Hüznün tınısı; FADO
Sabit Sümer
Dünyada hüznü anlatan çeşitli müzik türleri vardır. Nasıl İspanyollar Flamenko (Cante Jonto - Derin Şarkı), Arjantinliler Tango, Afrika kökenli Amerikalılar Blues ile anlatırsa hüzünlerini, Portekiz’de de bunun karşılığı Fado olarak bilinir. Latince kökenli Fatum, yani kader, alınyazısı sözcüğünden geldiği sanılmaktadır.
En çok işlenen tema, melankoli, nostalji ya da yoksul insanlara has kadercilik ve hayal kırıklığı barındıran küçük yaşam öyküleridir. Bir bakıma yitirilen güzelliklerin, ülkelerin, kentlerin, kişilerin, sevgili ve eşlerin, balığa giderek geriye dönemeyen balıkçıların türküsüdür Fado. Bin sekizyüzlü yıllardan beri var olduğu ileri sürülür ama bu bir halk kültürüdür, ne kadar eskiye dayandığını bilemezsiniz.
Tıpkı bizdeki yüzyıllardır çalınıp söylenen türküler, uzun havalar, bozlaklar gibi. Eskiden balıkçıların, yoksul insanların müziği iken, bugün herkes tarafından bilinen ve sevilen bir müziktir Fado, öyle ki, Kasım 2011’de UNESCO tarafından İnsanlığın Kültürel Mirası listesine alınarak bir anlamda hak ettiği yere ulaşmıştır.
Fado müziği, genellikle Portekiz’e özgü 12 telli gitar, İspanyol gitar ve mandolin eşliğinde, kadın ya da erkek, bir adet solist tarafından icra edilmektedir. Bu türü icra eden şarkıcılara Fadista adı verilmektedir. Fado müziği sözlerinin Luis Vas de Camoes, Fernando Pessoa gibi ünlü Portekizli ozanlardan beslenerek güçlendiği bilinir.
Fado’nun adını Portekiz’in kentleri olan Lizbon ve Coimbra’dan alan başlıca iki türü mevcuttur. Lizbon Fado’su günümüzde daha popüler olan Fado türüdür. Lizbon Fado’su başlangıçta denizciler ve daha alt tabaka sınıflar arasında popüler olan bir türken, günümüzde daha genele yayılmıştır.
Lizbon Fado’sunda Fadista’lar kadın veya erkek olabilir. Lizbon Fado’sunda müzisyenler tarafından doğaçlama sık olarak yapılmaktadır. Lizbon Fado’su dinledikten sonra eğer şarkıyı beğenmişseniz alkışlamanız gerekmektedir. Coimbra Fado’su ise, Coimbra Universitesi kökenlidir. Comibra Fado’sunda Lizbon Fado’sundan farklı olarak Fadista’lar sadece erkek olabilir. Coimbra Fado’sunda doğaçlamaya yer yoktur, bunun yerine parçalar icra edilmeden önce bolca prova gerçekleştirilir.
Coimbra Fado’sunu dinledikten sonra eğer şarkıyı beğenmişseniz, alkışlamak yerine, adeta boğazınızı temizlercesine öksürmeniz gerekmektedir.
Bir Fado efsanesi; Amalia Rodrigues.
Fado müziğini dünyaya en çok tanıtan sanatçı, Fado Kraliçesi olarak da anılan ve 1920 – 1999 yılları arasında yaşamış efsane şarkıcı Amalia Rodrigues, uzun gerçek adıyla; Amalia Piedade Rebordao Rodrigues’tir. Annesi ve kız kardeşi ile birlikte Alcantara limanında meyve satan küçük Amalia, acılı sesiyle kısa sürede herkesin sevgilisi olmuştu. Girdiği tüm yarışmalarda, festivallerde daima birinci seçildiği için bir süre sonra, Amalia’nın her zaman gönüllerin birincisi olduğu, ancak yeni sesler yetişmesi için bir süre yarışmalara girmemesi, kendisinden rica edildiği de söylentiler arasındadır. Şarkıcı, 1939 yılından itibaren Lizbon'daki gece kulüplerinde sahne almaya başlayarak, gencecik yaşında kendisini kısa bir sürede tiyatro ve Film dünyasının içinde bulmuştur. Amalia, gür, siyah saçlarını arkaya atıp, gözlerini kapayarak şarkısını söylemeye başladığında, izleyiciler de gözyaşlarına hâkim olamıyordu. Portekiz’in sanat elçisi unvanını alan Rodrigues, Fado ile olan gönül bağını şöyle ifade ediyordu: “Fado gizemli bir olgudur, onu duyumsamak için insanların ıstırapla doğması, arzuları, tutkuları olmayan, sanki hiç var olmamış biri gibi hissetmesi gerekir ve bu kişi benim. Bu nedenle ben, Fado söylemek için doğdum.” Rodrigues, önemli Portekizli Şairler Manuel Alegre, Homem de Melo ve Camoens’in dizelerine, Fado’nunsesini ve duygusunu katarak dünya sesleri arasındaki önemli yerini almıştır. Ölümünden sonra Portekiz genelinde üç günlük milli yas ilan edilmesi ve devlet töreniyle defnedilmiş olması, kendisinin Portekiz için ne kadar önemli bir sanatçı olduğunun göstergesidir. Kendi adıma, gelmiş geçmiş en büyük üç sesten bir olarak kabul ettiğim Rodrigues için o yıllarda gözyaşı döktüğümü çok iyi hatırlıyorum. Bu usta ses, kendi zamanındaki Fado’yu sınırlarının ötesine taşıyarak günümüzde herkesin tanıyıp sevdiği Fado haline getirmiştir. Ayrıca dünya turnelerine çıkarak Fado’nun Portekiz dışında da popülerlik kazanmasını sağlamıştır. Rodrigues’in ölümünden sonra, Fado’nun yeni kraliçesi, sesi ve tekniği ile de Rodrigues’in devamı niteliğindeki Mariza olmuştur. Bugün Mariza’da Grammy ödüllerine aday gösterilmiş dünya çapında bir Fado sanatçısıdır.
