"Sen"İnsan"sın, Hitap Sanadır"...

"Sen"İnsan"sın, Hitap Sanadır"...

Eliz Avaroğlu
    
Aç kollarını...Hayatı ve onun sana sunduğu envai çeşit güzellikleri kucakla...Sen bir nûr'sun, yaradılışın itibarıyla Cenab-ı Hakk'ın kendisine halife seçtiğisin...Bil ki şuurlulukta palazlandıkça, aslî kudretin kaynağına vararak, "kadın" yahut "erkek" olmaktan daha üst bir hakikâtte, "insan" olarak "bütün var'edilmişlerle bir olmanın" sonsuz saadetini  deneyimleyeceksin...    

"İnsan olmak" için yol'a çık; sen, sana genel yargılarla vurulan prangaların mahkûmu değilsin, unutma...Hayy'ata öz'gür'ce rengini katmak için "yoldan çıkmak" gerekir bazen, içinde ömrünü geçirdiğin zan'dan kalelerini yıkmaktan korkma... Sorgusuz sualsizce varlığında yer eden nice katmanların yüküdür, seni bitkin ve çaresiz hissettiren ve hatta bazen tatlı can'ından bezdiren... Bütün bu hâller sadece sana mahsustur sanarak kendine acıma, pes etmek için bahaneler bulma...Yol'da, tek başınalık vehmiyle derin bir hüzün hissetsen de, bu gariplik hâlinin asil bir gâyesi vardır; eğer hissin buysa, mahzûn ol,  lâkin sadece sana özel olan "varoluş hikâyeni" tamama erdirmek şerefinden mahrûm olma...    

Kendini sabırla izle, akıllıca sorgula, dürüstçe ve azimle kendin üzerinde çalış çabala ve mahreminde uyuttuğun korkularını çapala, sür onlara sevginin mucizeler yaratan merhemini...    

Allah'ın sana verdiği iki kanadı farket; madde ve mâna, ruh ve beden âlemindeki idrâklerini çoğalt..Duyularının ve onlar üzerinde yükselen algılarının, hakikâtin sadece bir vechesi olduğunu unutup zann'ında sıkışıp kalma ...Göz'ünü ve gönl'ünü daha derin âlem okumalarına, hikmetli işleri kavramaya, sendeki sonsuzluk parçasından güzellikler doğuran anlam menzillerine dik ve sıçra...Yolculuğun uzun ve meşakkatli olsa da bil ki buna değecektir..Kalbini kâh muhayyilenle ısıtıp rahatlat, kâh düşünüşünün ışımalarıyla donatıp aydınlat; hepsi de sana çok iyi gelecektir...    

Geliş... Geliştikçe parla, güzelleş ...Aklının akl'edişlerini izle, onları ilim suyu'yla besle, lâkin ilmin sendeki izlerinin takibini de mutlaka yap...Her türlü donanımın maksadı narsistlikle perdelenmek değil güzelleşmek olmalıdır; akl'en, kalb'en ve ruh'en...Öyle ki, her kavradığın hakikât parçası seni, sevgi ve an'layış simyasıyla dönüştürmeli, âleme ve onun herbir parçasına çok daha hürmetli, merhametli,saygılı olman için beslemeli, her durumda koşulsuzca adil, dengeli, mutlu, uyumlu ve özgür hissedişin için sana güven ve cesaret vermelidir ...Cenab-ı Hakk'ın "Ferdiyet" (öz'gür ve öz'gün, sorumluluk sahibi yetkin insan) esma'sını yaşar hale gelmen -kadın yahut erkek olma'na  bağlı olmaksızın- âlemin senden muradıdır, bunu bilmelisin..    

Niyet et, Varlık'tan iradenin hududunca taleplerin olsun, hayâllerin gerçeğe inkılâp etsin gönlünce...
Öyle diri ol ki an'layışında, hayâlin hâyy'atın olduğunda imtihanın haline gelmesin...Her talebin bir hak'edişi olduğunu lütfen unutma..Düşünüşüne olduğu gibi tahayyülüne de bilinç kat, varlığının ve bütün'ün hayrına olacak şey'leri iste ve çek hayatına...Kudretin eli elindedir, sorumluluğunu yabana atma...
Sevgili dostum, güzel insan...Biz bu âleme "kul'a kul'luk etmeye" değil, kendi hakikâtimizi keşfedip, Varlık'tan taşarak bize sûret kazandıran cevherimizin Hakk'ını vermeye geldik...İşte tam da bundan ötürü, her ne sebeple olursa olsun, bir başka varlığın senin üzerinde fütursuzca hâkimiyet kurmasına, gelişmen için sana elzem olan aklî ve iradî kudretini senden almasına ya da sen farketmeksizin çalmasına meydan vermemelisin...

Haydi şimdi kalk ayağa, doğrult bedenini ve onurla kaldır  başını...Sen yerin olduğu kadar göklerin de sevgili öğrencisisin, madde ve mânâ sende bir'lenmektedir...    

Aç kollarını, kucakla bütün kainatı ve merhametle, sevgiyle bas göğsüne bir'icik varlığını...Şiir ol, yazı ol, şarkı ol, resim ol...Sanat sensin, hitap yalnızca sanadır...Kanatların nicedir ruhundan tazecik bir esinti beklemektedir...

Sahi sen sürünmekten hâlâ yorulmadın mı?