Umay Ana kimdir?

Kültürel Miras

Umay Ana kimdir?


Ahmet Levent Zeybek

zorbatv

Kelime manası olarak Moğolca’da “rahim”; Tunguzca’da ise “Omo-umo” kökünden yumurtlamak anlamındadır. Doğum, üreme ve çoğalmanın sembolüdür. Sadece insanlar için değil hayvanlar içinde simgesel değerdir. Bebekle/çocukla ilişkili olarak savaş öncesi zaferi getirmesi adına kurban kesilen bir koruyucudur aynı zamanda. Gök ve yer arasında irtibatı sağlayandır. Kadın, çocuk ve güçsüzlerin koruyucusudur. Türk mitolojisinde gökten inen ışık, kutsaldan geldiği kullanılan motiftir. Farsça’daki adı “Hüma” ya da “Hümay”dır. Üzerinden geçtiği kimselere zenginlik ve mutluluk getireceğine inanılır. Ummak, dilemek, korkutmak sözcüklerinden türemiştir öztürkçedir. Umay (yaşam-iyilik) ve Kara Umay (Ölüm-Kötülük) olarak varlığını gösterir.

Üç boynuzu olan Umay, beyaz elbiseli ve yere kadar uzanan beyaz, gümüşten saçları vardır. Orta yaşlı ve kuş kılığındadır. Yaşam ağacının sahibidir. Çocukları korur, yeryüzüne bereket dağıtır, etrafına ışık saçar. Bir kuğu ya da at ile de betimlenir. Umay güneş ve dişildir. Kut veren tanrıçadır. Güvercin kuşu ile de tasvir edilmektedir. Başka bir tasviri de Orta Asya’daki Kudirge kurganlarının içinde bulunan tasvirli ortada kürklü bir kişi vardır. Bağdaş kurmuş, ellerini önünde kavuşturmuştur. Kulaklarında uzun küpeleri, başında sivri ve 3 dilimli başlık vardır. Türk topluluklarında ocak ve ateş kültlerinin sahibidir. Kara Umay ise uzun boylu, uzun parmaklı, uzun tırnaklı olduğu, yüzünün çok çirkin ve iri, saçlarının siyah, uzun ve darmadağınık, dişlerinin at dişi gibi iri ve seyrek, ayaklarının ise ters olduğuna inanılır. Kırmızı/sarı/siyah elbise giyen alkarasının lohusaların veya yeni doğan çocukların ciğerlerini yiyerek beslendiği su başında ve ağaçlık yerlerde yaşadığı rivayet edilir.

zorbatvAlkarısı iyesi, Erzurum’da Alkarısı, Malatya’da Hıbilik, Bingöl ve Elazığ’da Kapoz- Hafik, Gaziantep’te tepegöz adıyla bilinmektedir. Konya’daki yaşlı kadınlar tarafından “Umaç gelecek, sizi götürecek” şeklinde çocukları susturmak ve korkutmak için kullanılır. Anadolu’daki kundakta bebeğin kendi kendine gülmesi meleklerle konuştuğuna yorumlanır bu da umaydır. Bazı toplumlarda ve coğrafyalarda ise Kara Umay olarak kötü ruh olarak çocuklara kötülük edendir. Hal Anası denilen Kara Umay yeni doğum yapan kadınların ve çocukların düşmanıdır. Hal Anası, al karısı, al bastı olarak karşımıza çıkar. Lohusalıkta gelen kötü ruhtur. Alkarısı’dır. Umay’ın zarar veren yönü Türk toplulukları arasında Hara Umay, Kara Umay, Mayneke, Üzüt Körmös, Aza, Ayza, Al kızı, Almış, Albası, Albastı,, Umacı gibi isimlerle anılır.

