Meliha Yıldırım’ın Ankaralı Yazarları Yazar Betül Erdoğan’la Söyleşi

Edebiyat

Meliha Yıldırım’ın Ankaralı Yazarları

 

Yazar Betül Erdoğan’la Söyleşi

 

Benim en büyük şansım şair bir babanın kızı olmaktı.

 

Merhaba, sevgili arkadaşım Betül. Uzun zamandır yazdığını biliyorum. Ne hissediyorsun yazarken? Korku mu, mutluluk mu ya da kendini o ana mı bırakıyorsun?

 

Merhaba sevgili Meliha.Kitaplarımı yazarken tabii ki, kendimi çok mutlu hissediyorum. Çalışma hayatımda yıllarca kafamda tasarladığım pek çok konuyu yazmaya başlayınca içimdekileri sayfalara dökerken her zamanmutlu oluyorum.

Bazen hikâyenin ağırlığı beni hüzünlendirse de yazdığım için ferahlıyor sanki hayatını yazdığım kadınlara yardım eli uzatmışım gibi kendimi gene mutlu hissediyorum.

 

Günlük olayları kolaylıkla kurguya çevirebiliyor musun? Yoksa senin konuların yazmayı

düşündüklerin hayatın akışından başka şeyler mi?

 

Yaşanmışlıkları yazdığım için kolaylıkla kurguluyorum. Dokuz kitabımda da yaşanmış olayları yazdım. Ne derler? Kalbi tam 12’den vuran kadın öyküleri…

Yazmaya başlayınca da yeni yeni karakterler ortaya çıkıyor. Cahili de aydını da… Yoksulu da zengini de… Kadını da erkeği de… Her hayat bir öyküdür! Önemli olan insanı görmeyi bilmektir.

Ben insanları iyi gözlemliyorum ve bunları satırlara döküyorum.

 

 İlk yazman gerektiğine nasıl ve ne zaman karar verdin, seni tetikleyen ne oldu?

 

Sevgili Meliha, benim en büyük şansım şair bir babanın kızı olmaktı. Küçük yaşlarda başladı bende bu merak. Babamın odasına çekilip şiir yazarken yanında oturur onu izler, “Ben de bir gün babam gibi şair olacağım,” derdim. Şair olamadım ama yazar oldum.

Spor eğitmenliği yaptığım yıllarda, derslerime gelen üyelerin, çocuk gelinlerle veya şiddete uğramış kadınlarla ilgili anlattıklarının tesirinde kalır hep not alırdım. Bazen de kendi yaşanmışlıklarını anlatırlardı.  Emekli olup çalışma hayatım bitince hemen yazmaya başladım ve ilk kitabım, “Halkasız Köleler” yayımlandı.

 

Bize edebiyat yolculuğunu ve kitaplarını anlatır mısın?

 

Tabii ki.

 

“Halkasız Köleler” Öykü Favori Yayınları 2014 yılı Ankara, 2.baskı 2017 yılı Ozan yayıncılık İstanbul

“Anılara Saygı Günü” Anı anlatı Yayınları 2015 yılı Ankara, 2.baskı 2017 yılı Ozan yayıncılık İstanbul

“Şiirleri İçmek Aynı Kadehten” Şiir 2017 yılı Ozan yayıncılık İstanbul

“Elbet Bir Gün Buluşacağız” Roman 2017 yılı Ozan yayıncılık İstanbul

“Arev’’ Roman 2020 izan yayıncılık Ankara

“Kumru’’ Roman 2021 İzan yayıncılık Ankara

“Mum Koksun Kadınların Bedeni” öykü 2023 İzan Yayınları Ankara

“Ben Zehra” roman 2024 İzan Yayıncılık Ankara

“Gavurun Kızı” roman 2025 İzan Yayınları Ankara 

 

