Hayaldi Gerçek Mi Oldu?

Genç Düşünce

Küçükken her çocuk gibi ben de okula gitmeyi pek istemezdim. Sabahın erken saatlerinde o sıcacık yataktan çıkıp okula gitmek bana zor gelirdi. Okulda en sevdiğim derslerden biri Beden Eğitimiydi. Etrafta koşturup oynamak biz çocuklar için en güzel şeydi. Onun dışındaki dersleri dinlemek istemezdim çünkü o derslerin benim için çekici bir yanı yoktu. Üstelik bu dersleri 5 gün boyunca görmek pekte hoş değildi. Bu yüzden hayal kurardım; 2 gün okul, 5 gün tatil olsa keşke diye. Lise zamanımda bu hayalim gerçek olmuştu. Kar dolayısıyla sadece 2 gün okula gidebilmiştim ve 5 gün tatil olmuştu.

Küçükken çocuk aklıyla kurduğum bir diğer hayal ise derslere evden katılmaktı. İstediğim saatte kalkardım, otururdum koltuğa dersi dinlerdim. İstediğim zaman başından kalkabilirdim. Derste yemek bile yiyebilirdim. Bu hayalimde gerçekleşti. Şu an içinde bulunduğumuz pandemi koşullarından ve salgının ciddi bir yayılma hızından dolayı okullar ‘Uzaktan Eğitim’ dediğimiz sisteme geçiş yaptılar. Çocuk olsaydım sevinebilirdim fakat bir üniversite öğrencisi olarak bu sistemin zararlarını fazlasıyla görüyorum. ‘Uzaktan Eğitim’ denilen bu sistemde öğrenciler derslere internet üzerinden katılım sağlıyorlar. Kimi öğrencilerin bu sistem için yeterli altyapısı yok. Ellerinden gelindikçe bu sıkıntı çözülmeye çalışıldı fakat tek sorun bu değildi. Benim için en önemli sorun derslerden alınan verimdi. Üniversite 1. Sınıf öğrencisi olarak şunu söyleyebilirim ki bu yıl benim için en verimsiz geçen bir yıldı.

Hoca dersi açıp anlatmaya başlıyordu fakat ne anlıyorum diye sorarsanız, hiçbir şey diye cevap verirdim size. Bilgisayar, telefon gibi teknolojik aletlerin insanın dikkatini dağıtma ihtimali yüksektir. Odaklanma yönünden sıkıntı çıkarabilir. Bununla beraber hocanın da yaşadığı internet sıkıntısı birleşince ortaya verimi çok düşük olan bir ders çıkıyor. Peki verimsiz geçen dersin bize ne gibi bir sıkıntısı olabilir? Verim alamadığımız bir derste konuyu anlayıp kavramakta zorluk yaşayabiliriz. Tek başımıza çalışmayı denediğimizde de derste hocanın bize anlattıklarını bilmediğimiz için konuyu çözmekte sıkıntı çekeriz. Bütün bunların sonucunda da girdiğimiz sınavdan düşük alma ihtimali ile karşı karşıya kalırız. Biz öğrenciler için okul ortalaması geleceğimizde atacağımız adımlar için önemlidir. Bu yüzden de ortalamamızı yüksek tutmaya çalışırız. Sorarım size, verim alamadığımız ve bundan dolayı da anlamadığımız derslerin sınavlarından nasıl yüksek not alabiliriz ki? 

Yüz yüze yapılan eğitimde hoca ile birebir iletişimde oluruz. Bunun yanı sırasında ortamdaki atmosferin de etkisiyle odaklanmamızda sıkıntı oluşturacak herhangi bir durum olmadığı için dersten aldığımız verimin yüzdesi daha yüksektir. Bu ‘Uzaktan Eğitim’ olarak adlandırdığımız sistemin salgın kontrol altına alınana kadar devam edeceğinin farkındayız. Fakat okuduğum bir haberde uzaktan eğitimin salgın sonrasında da devam edeceği ve bu durumun kalıcı olacağı yazıyordu. Okullar kendi isteklerine göre mi eğitim şekline karar verecek ya da bazı dersler yüz yüze eğitim ile bazıları ise uzaktan eğitim verecek şekilde yani hibrit sisteme mi dayandırılacak bilmiyorum.

Bu ülkede eğitim gören bir öğrenci olarak senin fikrin nedir diye soracak olursanız, salgının bitiminden veya kontrol altına alınmasından sonra okulların açılacağını göz önünde bulundurarak okullarda verilecek eğitimin yüz yüze yapılmasını mantıklı buluyorum hatta bunun biz öğrenciler için daha verimli ve etkili olacağını düşünüyorum.
* Üniversite Öğrencisi
 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.