Başka topluluklarda nasıl var olduğuna bakmak yerinde olacaktır. Moğollarda umay ana kültü vardı ve savaşa hazırlanırlarken kurban sunarlardı. Yakutlar’da Umay Ayısıt olmuş korunma silahı, tılsım, muska anlamındadır. Güney Sibirya ve Altay Türklerinin inançlarına göre Umay Ana her zaman çocuklarla beraberdir. Çocuk uyuduğunda yanından ayrılır. Bebekler uykuda gülerse meleklerle konuştuğuna inanılır. Altay kültüründe ayrıca ölüm meleği ve ateş ruhu Kara Umay olarak adlandırılır. Manas Destanında Umay, doğum zamanı kadınların yardımcısıdır. Kırgızlarda evlatlarını savaşa gönderen analar “Seni Umay Ana’ya emanet ettim (tapşırdım)” derler. Kumanlar’da ana karnında düşen bebek doğana kadar Umay Ana tarafından korunduğuna inanılır. Doğum sancılarında onu yardıma çağırırlar. Azerbaycan’da “Hal Anası” Kara Umaydır. Anadolu’da “Alkarısı” Hal anasının özüdür. Özbeklerin “Al bast’ıdır. Sarı Ana’dır. Hint mitolojisinde Uma olarak geçer.(Ana İlahe). M.Ö. 3.bin Sümer’de “Hamma”dır. Televütler de (Altaylardaki Türkler) May Ana’nın iki kayın ağacıyla birlikte ay ışığı şeklinde indiğine inanılır. Hakaslar’da kısır kadınların çocuk vermesi için umay’a dua etmeleri onun ziyareti evin temizliğinin yapılması çocukların ve hayvan yavrularının doyurulması, herkesin güler yüzlü ve şen olması gibi uygulamalar Umay kültüdür. Köl Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtlarında kadın ilah olarak geçmektedir. Divan-ı Lügatit Türk’e göre Umay kadın doğurduktan sonra çıkan son’dur.  

zorbatv

Kayın Ağacının kutsallığı, at ve kuş neden önemlidir?
 Türk mitolojisinde ağaç sembolü önemlidir. Ağaç, kutsaldır ve içinde yer alan kutsal enerjisinden yararlanır. Türk mitolojisinde kutsal olarak olarak kabul edilen ağaçlar arasında, çam, kavak, ardıç, servi, sedir, dut, söğüt ve iyi, koruyucu ruhların inme yolu olarak kullandığına inanılan kayın ağacı bulunur.

Kayın ağacı, Türk mitolojisinin en önemli sembolüdür. Tanrı kutunu içinde barındırdığına inanılır. Bundan dolayı, Türkler, kayın ağacının bulunduğu yerde ferahlık bulur, rahatlar, arınır. Yapılan duaların, kayın ağacının yanında yapıldığında Tanrı’ya daha hızlı ulaştığı ve daha çabuk kabul edildiği düşünülür.

Arınma ve kutsanma sunan kayın ağacına Türkler tarafından kadınlık yakıştırması yapılır. Kadının ruhunun, kayın ağacına sindiği kabul edilir. Analık ruhunu içinde yaşattır. Dolaysıyla; kayın adı bu kadın ruhundan analık ruhundan gelir.
Bahattin Uslu, Türk Mitolojisi adlı kitabında; kayın ağacının Divan-ı Lügat-it Türk’te “kadın” olarak geçtiğini yazar. Uslu, kaleme aldığı bölümde şu bilgilere yer verir. Divan-ı Lügat-it Türk’te “kadın” olarak geçen kayın Tuva Türkleri arasında hala kadın olarak anılmaktadır. Yani, ona “kadın ağacı” demek yanlış olmayacaktır. Hayat Ağacı’nın her zaman güneyinde bulunan onun en büyük yardımcısı ve bazen de birebir hayat ağacının kendisinin yerine geçen kayın, ilk insanın varoluşunu anlatan Er Sogotoh Destanı’nda şöyle anlatılır:

“Evden yine çıkıp güneye bakınca, güneyde büyük bir kayın ağacının yükseldiği görülürmüş. Bu kayın ağacı da o kadar güzelmiş ki tıpkı bir genç kızı andırırmış…”