Diktatör Salazar ve Fado;
Fado, kendi döneminde, Portekizli Diktatör Antonio de Oliveira Salazar’ın (1926-1974) halkın kültürel ifadesini kontrol altına alma gereksinimiyle sahiplendiği 3F den (Fado, Futbol, Meryem ana imgeleminin görüldüğü iddia edilen Fatima köyü) biri olmuştur. Salazar’ın bu 3F ile beslenen diktatörlüğü döneminde, Fado’ya da sansür uygulanmıştı. Oysa Fado, Portekiz halkının şarkısıydı ve ister istemez güçlü toplumsal değerler içeriyordu. Bu anlamda, Fado’nun duygu ve düşünce içeriğinden arındırılması gerekiyordu. Salazar ve Burjuva Fado yanlısı yandaşları, Fado’yu Portekiz’in simgesi yaptılar, elbette temasını, ritmini ve niyetini diktatörlükle uyumlu hale getirerek. Bu dönemde nostalji, acı, melankoli ifadeleri yasaklanırken, kahraman ırk, güçlü gençlik söylemleri öne çıkarıldı. 1974 yılında Salazar’ın devrildiği Karanfil Devrimiyle genç subaylar, ülkede kontrolü ele geçirdiklerini, ilk olarak radyoda, Jose Alfonso’nun diktatörlükçe yasaklanan şarkısı “Grandola Vila Morena” ile duyurdular. Politik tutukluları da serbest bırakan askerler, Fado ve tüm kültür etkinlikleri üzerindeki sansürü kaldırdılar, böylece Fado da aslına dönmüş oldu.
Fado Evleri
En iyi Fado yorumlarının, yemek yenilerek içki içilen restoranlar olan Fado Evlerinde dinlendiği bilinir. Yalnızca geceleri açık olan bu Fado evlerinde, akşam yemeği yenip, bir kadeh şarap içildikten sonra ışıklar kısılır, sessizlik sağlanır ve Fado şarkıcısı, yüreğe dokunan, hüzünlü şarkılarına başlar. Çok daha neşeli Fado’ların varlığına rağmen Portekizliler, bu türün gerçek ruhunu yansıtan melankolik türlerine hayrandırlar. Alfredo Marceneiro ve Severa’nın Fadoları en klasik olanlardır. Başkent Lizbon, Fado’nun mükemmel yorumlarıyla anılan bir kenttir, hatta Fado “Lizbon ruhunun müziksel ifadesi” şeklinde de tanımlanır. Kent içinde Barrio Alto ve özellikle de Arnavut kaldırımı döşeli dar sokaklarıyla ünlü Alfama semtindeki eski ve geleneksel Fado Evleri, en katıksız Fado yorumları ile ünlüdür.
Bugün Lizbon’un tarihi semti Alfama’da, 1998 yılında açılan, Fado üzerine en temel bilgilerin yer aldığı bir de Fado müzesi yer almaktadır. Müzede sürekli bir sergi, doküman merkezi, Portekiz gitarı kurslarının verildiği bir okul, düzenli etkinliklerin yapıldığı bir salon ve bir kafeterya yer almaktadır. Müzede ayrıca müzik aletleri, fotoğraf, notalar, afişler, gazeteler, giysiler ve Fado ile ilgili çeşitli malzemelerden oluşan 14 bin parçadan oluşan bir koleksiyon bulunmaktadır. Ayrıca müzede ziyaretçiler için ara ara özel etkinlikler düzenlenmektedir.
Lizbon’da ünlü Fado Mekanları;
Cafe Luso
Parreirinha de Alfama
A Baiuca
Tımpanas
Adega Machado
A Severa
Senhor Vinho
Clube De Faco
Casa De Linhares
O Faia
Yeni yorum ekle