Sicilya’nın Etna Yanardağı
Üzerimize Püskürdü
Şenay Sönmez
İtalya'nın Sicilya Adası’nın doğu kıyısında Messina ve Katanya kentleri arasında uzanıyor Etna Yanardağı… Avrupa’nın en yüksek aktif yanardağlarından birisi bu… Unesco Dünya Mirası Listesinde yer alıyor… 3.369 metrelik yüksekliğiyle, İtalya’da bulunan Vezüv ve Stromboli yanardağlarını geride bırakıyor.
Seyahatimizi planladığımız 2024 yılının Temmuz ayı başlarında bu görkemli yanardağın harekete geçeceğini doğrusu hayal bile edememiştik.
Sicilya Adası’na gemiyle geldik… Messina Limanı’ndan otelimizin bulunduğu Katanya’ya arabayla bir saat kadar süren bir yolculukla ulaştık.
Dünyanın en aktif volkanik dağlarından birinin eteklerine kıvılmış Katanya kentindeyiz. Etkileyici bir güzelliğe sahip Katanya... Sicilya’nın Palermo’dan sonra ikinci büyük belediyesi… Kent tarihi, deprem ve volkanik patlamalarla dolu. 1169 depremi… 1669 Etna Yanardağı’nın püskürmesi… 1693 Sicilya Depremi… Tüm bu yıkıcı aktiviteler sonucu kent yerle bir olmuş… Taş taş üstünde kalmamış, harabeye dönmüş… Her defasında da yeniden ayağa kalkmış.
Öyle ki deprem, volkan felaketlerine karşın, zaman içinde yaralarını sarmış ve Sicilya Adası’nın en önemli şehirlerinden biri olmayı başarmış. Güney Sicilya kızgın lavlar sonrası Barok mimarinin en güzel örnekleriyle yeniden inşa edilmiş. Yüzeyi kaplayan volkanik lavlar yapı malzemesi olarak kullanılmış. Böylece duvarları çok etkileyici siyah zeminlerle bezeli şehirler ortaya çıkmış.
Katanya kentinden Etna Yanardağı’na günübirlik turlar düzenleniyor. Biz de aracımızla Etna’ya doğru yola çıktık. Etna’nın püskürtmüş olduğu lavların bitkilere büyük verim kattığını öğrendiğimde doğada yeşilin en yeşil, renklerin en renkli olmasının nedeni anladım. Yol boyunca sarı renkli ada mimozalarının unutulmaz kokuları arasında yerleşim yerlerinin arasından geçerek yolumuza devam ettik.
Etna Dağı’na vardığımızda eşsiz bir manzara ile karsılaştık. Tertemiz havası, trek krateri ve bambaşka bir dünyada hissettiren mağaralarıyla Etna çok özeldi. Lezzet dolu mini kafesinde ise yerel likörlerin tadı unutulmazdı.
Etna turumuz sona erdiğinde akşam için hazırlanmak üzere otelimize döndük… Akşam saatlerinde Katanya sokaklarında yerel tatlarla dolu restoranlardan birine girdik.
Hoş bir atmosferdi. Ancak bir tuhaflık hissettim. Daha önce İtalya’da hiç rastlamadığım bir kirlilik vardı ortamda. Sanki kurum silkeleniyordu yukarılardan. Tertemiz beyaz masa örtümüz kararmaya başlamıştı an be an.
Anlam veremedik, masamızı değiştirdik. Yeni masamızda bu kez de saçlarım, elbisem siyahlara bürünmeye başladı. Sanki siyah kar yağıyor gibiydi. Birden, sokakta yürüyen kişiler dikkatimizi çekti; şemsiye açmışlardı. Aceleyle yemeğimizi tamamlayıp arabaya doğru yürüdük hızlı adımlarla. Anlamıştık ki bu siyah kar Etna’nın lavlarıydı. Etna Yanardağı harekete geçmiş, aktifleşmeye başlamıştı seneler sonra.
Dağın kül püskürtmesi ardından Katanya Havaalanı’nda uçuşlar durduruldu. Minik siyah lav parçacıkları tüm kenti kaplamıştı. Sonrasında küçük lavlar alev halinde gökyüzünü aydınlatır oldu. Müthişti, tek kelimeyle inanılmazdı.
Yaşamımızın unutulmaz bir yanardağ anısı olarak kalacaktı Etna seyahatimiz.
Yorum
Bu akıcı dil için. Güzel…
Bu akıcı dil için. Güzel anlatı ıçin teşekkürler
Yeni yorum ekle