Anadolu’nun Işık Saçan Bilge Halkı LUVİLER
Ahmet Levent Zeybek
Anadolu’nun ilk imparatorluğunu kuran Hititlerden önce Anadolu’da 8 bin yıl önce yaşamaya başlayan Anadolu’nun bilge ve ışık saçan toplumudur. Ezoterik bilgilere göre de MÖ 6 bin yılında Atlantis’teki tufandan kaçarak Anadolu’ya gelerek kendi uygarlıklarını kurmuş olan uygarlıklardır. Zamanla kendi beyliklerini kurup birçok uygarlığın gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. MÖ 2 binden itibaren kaynaklardan öğreniyoruz. Esasen baktığınız da tam olarak Anadolu’nun kadim ve yerli halklarından birisidir.
Anadolu’nun batısı başta olmak üzere orta Anadolu, güneyimizde ve kuzey Suriye’de yaşamışlardır. Buluntuların ışığında büyüklü küçüklü 340 yerleşim yeri tespit edilmiştir. Özellikle Hattuşa, Kaniş, Troia , Osmaniye, Afyonkarahisar(Beyköy) ve Anadolu’daki birçok kentte çıkan buluntular Luvılerle ilgili yeni ve ciddi bilgiler sunmaktadır.
Çok tanrılı dine sahip bir uygarlık Luviler hem Hitit hem Yunan hem de diğer etkileşim halinde bulundukları toplumlarla iç içedirler. Luviler’deki güneş tanrı yunan Helos olarak karşımıza çıkar, Luvi Santa tanrısı Herakles olarak vardır. Luvi koruyucu tanrısı, Runta yunan Panteo’nunda Hermes ile eşitlenir. Ma ya da Maliya Luvilerin ana tanrıçasıdır. Şarapla da ilişkilendirilir. Bolluk, bereket, üretim verimliliği temsil eder. Hitit, frig, likya ve diğer toplumlarda da kült kendini devam ettirir. Luvi Panteo’nun baş tanrısı Tarhunt Hititlerdeki Teşup’tur. Tarhunt fatih manasında olup aynı zamanda fethetmek, yenmek anlamına gelmektedir. Yunan Panteo’nuna ise Zeus olarak geçmiştir. Arabası boğalar tarafından çekilen diğer Anadolu fırtına tanrıları aksine Luvi tanrısının arabasını atlar çeker. Pegasos’ta fırtına tanrısında Luvilerin Yunan Panteo’nuna geçmiştir. Anneden ayırıp götürendir. Tarhunt’un sağ elinde bir balta, sol elinde 3 çatallı şimşet mızrak yer alır. Aynı zamanda güneş tanrısıdır. Ana tanrıça ‘Ma’ ya da ‘Maliya’ bilinen en eski tanrıçadır. Kibele ile eş değerdedir. Ma+ Kubaba= Kibele olur. Mayıs ayının ‘Ma’ inancının kökeninden geldiğini ezoterik bilgilerden öğrenmekteyiz. Marmara ve Marmaris Ana tanrıçanın etkisiyle bu ismi almışlardır. Luviler Ana tanrıça kültünden dolayı en yüksek dağa ‘Maya’ adını veriyorlar. Mabed kelimesinde yine ‘Ma’ dan geldiği düşünülmektedir. Massa ya Masson rahiplerin adıdır. Aynı zamanda tanrının oğludur. Rahipler dul kadınların çocukları olarak tanımlar kendilerini. Luvilerdeki ‘Ma’ nın eşi olan Atis ölümlüye aşık olur ve ilişkiye girer. Atis erkeklik organını keser affettirmek için. O günden sonra dul kadının çocukları adını alarak sünnet ve hadım uygulaması böylece başlar. Hadım edilen rahipler suya girer arınmak için. Vaftizin ilk örnekleridir. Vaftiz olmadan bir çukura girip boğa kurban edilerek onun kanının altında oluyorlar kutsallık için. Tanrıçaya uzun ekmek, şarap, keçi, koyun ve boğa sunulur. Ma-maria kusursuz kişi ve güzel anlamına gelir. Yenilerde ortaya çıkarılan Afyonkarahisar’daki Maltaş anıtında da hem küçükbaş hem de büyükbaş kurban ritüeli uygulaması olduğu keşfedildi. Ve bu kültür Friglere Luvilerden geçerek etkisini bizlere göstermektedir.
