Kayayı Sanata Dönüştüren Uygarlık: FRİGLER

Kültürel Miras

Kayayı Sanata Dönüştüren Uygarlık: FRİGLER

Ahmet Levent Zeybek

zorbatv

Hitit imparatorluğunun yıkılmasının ardından kurulan Frigler Anadolu’ya M.Ö. 1200’lü yıllarda topluluklar halinde gelmişlerdir.  M.Ö. 800’lerde imparatorluk haline gelmişlerdir. Günümüzde Eskişehir, Afyonkarahisar, Kütahya ve Ankara illerini kapsayan bölgelerde yaşamışlardır. Kendinden sonra gelen Lidyalılar, Urartular, Likyalılar ve Roma başta olmak üzere birçok uygarlığı etkilemişlerdir.  İlk kralları başkente adını veren Gordios’tur. En parlak dönemlerini Kral Midas zamanında yaşamışlardır. Siyasi  başkentleri Gordion (Polatlı-Yassıhöyük), dini merkezleri Yazılıkaya(Han) ve Pessinus(Sivrihisar)’tır. Frig yerlilerinin kullandığı Frig başlığı vardır. Özgürlüğü sembolize eder. Ve Frig baslığı Güney Amerika ülkesi Kolombiyanın devlet armasına girmiştir. Başlığın kırmızı renkli olması hayatta köklenme ve var olma ile ilgilidir.

Kaya mimarisinde çok ileriydiler. Tüfü volkanik kayalar üzerinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Kayalar içinde odalar, hücreler, yüksek kademeli merdivenler, koridorlar ve sunaklar yapmışlardır. Kayalıkların içinde direkli ve alınlıklı binaları bulunan cepheler oluşturmuşlardır. Mimarileri tapınım şekilleri ile doğru orantılıdır. Hititlerin bazaltı, Greklerin mermeri kullandığı gibi Friglerde tüfü mimarilerinde üst seviyede kullanmışlardır.

Doğanın dilini iyi anlayıp coğrafyadan dolayı tarım ve hayvancılığa büyük önem verilmektedir.  Tarıma değer verdikleri taptıkları tanrıça Kibele’den bellidir. Alüvyon topraklar üzerinde yaşamaları uygarlığın şanslı olduğunu gösterir.  Tahıla önem hat safhadadır.  Orakların bir ağızdan şarkı söyleyerek ektikleri için yorulmak nedir bilmezler olduğu söylenilir. Frigler bağcılığı da geliştirmişlerdir. Şarap tanrısı Dionysos şerefine üzüm bağları kurmuşlardır ve onun uğruna şenlikler yapılmaktadır.

Çok tanrılı dine sahiptirler. Fakat esas toplumun üzerinde etkili olan Ana Tanrıça Kibele kültüdür. Esasen Kibele yunancadır. Frigce ismi tanrıçanın ‘MATAR’ dır. Matar dağ ana demektir. Ve bolluk, bereket, üretim,  doğurganlık ve hakimiyeti simgeler. Frigce ana tanrıça günümüz dünya diline ‘MOTHER’ olarak geçmiş Anadolu dünyaya Ana Tanrıçanın izini ANNE olarak mührünü vurmaya devam etmektedir.  Doğanın koruyucusu, denetçisidir. Aslan, Yılan, Güvercin, üçgen alınlık, hayat ağacı Frig ana tanrıçalarının sembolleridir.

zorbatvBakır ve kalayın birleşmesiyle oluşan tunç işçiliğinde uzmandırlar. Kase, kazan, hamam tası, kepçe, kevgir ve fibula insanlık tarihine önemli katkılarıdır. Bakırdan takılar, kalın gümüş kemer, yarım ay biçimli küpeler dönemin önemli eserleri arasındadır.
Hayvancılığa büyük önem veren uygarlığımız dokumacılıkta da ustadırlar. Hayvanlardan elde edilen  yünlerle halılar ve kilimler dokumuşlardır. Özellikle kendilerine özgü ‘Tapates’ adı verilen kilimleri çok önemlidir. Tezgah ve ağırşaklar bu dönemde tekstilde ciddi sevilerde olduğunu göstermektedir. 

En özgün sanat dalı mobilyacılıktır. Bölgenin orman bakımından zengin olması bu konuda onları tetiklemiştir. Gordıon’da bulundan mezarda ortaya çıkan Midas’a ait olduğu bilinen masa ve kakma bezeli panolar dönemin en iyi eserleridir. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde gidip ziyaret edilebilir.  Ayrıca pişmiş topraktan yapılan oyuncaklarda çocuklara bu dönemde önem verildiğini göstermektedir. Pişmiş topraktan yapılan kuş figürlü oyuncaklar (Simav’da bulunan) Kütahya müzesinde ziyaret edilebilirler.

Kendilerine özgü ‘Syrinks’ müzik aletleri vardır. Ve bu ney, kaval, flütün atasıdır.  Lir en önemli aletlerinden birisidir.  Günümüzde müzik makamı olarak kullanılan hala Frig makamı bulunmaktadır. 

Kendilerine has Frig dili ve yazısı kullanmışlardır.  Yapılan araştırmalar taş üzerine yazılmış 41 adet yazıt bulunmuştur.  Tam olarak çözülemeyen Frig dili çözümlenenler incelendiğinde dinsel içerikli olduğu ortaya çıkmıştır.
Barışsever bir topluluktur. Tabi ki dış saldırılardan korunmak için askerleri bulunmaktadır. Çünkü sanata, müziğe bu kadar önem verip seven naif bir toplumdan savaşçı olması beklenemezdi.

zorbatv

Günümüzde tükettiğimiz Eskişehir, Afyon ve Kütahya’ya ait has yemek kültürleri bu dönemde de tadılmaktaydı. Örneğin Kütahya’nın meşhur sıkıcık çorbası, tutmaç çorbası, tarhanalı köfte ve cimcik diye gitmektedir.  Düğü köftesi çorbası (topalak), soğan öldürmesi vb.  En önemli yemekleri ilabada sarması ,  gak(hoşaf) ve kötdür tatlısıdır. Ayrıca etle ilgili de çok güzel tarifleri vardır: et önce bal, şarap, zeytinyağı, soğan, kekik, kimyon, rezene, anason gibi baharatlarla dinlendirildikten sonra ateşle pişirilirmiş. Arpa birası, üzüm şarabı ve bal likörü ile afiyetle yenilirmiş. Afyonun gastronomi şehri olması tesadüf değil tarihi gerçekler ve kültürün devamı esas alınarak yapılmıştır.

506 km uzunluğunda kültürel rotası bulunmaktadır. Ülkemizin en uzuz üçüncü rotasını meydana getirir. 4 ilin içerisinden geçmektedir.
M.Ö. 690 yılında Kimmer saldırıları sonucunda yıkıldılar. Kral Midas başkenti ele geçirince Kimmerler öküz kanı içerek yaşamına son vermiştir. Dağılan Frigler Lidyalıların himayesine girmişlerdir. Hemen kaybolmayan uygarlık başka toplulukların çatısı altında yaşamaya devam ederek kültürlerini yaşamaya devam ettirip kendilerinden sonraki uygarlıkları etkilemişlerdir. 

Doğanın dokusunu okuyarak gündelik hayata, mimariye, ticarete ve sanata nasıl dönüştürebilir Frigler bizleri muazzam seviyede göstermişlerdir. Ve Uygarlığın Anadolu’dan doğup bütün dünyaya yayıldığını bizlere göstermişlerdir. Sanatın ve arkeolojinin gücünde buluşalım..

zorbatv

 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.