Bir Oryantal Dans Efsanesi, Kuralları Yıkan Kadın; Nesrin Topkapı

Gösteri Sanatları

Bir Oryantal Dans Efsanesi, Kuralları Yıkan Kadın; Nesrin Topkapı


Sabit Sümer

zorbatv


1951 yılında, tiyatrocu bir anne babadan Manisa’nın Akhisar ilçesinde bir turne sırasında dünyaya gelir Nesrin Gökkaya. Babası tuluat sanatçısı Celal Gökkaya’dır. Annesi Rabia Hanım, Arap Yarımadasında çıkılan bir turne esnasında tanıştığı Arap müziklerine duyduğu sevgi ve hayranlıkla, coğrafyanın dansı olan göbek dansına, yani Oryantal dansa gönül verince, küçük Nesrin de annesinin çok sevdiği bu dansı öğrenmeye başlar. Son derece yeteneklidir de. Annesi küçük yaştaki kızına, ünlü Madam Olga’dan bale dersleri aldırmaya başlar, ancak bale bir yana, damarlarında farklı bir dansın ateşi dolaşmaktadır artık Nesrin’in. Bir gazino sahibi küçük kızı sahne arkasında dans ederken görür ve annesini gazinosunda dans etmeye ikna eder. Küçük Nesrin de aynı sahnede yer alacaktır. Kendisine dansöz elbisesi dikilir, “Harika Çocuk Nesrin” diye adına boy boy afişler asılır. Ancak sahneye çıktığı gazino, kısa süre sonra reşit olmayan çocuk çalıştırmaktan on beş gün boyunca kapatılır. 

zorbatv

Nesrin, 15 yaşına geldiğinde babasını kaybederek annesiyle yalnız bir yaşam sürdürür. O dönemde anne-kız maddi sıkıntılar yaşamaktadır, o günlerde önce sekreter olarak çalışır, sonra temizlik, bilet satışı ve ambalajlama gibi işlerde para kazanarak annesine destek olmaya çalışır. Nesrin Gökkaya, 17 yaşına geldiğinde Londra’ya gitme şansı yakalar. Bu kentte düzenlenen bir gecede, Kıbrıslı Türklere ait bir gece kulübünde sahneye çıkar ve kendini kanıtlar. O, artık usta bir oryantal dansçısıdır. Kendisine daha etkileyici bir sahne adı bulmak gereği doğmuştur ve bu tarihten sonra Nesrin Gökkaya, herkesin bildiği adıyla Nesrin Topkapı olarak lanse edilir. İngiltere macerasının ardından ülkesine Nesrin Topkapı olarak döner ve ünlü Maksim Gazinosunda sahne almaya başlar. Burada, kendisi için düzenlenen özel bir gecede İran Şahı; Muhammed Rıza Şah Pehlevi önünde dans eder. Çok özel görsellik ve sahne şovlarıyla harikalar yaratır. Usta sanatçının kendine has keskin sahne kuralları da vardır, örneğin izleyenlerle asla göz teması kurmaz, masa üzerine çıkarak dans etmez ve müşterilerden gelen hediyeleri kabul etmez. Üzerine saçılan paraları ise adaletli bir tavırla orkestrası ve kulis görevlileriyle paylaşır. Bu kendisine oryantal dansçılar arasında saygılı ve özenli bir yer sağlar. 
1980 yılında TRT ekranlarında bir yılbaşı gecesinde sahne aldığında, öylesine mükemmel bir program yapar ki, dansı insanları adeta büyüler. Böylelikle inanılmaz bir zarafet ve incelikle dans eden bu sanatçıyı sadece sahneden bilenler değil herkes tanımış olur. Standart göbek dansından başka bir şeydir onun dansı. Muhtemelen çocukluğunda aldığı bale derslerine, özgün kişiliğinin özelliklerini de katmaktadır, bu da kendisini oryantal dansçılardan farklı bir yere çıkarır. İnsanlar, halk bu esmer, zarif, özgün oryantal dansçısını çok sever ve onu ekranlarda daha çok görmeyi arzu eder. 1983 yılında bir kez daha TRT ekranlarında çıkması için teklif alır, ancak bu teklifte kendisi ile beraber 5-6 dansözün daha sahne alacağı kendisine söylenmiştir. Nesrin Topkapı’nın buna cevabı; “Nesrin Topkapı olarak benin kurallarım var. Ya tek başıma sahneye çıkarım ya da kesinlikle çıkmam”  olur. Zaten prensipleri gereği çalıştığı gazinolarda da her zaman tek kadın oryantal olarak sahne almıştır.

İngiltere macerası esnasında, 1972 yılında Nesrin Topkapı’nın vize süresi dolar. Bu durumda sınır dışı edilme korkusundan, çalıştığı gazinodaki Asaf Hüseyin adlı garson ile formalite bir evlilik yapar, böylelikle vize sorununu aşar. O yıl başka bir gazinoda müdürlük yapan bir adama âşık olur. Ne yazık ki âşık olduğu adam evli, yedi çocuklu ve kendisinden 22 yaş büyüktür. İlerleyen yıllarda bu kez de birlikteliğini 14 yıl sürdürdüğü bir başkasına kapılır Topkapı. Bu ilişkide de sevdiği kişi tarafından aldatılan sanatçı, yıllarca kendini eve kapatır ve aşk acısını üzerinden atmaya çalışır. Nesrin Topkapı’nın, Nesrin Gökkaya olduğu yıllarda, küçük yaşta Yeşilçam deneyimi de olmuştur. Daha üç yaşındayken yönetmenliğini Ömer Lütfü Akad’ın yönettiği, “İpsala Cinayeti” isimli filmde yer almıştır sanatçı. Filmde sahneyi; Turan Seyfioğlu, Nevin Aypar, Cahit Irgat ve Lale Oraloğlu gibi dönemin ünlüleriyle paylaşmıştır. 1956 yılında ise, Talat Artemel ve Neriman Köksal’ın oynadığı; “Hayırsız Evlat” filminde boy gösterir. İlkokulu, Bale Okulu ile birlikte götürdüğü yıllarda, 1958 yılında, Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Bu Vatanın Çocukları” isimli filmde, Yılmaz Güney ile oynama şansı bulur ve bu film, 1959 yılında Türk Film Festivalinde birincilik ödülünü alır.

zorbatvDans etmeyi bırakan ancak danstan hiç bir zaman kopamayan ünlü oryantal dansçı, bir çok ünlü sanatçıya dans eğitimi vermeye devam etmiştir. Bu ünlüler arasında Nurgül Yeşilçay, Nil Karaibrahimgil, Sertab Erener, Hadise Açıkgöz gibi isimler vardır. Bu kişiler sahne performanslarında daha iyi oryantal dans edebilmeleri için bu büyük ustadan özel oryantal dans eğitimi almıştır.

Yorum

Mustafa kahraman (doğrulanmamış) Çar, 20 Temmuz 2022 - 20:43

Sabit beycigim
Rahmetliye yetiştim. O ne kuraklıktan hala hatırlarım.
Anılarımı tazelediniz. İyi günler

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.