Giyilebilir Sanat

Sanat

Artsand Crafts İzdüşümünden Günümüze  Giyilebilir Sanat

Duygu Şenol Salepcigil

 

İnsanlık tarihi kadar eski olmasına rağmen “Giyilebilir Sanat”ın geleneksel tekstil malzemeleri ve tekniklerinin kullanımıyla başlayan bir hareket olarak kökeninin 19. yüzyıl Artsand Crafts’a dayandığını söylemek yanlış olmaz. Kraftivizm etkisinde biçimlenen sanat hareketi 60’lı ve 70 ‘li yıllarda görünür olmaya başlamış, hippi ve mod alt kültürlerinden de beslenerek moda ve sanatın kesişiminin en önemli ve özgün örneklerini göz önüne sermiştir. Alışılageldik nakışlar, tığ işleri, keçelerin yanında mücevherler ve halk giysileri özgün tasarımlara dönüşmek üzere birlikte hareket ederek bir sanat dili oluşturmuştur. Sürrealist ve dışavurumcu sanatçılar için özellikle avangart birer ifade aracı olarak hayat bulmuş, performans sanatında da aynı şekilde giysiler ve tekstil malzemeleri özellikle teknoloji desteği ile yaratım ve ifade sürecine aracılık etmiştir. Sonuç olarak Giyilebilir Sanat ile kim olduğumuzla ilgili olan, gündelik yaşamın sınırlarını kaldıran güçlü mesaj içeriğine sahip bir hareketin yolculuğundan bahsetmekteyiz.

 

rıy

Görsel 1.2022 Dünya Giyilebilir Sanat Ödülleri Finalistleri, “Plastic Marriage,” Allison Mac Kayand Gabrielle Edmonds, Yeni Zelanda.

Sınırları zorlayan Giyilebilir Sanat, anlamları yaratan ve yıkan özelliği ile genellikle marjinal grupların kostüm yoluyla bir dil yaratarak toplumsal cinsiyet, ırk, sınıf ve engellilikle ilgili tüm toplumsal hiyerarşileri bozmaya çalışmıştır. 1850’lerden 1960’lara gelindiğinde Amerikan karşıt kültürünün etkilerinin görüldüğü harekette, 1980’lerde Leigh Boweryradikal bir dönüşümle kendisini, bedenini ve imajını sahnelerde ve galerilerin vitrinlerinde göründüğü kadar aramızda da dolaşan bir sanat nesnesine dönüştürmüştür Günümüzde hala moda, ana akım kültür ve underground’da sanatçının etkilerini görmekteyiz. Aynı dönem 80’lerin tasarım yaratıcısı Will Smith yüksek modayı uygun fiyatla sokağa taşıyarak “sokak modası” ruhunu yaratmıştır. 80’lerde AIDS’in yıkıcı etkilerini giyilebilir sanat ile göz önüne seren performans sanatçısı Bowery’den sonra 21. yüzyılda Daniela Lara-Espinoza kadın düşmanlığı ve şiddete karşı okul önlüklerine dekoratif nakışlar işlerken Ceyda Toskay tekstillerin sunduğu dokunsal ve bir araya getirme özelliklerini kapsayıcı bir pratikle göz önüne seren eserler ortaya koymuştur. Atık tekstil ürünlerinden yaptığı eğlenceli, tuhaf niteliğe sahip çizgi film benzeri maskeleri ve canavar süveterleri ile tekstil tasarımcısı Yrurari hızlı modanın sürdürülebilirlik ve etik üretim kapsamında yok ediciliğini tartışmaya açmış, Stephanie Francis-Shanahan geçici olanı andığı çalışmalarında pop kültür imgelerini sanat kurumları dışında evsel alanlarda sergileyerek yeni bir yaratıcı bir potansiyel oluşturmuştur Dolayısıyla sıradan hayatın sansürlerinden uzak bir doğa yaratmıştır. Günümüz giyilebilir sanat hareketi temsilcilerinden Francis-Shanahan kostümlerini giysi olarak değil yaşayan heykeller olarak tanımlarken vücuda benzeyen bir cismin üzerine giyilene kadar giysi olanların daha sonra heykelsi bir forma dönüştüğünü ifade eder. Bir hikâye anlatan bu formlar hem kişisel hem de kolektif tarihten yararlanmaktadır sanatçıya göre.

 

Görsel 2.Daniela Lara-Espinoza’a ait Şili’de okul öncesi kız önlüklerinin yapımında yaygın olarak kullanılan pembe pötikare kumaş üzerine el işlemesi. Şili ve Latin Amerika'da kadınlara yönelik yüksek düzeydeki şiddet gibi karmaşık sosyo-politik konuları göz önüne sermek için sanat galerileri dışında alanları kullanmaktadır.

 

Görsel 3. Stephanie Francis-Shanahan, 'sosyal hareketliliğin koruyucu azizinden bir kare.

 

Ben Caro buluntu nesneleri sanatında kullanarak sanatının içine zanaatı ekleyerek büyük kazanımlar elde ettiğini vurgulamaktadır. Bıldırcın yumurtalarını kullanarak bir orta çağ başlığı yapan sanatçı bu yolla erkeklik statülerine işaret ederken aynı zamanda bu durumun kırılganlığa giyilebilir sanat ile esprili bir yaklaşım sergilemektedir.

 

 

Görsel 4. Ben Caro tarafından tasarlanan bıldırcın yumurtalarından oluşan başlık.

 

Multi disipliner sanatçı Ceyda Oskay çalışmalarını göçle ilişkilendirmekte, tekstillerin kültürlerde geleneksel olarak sembol ve hikayelerin taşıyıcısı olduğunu belirtmektedir. Liverpool (Alternates) Bienali 2018 ve İstanbul Bienali 2019 sırasında ürettiği Tılsımlı Tişörtler projesinde, giysilerin hayatımızda oynadığı sembolik rolü keşfetmek için ritüel ve törenin iş birliğine dayalı pratiklerinden yararlanmıştır. Plastikten üretilen yağmurluk tasarımı ile sanatçı, bunu giyen kişilerde tüketim kültürünün çevre üzerindeki zararlı etkilerini düşünmeye zorlamayı amaçlarken, iklim değişikliğine dikkat çekmek istemiştir.

 

Görsel 5.Diamond sareforever, Ceyda Toskay. Plastikten üretilmiş yağmurluk.

 

Artsand Crafts etkisinde zanaatın yavaşlatıcı süreçleriyle pek çok geleneksel el işlemelerinin ifade aracı olarak kullanıldığı giyilebilir sanat hareketinin yolculuğu 19. yüzyıldan günümüze farklı yol ayrımlarına girmiştir. Zaman zaman çok geriye giderek Rokoko döneminin süslemelerinden ilham alırken zaman zaman Sürrealizm ve Dadaizm’in eril idealleriyle mücadele etmiş, popüler kültürün ve teknolojinin araçlarından yararlanarak bedeni tasarımın bir parçası olarak kabul eden adeta giydiklerimizin bizleri yaşayan bir tuvale dönüştürdüğü bir dil kullanmıştır. Giyilebilir Sanat gücünü farklı etki noktalarından almakla beraber sürekliliğini dönemin meseleleriyle sosyo-kültürel ilişki içerisinde olması, sanat ve performans dinamiklerini gözetmesi ve değişimin merkezinde yer alması sayesinde sağlamaktadır.

 

 

Foto Galeri

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
Dergi Sayısı