Hint Avrupa kökenli bir dildir. Çivi ve Hiyeroglif ve ayrıca Lineer A ve Lineer B şeklinde yazı şeklinde kullanmışlardır. Luvi dili genelde sonda ‘os, ıs, us’ ekleme ile anlaşılabilir kelimelere Pegasos, Knossos bunlara örnektir. Daha çok edebi metin dili olarak Luvice, tapınım dili Hurrice kullanılmıştır. Bu coğrafya da o dönemde 7 dil konuşulmaktadır. Ve bu dillerin arasında kaybolmadan kendini kabul ettirerek devam edebilmeyi başarmıştır Luvice. Hattuşa’ da bulunan belgede Luvi dilini konuşan halkların yaşadığı bölge ‘Luwiya’ olarak adlandırılmakta. Luvilerle eş anlamda politik olarak en etkili olan Luvi krallığının adı Arzawa’dır. En yüksek gücüne MÖ 15.yy ortasından ve 14.yy başında Hititlerin güçsüz olduğu dönemde ulaşıyor. Mısırla ilişki içindedirler. Arzava’nın başkenti Kültepe ‘Apasa’ (Efesin öncülü) dır. MÖ 2 bin yıldan itibaren Luvice kişi isimleri ve kökenleri Kültepe de bulunan Asur tabletlerinde görülür. Asurlu tüccarların ‘Luvilerin’ karşılığı olan ‘Nuwa’ dedikleri saptandı. Hiyeroglif yazısının kullanım MÖ 2000’li yılların başında başlayıp 1400 yılına kadar kullanımda kalmış ve MÖ 600’lü yıllarda ortadan kalkmıştır. Erken örneklerini mühürlerde görmek mümkündür. Çivi yazısı Hititlerin yıkılmasından sonra MÖ 1190’ da Anadolu’da ortadan kaybolurken Luvi Hiyeroglif yazısı yaygın olarak kullanılmaya devam etmişir. Yazılar taş, pişmiş toprak, kurşun, ağaç üzerine yazılırdı.
Luviler sanılanın aksine sadece bu uygarlıklar arasında yaşam sürdürmemişler ve hatta bu uygarlıkların alt yapısının oluşmasına katkı sağlamışlardır. Ticaret, politik ve sosyal, kültürel etkileşimler hat safhadadır. Miken uygarlığı oluşmadan önce Luvilerin oraya gidip orada onlarında ataları oldukları bilinmektedir. Hititlerden önce coğrafyada olan uygarlık asimile olmamış aksine o dönem 7 dil konuşulan büyük coğrafya da hem benliklerini, dinlerini, kültürlerini korumayı başarmışlardır. Ayrıca Batı Anadolu başta olmak üzere Anadolu Yunanistan, Kuzey Suriye olmak üzere buralara şiir, felsefe ve bilimin oluşması Luvilerin eseridir. Batı Avrupa’nın gelişmesinde kilit rol oynamışlardır. Batı Avrupa’nın kökenlerini seçkin bir Luvi şehri olan Trakya’nın kraliyet ailesine dayandırması boşuna değildir. Ve hatta Roma, Paris, Londra gibi yüzlerce Avrupa şehri inşa edilirken Troia örnek alınmıştır. Troia’da bulunan Luvi mührü bahsedilmeye değerdir. Bulunan mühür çift taraflı bir yüzünde devlet yetkilisinin adı geçerken diğer yüzünde eşinin adı geçmektedir. Tunçtan yapılan bu mühür sıradan insanların taşıyabileceği bir mühür değildir. Aksine özel bir mühürdür ve bizlere Troianın bir Miken şehri değil Luvilerin şehri olduğunu göstermektedir. Dünden bugüne bizlere bu topraklarda gerçek anlamda miras bırakan atalarımızla ilgili bilgiler neden paylaşılmadı? Ve neden hala Luvilerle ilgili yeterli araştırmalar yapılmamaktadır? Kadim ve ışık saçan bilgelikleriyle Luvilerin öğrenmek hepimizin görevi olduğunu düşünüyor ve atalarımızın yaptığı gibi gerçek bilgilerimizle hepimizi ışık saçmaya davet ediyorum.
Yorum
Emeğinize sağlık
Teşekkür ederiz. Luviler konusunu son derece önemsiyorum. Bu konu da yeni yeni bulguları ve yazıları merakla bekliyorum. Bu konu üzerine emek harcayanları selamlıyorum. Kolay gelsin.
Luviler
Ben Nevşehirliyim.. Kapadokya (Cape Docia) Bölgesi de bir zamanlar Luvi Halkının yaşam merkeziydi.. Persler M.Ö. Anadolu'yu işgal edince bu bölgeye gelmişler ve Luvi Halkıyla karşılaşmışlar. Kendilerine lezzetli yemekler ve güzel şaraplar ikram eden bu Halktan etkilenen Persler Luvileri çok sevmişler ve hiç zarar vermemişler.. Çok güzel atlar yetiştirdikleri için bu Bölgeye Pers dilinde Cape Docia (Güzel Atlar Ülkesi) ismini veriyorlar.. Ben Rumların Luvi Halkının devamı olduklarını düşünüyorum.. Çünkü Rumlar asla Yunan değildir.. Anadolumuzun yerli Halkı Luvilere bin selam olsun!..
Yeni yorum ekle