Hakikatin Özünü Arayan Ressam Selmanur Aktaş

Görsel Sanatlar

Hakikatin Özünü Arayan Ressam

Selmanur Aktaş

 

Gülseren Sönmez

 

Selmanur Aktaş’a,“resim nedir?”diye sorduğumda, “benim bir parçam…kendimi ifade ettiğim bir dil,” diye yanıtladı. Ardından, yaşadığı köyün dağlarını, toprağını, ağacını, böceğini, koyunlarını,şalgam çiçeklerini, papatyaları, mayıs çiçeklerini anlattı bana coşkuyla.

“Konuşmayı çok seven, çok konuşan biri değilimdir. Benim yerime, resimlerim konuşsun isterim. Resimlerimin dili hissettiklerimdir.”

Çok konuşmayı sevmem, diyen Selmanurcoşkuylaanlatıyordu. Önündeki set kaldırılmış akan su gibiydi. İçindeki coşkusu akıp geliyordu.

“Hayatın rengini, şeklini, güzelliklerini arıyorum. Önceleri bilinçli değildim. Sadece resim yapıyor, ne aradığımı bilmiyordum. Doğanın her an değişen renkleri ruhumu derinden etkiliyordu. Köyde yetiştim. 1975 yılında Trabzon’un Yomra İlçesi’nin Oymalı Köyü’nde doğdum. Biz köy çocukları ailemizin her türlü işine yardım ediyorduk. Hepimiz hayvanlarımızın çobanıydık. Çobanlık yaparken izlediğim Karadeniz dağları, tepeleri, yaylaları, ta içime giriyor beni yürekten titretiyordu. O anda doğanın sesini duyuyor irkiliyordum. Doğanın içinde doğayla bütünleşiyordum. Ulaşamayacağım kadar enginlikleri sanki gözlerimin önünde görüyor, doğanın içinde hayatı anlamaya çalışıyordum. Çoğu zaman kendimi doğayla bütünleşmiş gibi hissediyordum. Ben doğaydım,doğa da ben. O anlarda atalarımı da görüyor sanki onlarla bağ kuruyordum. Bazen evreni düşünüyor, ondan da ötesini keşfetmeye çalışıyordum. Düşüncelerim benden öte benden ziyadeydi..

Doğadaki her ağaçta, her çiçekte bütünü aradım.  Aradığım bütün neydi? Neredeydi? Aklımdaki bu soruların içinden çıkamadığım zamanlar oluyordu. Tüm çiçekleri tek tek inceliyor, farklılıklarının nedenlerini düşünüyordum.

Her canlının ailesinin olacağını düşünüp ailelerini arardım. Bir karıncanın, arının ailesi kimlerdi? Nerede yaşıyorlar, nereden gelip gidiyorlardı? Neden var olmuşlardı? Var oluşlarının nedeni neydi? Var oluşu düşünmeden edemiyordum.

Hayatın hakikatini arıyordum. Hakikat neydi? Bize sunulan güzellikler miydi? Sadece güzellik olamazdı. Hayatın gizemi vardı.

Ruhum güzelliklerden başkasını görmüyor. Biliyorum ki hayatta acılar, çirkinlikler de var. Ruhum çirkinlikleri ayıklayarak soyutluyor sanki. Hiçbir konuda ötekileştirici olmuyor, olamıyor. Hep iyileştirmeye yöneliyor. Benim, soyutum da çirkinlikleri atmakla oluyor. Ruhum hiçbir zaman kötüleştirici, ötekileştirici olmadı. Hep iyileştirici yanda karar kıldı. Hep güzeli aradı.

Yaşadığım sürece şunu gördüm. Her ruhun güzeli farklı… O nedenle de farklı resimler ortaya çıkıyor.

Hayvanlar için ot keserdik o otları da çok incelerdim. Otları dimdik ayakta tutan neydi? Yakarış mıydı, yaratana kafa tutmak mıydı, şükretmek miydi?

Üniversiteye başlamadan önce de resim yapıyordum. Henüz 14-15 yaşlarımdaydım. Resimlerimi gören Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürü Mustafa Hikmet Malkoç beni bana inandırdı. Başka sanatçılardan etkilenmemem gerektiğini anlatıyor, yüreklendiriyordu. Sen naif bir sanatçı olarak adını duyuracaksın, diyordu.

O küçük yaşlarda girdiğim yarışmalarda pek çok ödüller aldım. 1997 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Resim-iş Eğitimi Bölümüne birincilikle girdim.Karadeniz Teknik Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümünü, 2001 yılında fakülte birincisi olarak bitirdim. Çok kısa süre öğretmenlik yaptıktan sonra hayatımı sadece resme adadım. Daha sonraları da karma sergilere katılıp kişisel sergiler açtım.

Su, yolunu buluyordu. Arayanın da suyu bulması gibi…Bu yolla hakikati arayıp bulmaya çalışıyorum, ruhuma dolan hakikatirenklerle ararken her zaman içimdeki müziği de duyuyordum. O müzik olmadan resim olmuyor, sanata dönüşmüyordu. Resimlerimde sessizliğin sesini duyuyor, çalışıyordum.

Resimlerime yakından bakın, mutlaka içindeki müziği, doğanın rüzgârını, fırtınasını, dalgaların sesini duyacaksınız.  Bana seslenen, benimle konuşan çamın, kayın ağacının sohbetini duyacaksınız.

