Müfide Güzin Anadol’un Gece Sefaları
Doç.Dr. Emel Koşar
Unutulmaya yüz tutmuş şairlerden Müfide Güzin Anadol’un (1925-2005) Gece Sefaları’nda,[1] yeni şiirler ve daha önce yayımlanan kitaplarından (Derviş Hayriyesi, Geceleyin) seçme şiirler yer almaktadır.
Kitabın ilk bölümü Derviş Hayriyesi’nde, daha çok tahkiyeye dayalı şiirler yer alır. “Derviş Hayriyesi” şiirinin öznesi, Hevse”nin (İsmi “heves”i çağrıştırır.) ölüm haberini alınca onun on üç yaşında evlendirilmesinden iki ay sonra “işe yaramaz deyi” (s. 9) ailesine geri gönderilmesiyle sönen hayatını irdeler. “İstanbul’a Övgü”de, İstanbul’un tarihi/tabiî güzellikleri gelenek ve görenekleriyle birlikte anlatılır. “Sazköylü Ayşe”de ise, şiire ismini veren öksüz Ayşe’nin istismar edilmesi eril bir dille ifade edilir: “Çok sürmedi, tez yayıldı köye kızın haberi:/‘Öksüz Ayşe kötü olmuş’ dediler...” (s. 23) Eleştirmeden sadece durum tespiti yapan şair; portreler çizer, hikâyeler anlatır ve yorumu okuyucuya bırakır. “Erkek Olsaydım” şiirinin öznesi, erkek olsaydı geceleri sokaklarda şarkı söyleyebileceğini, Paris’e gidebileceğini vb. dile getirerek erkeklikle özgürlüğü özdeşleştirir. Şiirlerdeki söylem, toplumun ataerkil düzenine uygundur. “Osman Efendi” şiirinde, kırk yaşında olduğu halde ekonomik sebepler yüzünden evlenemeyen Osman Efendi’nin portresi çizilir. Toplum baskısının kişinin hayatını nasıl etkilediği gözler önüne serilir. Anlatımcı şiirlerde, toplumun yargı çemberinden çıkamayan insanların özellikle kadınların dramı resmedilir.
Kitabın ikinci bölümü Geceleyin’de, sosyal içerikli anlatımcı şiirlerin yanı sıra Promete, Macbeth, Penelope’ye ve halk hikâyelerine değinen metinlerarasılık açısından zengin şiirler de yer alır. “Eğdim Kadın Başımı” şiirinin “susuz kalmış gonca gibi kuruyan” öznesi, toplumun kendisine biçtiği edilgen rolü kabullenmiştir. Kendisini erkeklerden aşağı görür: “Aklı kısa/Eksik etek/Kaşık düşmanıyım/İçime akar yaşım/Sesim duyulmaz” (s. 32)
Kitabın üçüncü bölümü Gecesefaları’nda; “Hasene”, “Melâhat Hanım”, “Belkıs Hanım” gibi portre şiirlerinin yanı sıra hastanelerdeki hastaların, madencilerin ve köylülerin hayatları anlatan şiirler de yer alır. Şair, doğduğu ve bir süre öğretmenlik yaptığı Devrek’i “Devrek Köprüsü” şiiriyle ölümsüzleştirir.
Kitaptaki sade dille kaleme alınmış anlatımcı şiirler, I. Yeni etkisindedir. Gözlemlerinden yola çıkan şair; okura köylülerin, fakir insanların, emekçilerin ve çocukların hayatlarından kesitler sunarken özellikle kadınların üzerlerindeki toplum baskısının altını çizer. Söz konusu şiirlerin bir kadının kaleminden çıktığı belli değildir. Şair, kadınlığını gizler ve eril söylemi tercih eder.
[1] Müfide Güzin Anadol, Gece Sefaları, YAZKO, İstanbul 1985.
Yeni yorum ekle