Şiir Hakkında Aklıma Takılan Her şey

Edebiyat
Şiir Hakkında Aklıma Takılan Her şey

Şiir Hakkında Aklıma Takılan Her şey

‘Artık neredeyse kimse şiir okumuyor’ diyerek hayıflandı geçenlerde bir dostum. Bu konu
üzerine biraz daha derinlemesine düşünme gereğini hissettim. Bunun pek çok nedeni olsa da,
şiire karşı duyduğum en yaygın şikâyet, şiirin çok soyut, karmaşık ve genel olarak anlaşılmaz
olmasıydı. Ancak tam da bu nedenlerden dolayı şiirin, insan ifadesinin en yüksek biçimlerinden
biri olduğunu düşünürüm. Ölü Ozanlar Derneği filminde şöyle bir söz geçiyordu ve şiirin
hayatlarımızda oynayabileceği potansiyel rol hakkında şimdiye kadar duyduğum en etkileyici
monologlardan birini içeriyordu: “Biz şiiri sevimli olduğu için okumuyor ve yazmıyoruz. İnsan
ırkının bir üyesi olduğumuz için şiir okuyor ve yazıyoruz…”
Tıp, hukuk, işletme ve mühendislik yaşamı sürdürmek için gerekli olan değerli mesleklerdir ancak
şiir, güzellik, romantizm, aşk hayatı yaşanılır kılan kavramlardır. Ne yazıktır ki şiirin büyüsü, son
15 yılda bizleri mest eden, bağımlılık yaratan, televizyon programları ve sosyal medya klipleriyle
yarışmak zorunda. Şiir kesinlikle zaman ve emek gerektiriyor. Ama hayatta hangi değerli şey
zaman ve çaba gerektirmez ki?
Şiirin kişisel bir deneyim olarak görülmesi gerektiğini anlamak da önemlidir. Bana göre amaç
şairin şu ya da bu dizeyle ne demek istediğini anlamak değildir; amaç daha ziyade
okuduğumuzdan ne anladığımıza odaklanır. Bir şiir parçasının duygusal etkisini hissetmek için
Beat şairleri’ne yakından aşina olmamız gerekmez mesela. Şiir, kelimeleri okumak ve herhangi
bir imge ya da duygunun soru sorma kaygısı olmaksızınn üzerimizden akıp gitmesine izin
vermektir. Standart bir kurgusal öyküde ya da gişe rekorları kıran bir filmde olduğu gibi, öykü
akışını ve karakterleri sıraya koymamızı gerektirmez. Bu, kendimizi dünyadaki çok sayıda anlam
ve algıya açmakla, dikkat etmekle ilgilidir aslında. Eğer siz de benim gibiyseniz, büyük soruları
daha önce sormuşsunuzdur: Hayatın anlamı nedir? Tanrı var mıdır? Tanrı beni seviyor mu?
Evrenin bir başlangıcı var mı? Ve tüm bu sorular çağlar boyunca şairler tarafından şu ya
da bu şekilde ele alınmıştır.
Günümüzde ben de şiirin nadiren okunduğuna inanıyorum çünkü insanlar önemli konular
hakkında derin ve duygusal düşünmüyorlar. Oysa ki şiir, siyasi ve dini grupların, anlatıların ve
karakterlerin sınırlarının da ötesine uzanır; insan düşüncesinin ve duygusunun özüne nüfuz eder.
Şiiri kaybedersek insanlık biraz daha az insan olacak ve ne yazık ki çoktan oldu bile. Öyleyse bu
noktada E. M. Cioran’ ın söyediği bir sözü hatırlamanın ve hatırlatmanın tam da yeridir: “o
zaman şiire doğru dönmemek elde mi? Onun da, tıpkı hayat gibi, hiçbir şey kanıtlamama
mazereti var.”
Biz şiir hakkında ne düşünürsek düşünelim, ne söylemek istersek söyleyelim bir şeyler hep eksik
ve yarım kalacaktir. Çağdaş, modern bir şiirin inşasını kurmak öyle kolay bir iş değildir. Şiir bütün
sanatların üstünde bir yerde midir bence evet, öyledir. Söz gelimi ben derdimi şiir yoluyla, şiirin
diliyle anlatmaya çalışanlardanım. Şiir derinliği olan bir seziş, muhteşem bir hissediş, üstün bir
kavrayış mıdır buna kim hayır diyebilir ki? Ancak tam yakaladım diyorsunuz elinizden kaçıveriyor.

Şiir bizim önümüzden mi koşuyor yoksa belki de öyledir. “Duyduğumla söylediğim, söylediğimle
sustuğum, sustuğumla düşlediğim, düşlediğimle unuttuğum arasındaki şiir” der Oktavio Paz!
Dünya sanki büyük bir iş yeri, büyük bir ev, büyük bir atölye, dünya hâlâ okunmayı bekliyor.
İnsan bir yol, bir duruşsa, evet dediğim gibi şiir de sonsuz bir yolculuk ve ben her an yoldayım.
Şiir okunarak, yazılarak bize kendimizi bilmeyi, bulmayı, hatırlamayı çalışandır aslında. “Çocuk,
dili dönmeye başlayınca şiir söyler; en büyük şairler çocuklardır” diye de düşünürüm.
Başa dönersek, evet şiirin kişisel bir deneyim olduğunu tekrar vurgulamak isterim
Öncelikle tutucu olmayan İyi bir şiir okuru olmak gerekiyor. Şiir hakkında kafama takılan o kadar
çok şey oluyor ki birini çözsem diğer öbür konu başlıyor. Bitti dediğimiz yerden başlıyor her şey
ve bizler bu yolun öğrencileriyiz.
Eser Ceran Erdi

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.