayırt etme yeteneğini kullanmasıdır. Kendisini koşullandırmadan değişimin ruhuna uymalıdır. Geleceğin geçmişe doğru aktığı dairesel bir zamanı yaşarken, boyutundaki ilişkileri de keşfetmelidir. Ve doğru ilişkilerin temelinin sevgiye dayandığını da unutmamalıdır.
Doğrudan ya da dolaylı verilen her bilgi, çağına uygun sembolleri saklar. Doğrudur. İnsanoğlu öylesine koşullanmıştır ki, gözünün önündekileri bile görmez de, inanmak için sembol arar. Sevgi de bu anlayıştan nasibini almıştır günümüzde. Sembolleri, zaman zaman da kendisi vahşileştirmektedir ne yazık ki.
Oysa planetimiz bizlere sevgi’nin en güzelini örneklemiştir. İnsanoğlunun bu yaratılmışlıktan öğrenecekleri henüz başlamadı bile. Bir enerji olan sevgi, somutlaşmakta, adeta elle tutulur gözle görülür hale gelmektedir. Doğanın bizlere bir hediyesidir Yunus’lar. Tebessümleriyle seslenmektedirler çağlar boyu “Neden sevgi?” diyenlere.
Birlik ve beraberliğin muhteşem görselliğidir onlar evrenimizin. Bir yunusa baktığında gülümsemeyen yok gibidir. Kendi aralarındaki o muhteşem birliğe insanı ansızın katarlar.
Zaman orada durur. Farklılıklar kalkar ortadan. Bütüne katılmanın öz bilincidir sadece soluklanan, dalgaların üstünde. Karışık ve saçma sapan modellerden, sanki bir anlamı varmış gibi sunulan sahteliklerden arınmışlardır onlar. Yalın, duru ve sevgi dolu bütünlüğe kanat açarlar durmadan. Böyle uçarlar sonsuzluğa. Merkezsiz evrenin merkezi olduğunu düşünenlere de, böyle ibret olurlar.
Yeni yorum ekle