Pandemi Ortamında Sanatın Gücü

Toplumsal varlık olarak yalnızlığı aşmanın bir yolu sosyal izolasyon koşullarına rağmen dayanışma aracılığıyla oldu. Dayanışma hep birlikte neleri yapabiliriz? Ya da yapmalıyız? Neden yalnız olmamalıyız?
Deneme

Pandemi ile birlikte kitlesel bir biçimde yeni deneyimler ediniyoruz. Bu deneyimlerin sonuçları nasıl olacak, önümüzdeki yıllarda göreceğiz. İnsanlık tarihinde bu kadar yoğun bir biçimde sosyal izolasyon uygulanmamıştı. İnsanlığın küresel düzeyde ulaştığı iletişim olanakları olmasa belki de bu sosyal izolasyonun sonuçları hepimiz açısından daha da vahim olabilirdi. En azından dijital ortamın sağladığı sosyal medya olanakları üzerinden yakın arkadaş ve dostlarımızla iletişimi sürdürebiliyoruz. 
Her birey yaşadığı sorunlar çerçevesinde tekil olarak yalnızlık yaşayabilir ya da kendini öyle hissedebilir ama pandemi koşullarında yalnızlığımızı kitlesel düzeyde yaşıyoruz. Varoluşsal bir durum belki de insanlık tarihinde bu kadar yoğun biçimde yaşanmadı. 

Toplumsal varlık olarak yalnızlığı aşmanın bir yolu sosyal izolasyon koşullarına rağmen dayanışma aracılığıyla oldu. Dayanışma hep birlikte neleri yapabiliriz? Ya da yapmalıyız? Neden yalnız olmamalıyız? Birlikte ne yapabiliriz sorularına insanlığın evrensel değerleri çerçevesinde verilen bir somut eylemler bütünüdür. 
Sosyal izolasyon ile birlikte dayanışma kadar hayatta kalma adına içgüdülerimiz de ortaya çıktı. Bencilliklerimiz, çıkarcı yanlarımız… Yüzleşmemiz gereken durumlar. Yeni dönemin hepimiz açısından sınavı insanlık dersi olacak.

İnsanlık dersinde notumuz nedir? Geçtik mi? İkmale mi kaldık? Yoksa… Bunlar tek tek her bireyin yanıtlaması gereken sorular.
Böylesi zamanlarda en çok uzaklaşılan, gereksiz görülen sanat oluyor; ne yazık ki. Pandemi döneminde sanatçıların, sanatla uğraşanların ekonomik zorluklar içinde olması da bu durumun bir sonucu değil mi?

Oysa sanatın her türlüsü insani durumlarla yüzleştirebildiği ve belki de yaşamamız mümkün olmayan olaylara tanık olma şansı veriyor. Bu bizim farklı insani durumları hissetme, yaşama ve anlamamızı sağlıyor. Yoksa bir şarkıda derin bir kederi yaşarken bir başkasında gülmemiz yani duygu durum değişikliklerini yaşamamız nasıl mümkün olabilir ki? Bu sadece bir konserde değil bir tiyatro oyununda, bir filmde, bir roman, öykü ya da şiirde de gerçekleşebilir. 

Sanatın unutulmaması gereken gücü de tam da budur: Farklı insanî durumlara tanıklık, farklı duygu durumlarını yaşama ve yaşanın sıkıntıların aşılabileceği, şimdiki hayat dışında olanaklı farklı yaşamların olabileceğini ortaya koyabiliyor. Ama unutmayalım: Halesini yitiren bir sanat eseri bunu yapamaz!

 
 

Yorum

Sibel Varol (doğrulanmamış) Sa, 03 Ağustos 2021 - 13:19

Elinize sağlık hocam. Bir yazının değerli olması için akademik olmasının şart olması gerekmediğine iyi bir örnek...

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.