TORİNO İtalyan Markalarının Kenti

Kültür

TORİNO

İtalyan Markalarının Kenti

 

Eylül Özsoy

 

İtalya bir saraysa, giriş kapılarından biri Torino olsa gerektir. Tüm eşyalar, ziynetler, arabalar ve daha pek çok şey buradan girer ülkeye. Kapı sayesinde dış dünyayla bağlantılar kurulur. Kıymetli eşyaların ulaşımı buradan sağlanır. İhtiyaçlar bu kapıdan karşılanır. Zenginlik, güvenlik ve otorite göstergesidir kapılar. Torino da işte böyle özellikleri olan bir endüstri ve ticaret kapısıdır.

Hiç abartmaksızın söyleyebilirim ki, Torino, çizme İtalya’nın ihtiyaçlarını karşılayarak onu beslemektedir. Fiat otomobilinin üretimi Torino’da yapılıyor. Dış ülkelere buradan otomotiv satılıyor. Lavazza kahvelerinin merkezi Torino’dur. Tüm dünyaya bu kentten kahve ihraç ediliyor. Günümüzün tanınmış küresel markası Ferrero çikolataları
Torino merkezlidir. Dünyaca ünlü daha pek çok İtalyan markası Torino’da konumlanmıştır: Maserati, Alfa Romeo, Iveco, Pininfarina, Bertone, Sparco, Italdesign Giugiaro, New Holland, Fioravanti, Kappa, Superga…

Huzur verici panoramasıyla Torino, Po Nehri’nin kıyısında, Alp Dağları’yla kucaklaşmaktadır. Kentin Po kenarındaki göz alıcı tarihi binaları arasında bir akşam vakti yürümek hiç şüphesiz keyfe keyif katar.

1861'den 1865'e kadar İtalya Krallığı'nın ilk başkenti olmuştur kent. İtalya Kralı Victor Emmanuel II Torino doğumludur. Yazar Cesare Pavese, askeri uçak tasarımcısı Giuseppe Gabrielli, çikolata imalatçısı Ferrero’nun kurucusu Pietro Ferrero, Formula 1 Dünya Şampiyonu Giuseppe Farina, ünlü kimyager Amedeo Avogadro, otomobil tasarımcısı Giovanni Bertone’nin memleketleri Torino’dur.

Torino Kraliyet Sarayı, Unesco Dünya Mirası Listesindedir. Saray, son derece merkezi bir yerde bulunduğundan buraya yapılan bir ziyaret, insanı şehrin damarlarında dolaştırmış olacaktır.  Saray meydanla kucak kucağadır. Meydanın ortası sanki özellikle müzisyenlere ayrılmıştır; melodi sevdalıları orada şarkılar çalıp söylerler.

Meydandan biraz yürüdüğümde pasajın olduğu yerde çok güzel dükkânların sıralanmış olduğunu fark ettim. Özellikle bir hediyelik eşya dükkânı vardı ki orada gerçekten çok özel ürünler satılıyordu. Geçmişe dair ne varsa oradaydı. Çok pahalı olmayan bir antikacıydı. Dikkatimi çekenler arasında el yapımı çikolatalar, esansiyel yağ kullanılmış parfümler, buzdolabı magnetleri, resimli kartpostallar ve niceleri oldu.

Saray Meydanı’nda bir İtalyan dondurması eşliğinde güneş altında yürümek ne hoştu. Torino’da yapılacak bir başka güzel şey de Po Nehri kıyısında oturup akşam vakti suyun akışını seyretmek olsa gerek. Nehrin kıyısından karşı kıyının eski yapılarını izlemeye daldığınızda ışıltılara kapılıp kentle duygusal bağlar kurabiliyorsunuz.

Po Nehri üzerinden karşıya geçtiğinizde en tepeye tırmanıp seyir tepesinden fotoğraf çekmek heyecan verici. Centro Storico Fiat Otomobil Müzesi’ni gezmek ise otomotiv merakınız olsa da olmasa da hayli güzel bir fikir gibi sanki.

Torino Mısır Müzesi ve Doğu Sanat Müzesi… Her ikisi de koleksiyonları itibariyle nefes kesici müzeler. Tarihle, sanatla heyecan dolu saatler geçirdim orada.

Küresel bir ağ haline gelmiş Yavaş Şehirlerden biri olan Torino kültür ve yemek turizmi ile de öne çıkmaya özen gösteriyor. Su kaynakları, canlı gece hayatı, kültür ve sanayi potansiyeli, sanatsal şehir planlaması ile renkli bir rota olan Torino beş duyumuza hitap edecek muhteşem bir Kuzey İtalya yerleşimi. Gerek coğrafi konumu, gerek yetiştirdiği insan kalitesi açısından kültür başkenti olmaya layık gerçekten nadide bir kent Torino.

1

Asırlar öncesinden günümüze ayakta kalabilmeyi başararak ulaşmış pek çok yapı harikulade görünümleriyle kenti kucaklamış. Kentsel tarih mirasının saraylar ve tarihi evler sayesinde günümüzde de canlılığını koruması hayran olunmayacak gibi değil doğrusu.

Adını mimarından alan Mole Antonelliana binası, her yerden görünür heybeti yanı sıra yanına geleni de heyecana düşürür nitelikte. Kardeşimin de içinde bulunduğu genç grubumuzla içeriye girmeyi merakla beklerken bir sinema müzesinin nasıl bir şey olabileceğini hayal etmeye çalışıyordum. Ulusal Sinema Müzesi’ne ev sahipliği yapan Mole Antonelliana, tüm Torino’nun en yüksek binası; tam 167 buçuk metre…

2

Sinema Müzesi’nin uzaktan görünümü ne denli heybetliyse doğrusu içi de o derece heyecan vericiydi. Sinema salonunu anımsatan loş ortama eski sinema posterleri, film makineleri, film yıldızlarının kişisel eşyaları yerleştirilmiş. Gez gez bitmeyecek gibiydi sanki... Sinema Müzesi’nin nostalji dolu koridorlarında yürürken içimden şu sözcükler geçiverdi: “Kimler geldi, kimler geçti şu yaşam sahnesinden…”

3

Yorum

Işık (doğrulanmamış) Ct, 23 Mart 2024 - 23:31

Emeğine sağlık. Çok güzel bir anlatım olmuş

Meltem (doğrulanmamış) Ct, 30 Mart 2024 - 11:42

Kalemine sağlık . Torino yu görmedim yazını okurken hayal ettim. Günün birinde gidersem yazın bana rehberlik edecek. 🌺🙏

Meltem (doğrulanmamış) Ct, 30 Mart 2024 - 11:47

Kalemine sağlık. Torino yu görmedim. Yazdıkları okuyunca gözümde canlandı. Günün birinde gidersem yazın bana rehberlik edecek. Çok güzeldi. Teşekkür ederim. 🌺

Ferudun Babacan (doğrulanmamış) Pa, 31 Mart 2024 - 02:50

Eylül yazarsa,
Okunur.
Emeğine sağlık

Barış Yıldırım (doğrulanmamış) Pa, 31 Mart 2024 - 09:44

Harika bir anlatım. Bu yazıdan sonra Torino’ya gitmemek olmaz.
Yazarımızı tebrik ediyorum.

mehmet culum (doğrulanmamış) Pa, 31 Mart 2024 - 17:20

Genç yazara teşekkür ederim. Hemen bavulumu alıp Torino'ya gidesim geldi...

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.