Sanatın yolu, hakikatin yolunu bulduruyor, öğretiyor. Her gün daha çok öğreniyorum.Doğa karşısında duygulanır, kimi zaman gözyaşı dökerim…”

Selmanur’a bende Mevlana’nın sözüyle yanıt verdim:“Gözyaşının bile görevi varmış. Ardından gülümseme için temizlik yaparmış.”

Selmanur’unyaşadığı her yerde, dağda taşta, kurtta kuzuda, rüzgârda, fırtınada, güneşte, tertemiz havada, her adımda, her nefesinde aradığı yaratanıdır, kendisidir. Mücadelesi “Hak’tan gayrı değilim” diyebilmek içindir. 

İlim, ilim bilmektir

İlim kendin bilmektir

Sen kendin bilmezsin

Ya nice okumaktır…

.

Hayatın hakikatini, kendini arayan Selmanur’aYunus Emre cevap versin istedim.O, hayatı ve kendini sorgulayan bir sanatçı, yolu açık olsun…

Selmanur’un resimlerinde karmaşa yerine sadelik hâkim. Algılarda çabuk yok olan olağan süreçler yerine önemsenen anların kalıcı etkisi söz konusu. Selmanur’un resimleri estetik kaygılarla düzenlenen yalın görseller halinde.  

Selmanur yaşadığı çevrenin doğasından kopmadan kendi oluşturduğu teknikle doğasını anlatırken ideası da var: güzeli, hayatın hakikatini bulmak.

Neredeyse tüm canlılar için güzellik önemlidir, hazdır, mutluktur. Ancak çoğu zaman sahiplenmek arzusunun karşılığı olarak duygusal nesnelerle olan ilişkisine bağımlıdır. Hâlbuki her kendine güzel şey değişmeye, unutulmaya, yok olmaya, ölüme mahkûmdur. Hiçbir zaman kalıcı değildir.

Güzel ideasının kendisi yok olmaz. Duygularla algılananın çok ötesindedir. Görünenin dışındadır. Düşüncededir. Belli bir varlıkta, zamanda,mekânda değildir. Asıl gerçekliktir. Bir şeyin tüm koşullardan bağımsız özüdür. Bu nedenle Selmanurda her resminde hakikatin özünü arar.

Biliyoruz ki hiçbir şey kendiliğinden güzel değildir. Zihinde güzel ideası ile ne kadar örtüştüğü algılandığında, ancak o kadar güzeldir. Güzel, aslında varlığın nedenidir.

Selmanur’un çalışmalarında güzel ideası, güzeli en iyi anlatabilecek konular üzerinden, yer ve zaman ötesinde yaşadığı doğanın, evlerin, çalışan insanların düşünsel boyutta algılanan ve her an değişebilen görüntüleri ile yansıtılmasıdır. O her an değişen Karadeniz havasının doğaya etkisini bilir ve zamanlar ötesinden kendi naif tekniğiyle anlatır.

Güzelliğin kendisine ulaşma isteğinde estetik kaygı tasarlama ön plandadır. O nedenle de Selmanur’un kompozisyonları estetik değerler taşır. Ayrıca renk ve biçim perspektifi naif değerler içinde ustalıkla yerini bulur. Renk ve biçim perspektifi resimdeki engin sonsuz doğayı, güzelliği gözlerimizin önüne serer. 

Kendi dünyası içinde ne kadar önemsense de her yaşam, ancak kendine çizilen sınırlar içinde vardır. Ancak bütün, sonradan eklenenlerden arınıp, en yalın çıplaklığı ile varlığının ve kimliğinin farkında olmak, var olma mücadelesinin, kendine güvenin ve güçlü olmanın ta kendisi olmalı, doğanın ta kendisi gibi.

Selmanur bu konuda kendini eğitmiş güzel insanlardan biri olmanın kıvancını bilinçle yaşayan biridir.  O köyde yetişmiş bir insan olmasına rağmen, her zaman ailesi tarafından destek almıştır. Ailesinin desteği her zaman ona güç vermiştir.

Aşk nasip işidir hesap işi değil! Aşk adayıştır, arayış değil! Sen adanmışsan ve yanmışsan bu uğurda aşk seni bulmaya gelir.Mevlana…

Kendini sanatına çocuk yaştan bu yana adamış olan Selmanurâşıktır aşka, âşıktır sanatına. O naiftir, içinden geldiği gibi özünün resmini yapar, hayatın hakikatini arayarak… İçindeki tüm güzellikleri, müzikleri duyarak. Çünkü kendisi tüm elementlerin bileşkesidir. Ruhundan güç alır, yön alır.

Selmanur kendine güvenerek hakikati arar. Bir şeyin ne olduğunu, nasıl olduğunu özü değil var olduğu olgusunu, gerçeği, varoluşu anlamak, çözümlemek için daima düşünür. Ona yön veren güçlü bir ruha sahiptir.

Her resmi üzerinde ağır ağır çalışarak, olumsuzlukları sanatıyla olumluya dönüştüren kişidir Selmanur. Kendiyle, hayatla, insanlarla güzeli bulmaya çalışan sanatçıdır.

.

Sanatçımıza, yolun açık olsun güzel insan, diyorum.

Yazımı Mevlana’nın sözleriyle bitiriyorum

“Her birimiz tek kanatlı melekleriz, .

Elele verirsek kanatlanıp uçarız.”

 

GÜLSEREN SÖNMEZ

Nisan 2024

Yorum

Mümin (doğrulanmamış) Ct, 15 Haziran 2024 - 17:54

Tebrik ediyor başarılar diliyorum. Fırçanıza bereket.

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.