“Halkasız Köleler” yazdığım ilk kitap çocuk gelinlerle ilgili. “Anılara Saygı Günü” çocukluk anılarım. “Şiirleri İçmek Aynı Kadehten” babam ve benim şiirlerimin yer aldığı bir kitap.  “Elbet Bir Gün Buluşacağız” yaşanmış bir olaydan yola çıkarak yazdığım bu romanın her satırını yazarken gözyaşı döktüğümü hatırlıyorum. Çünkü bu aşk hikâyesini Bodrum tatilimde tanıdığım bir kadın hayat hikâyesini anlatmış ben de yazmıştım. “Arev’’ bu bir mübadele romanıdır. Yakın bir arkadaşımın babaannesinden duyduğu olayı anlatmasıyla kaleme alıp yazmıştım. “Kumru’’ köyde, kalabalık bir aile içinde yaşayan, okumak, hayata atılmak isteğiyle yanıp kavrulan küçük kız çocuğu çocuk gelin edilerek Almanya’ya gönderilir. Artık onu zor bir hayat bekliyordur. “Mum Koksun Kadınların Bedeni” gene kadın ağırlıklı kısa etkili öyküler. “Ben Zehra” çocuk yurdunda büyümüş bir kız çocuğunun hayat hikâyesi. “Gavurun Kızı” Kurtuluş Savaşı sırasında düşman askeri tarafından tecavüze uğrayan bir kadından dünyaya gelen Hesna’nın hayat hikâyesi.

 

Yazmayı günlük hayatın içinde düzenli bir şekilde yapabiliyor musun?

 

Günlük yazmıyorum. Son kitabım yayımlandıktan sonra kendimi dinlenmeye alıyor ve yeni konular bulmak için çevremi gözlemlemeye başlıyorum. Bazen en yakınımızda ne öyküler yaşanır da haberimiz bile olmaz! Donuk, hüzünlü bakışların, sönmüş yüreklerin, yorgun bedenlerin ardında ne öyküler gizlidir aslında… Ben bunları bulup açığa çıkartmak istiyorum. 10. Kitabım da mutlaka kadın temalı öyküler olacaktır.

 

Ankara’da olmak senin için özel bir anlam ifade ediyor mu?

 

Ankara benim rüyalarımın şehri. Atamız burada yatıyor ve benim Anıtkabir’e sık sık gitme imkânım var. Ne zaman onun yanına gitsem içim huzur doluyor.

Sonra; Ankara tarihi bir zenginliğe sahip ve insanlarının da eğitim düzeyi yüksek. Yani burada yaşamaktan çok memnunum.

 

Romanlarında karakterlerin çok gerçek. Onlarıbaşarıyla kurguya çeviriyorsun. Bunun nedenini neye bağlıyorsun?

 

Yaşanmışlıkları kaleme aldığım için öykülerim herkese çok yakın geliyor. Yukarıda da yazdığım gibi hepsi yaşanmış gerçek olaylar.  Olaylar tanıdık gelince de yazması daha kolay oluyor.

 

Aklında yazmayı düşündüğün ama beklettiğin meselelerin var mı? Bunu romanımda

anlatmalıyım dediğin ya da onu hemen yazar mısın?

 

Evet, var. Benim manevi bir oğlum var ve onunla yaşadığımız olayları yazmak istiyorum. Bu belki bir öykü belki de roman olabilir. İsmi de hazır. “Siyah Çöp Poşeti”

 

Ben sizi yıllardır edebiyat dünyası içinde görüyorum, çeşitli etkinliklerde karşılaşıyoruz.

Yıllar içinde gözlemlerin ne diye sorsam?

 

Ankara’da tanıdığım iyi yazarlar var. O kadar güzel kitaplar yazıyorlar ki, on binler satması gerekirken maalesef kitapların satışları düşük çoğu raflarda kalıyor. Bu da beni üzüyor. Bunun yanı sıra pek çok insan yazıyor sevgili Meliha. Ama iyi ama kötü! Yayınevleri de ayırt etmeksizin ücretini alıp yayımlıyor. Okumasını bilen insan bunun ayrımını yapıyor. İnsanların yazmalarını destekliyorum. Ben diyorum ki; yazacak hiçbir şey bulamazsanız bile anneanneniz, babaanneniz veya dedelerinizle ilgili anılarınızı yazın. Çünkü onlarda bilgi birikimi var faydalanmak gerek.

 

Söyleşi için teşekkür ederim sevgili Meliha.

 

Foto Galeri

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.