İlk insan Er Sogotoh bu kayın ağacının yönünde ilerleyerek bulur eşini  ve öyle iner yeryüzüne… Kadınların ve çocukların koruyucu ruhu Umay Ana yeryüzüne inerken iki kayın getirir yanında… Kayın ağacının yanında yapılan dualar Tanrı’ya daha çabuk ulaşır daha çabuk kabul olur. Üzerine şimşek ya da yıldırım düşmez, kötü ruhlar ondan uzak durur. Yeni kurulan aileye mutluluk, iyilik ve sevgi getirir. Gençliğin, mutluluğun, özgürlüğün, barışın, dostluğun ve vatanın simgesidir. Hayat Ağacı, kayın ve kartalla bir bütündür ama yine de bu yalnız ve tek başına yeter olduğu gerçeğini değiştirmez. O büyük ve ulu gövdesiyle dünyanın ve var olan her şeyin dengesi olmaya bulunduğu yerden devam eder., varlığıyla ruhlara dinginlik verir.

Ayrıca ağaçta yaratılma veya kayın ağacı tarafından doğurulmuş olma motifi ve buna bağlı kayın ağacının kutsal kabul edilip başta adak veya dilek bezleriyle dilek dilenmesi kainatın kökleriyle yeraltını, gövdesiyle yeryüzünü, yaprakları ile gökyüzü üçlü tasnifi yaşam ağacı sembolüdür. Hayat ağacıdır. Kadın anlamına gelir kayın. Kabuğu yazlık ve kışlık barınak olmasında 20. Yy kadar kullanıldı. Keçenin öncüsüdür, sağlam lifleri nedeniyle. İlkel örgü, sepet, çanta yapımında kullanılmıştır. Geleneksel ilaçların yapımında kullanılır. Kayın ağacı talaşı el, ayak ve parmak kesiklerine iyi gelir. Literatürde fazla yer almayan ağacın diğer özelliği, ağacın gövdesinin çizilmesi halinde dışarıya çıkıp akan ve ağaca saplanacak küçük bir kıymık yardımıyla da toplanabilen özsuyudur. Telelutlar buna “kaynıng sünezi” derler. Bu süt’ümsü görünümlü ve ‘ağız sütü kıvamından’daki kayın özsuyu, adeta kayın yani “kadın” ağacının/ananın sütü olarak tasavvur edilir. Özellikle sosyo-kültürel yapıya kadınların hakim olduğu anaerkil ve bitki ve ağaç köklerini devşirmenin esas kaynağı olduğu “toplayıcılık” döneminde adeta süte yani süne’ye sahip olan ve bir kadın gibi akça-pakça olması nedeniyle Anadolu’da çoğunlukla “akçakayak” dediğimiz kayın ağacının, Türk mitolojisinde köken miti olacak kadar kutsanmasının belki de en önemli maddi kültürel nedeni budur.

At ise; yoldaş, dost, arkadaş, asalet, güven, zarafet, özgürlük, sadakat, yaşam, ölüm, murat, gurur, doğurganlık, başkalarına ve kendine hizmet, Yeraltı ve yerüstüne giden ruh.

Kuş ise; dönüşüm, ilahi rehberlik, yükseliş, yaratılış, ölümsüzlük, ruh habercileri. Saflık, ışık, bereket, bilgelik, şifa, sevinç, aşk, yaratıcılık, huzur, verimlilik, mutluluk, sezgi, başarı, onur ruhun ebediliğini ve düşüncenin hızını anlatır.
Kadının varlığı yaşamın varlığıdır. Her toplumda kadın her zaman bilgeliği ve öngörüleri ile bireylere ve topluma ışık olmuşlardır. Bizlerde karanlıkta kalmamak ve yolumuzun ışıklarla dolu olması için her daim kadınlarımızın izinde olmaya devam…

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.