Cemal Tollu’nun Desenlerinde Figüratif Soyutlama Anlayışı

Sanat

Cemal Tollu’nunDesenlerinde Figüratif Soyutlama Anlayışı:

Form, Hacim ve Mekân Üzerine Bir İnceleme

 

Faruk Çelik

 

İstanbul resim ve heykel müzesini gezdiğimde Cemal Tollu’nun desenleri dikkatimi çekti ve üzerine yazılmış hiçbir yazı görmediğim için dikkatlice desenlerini inceledim ve bu yazıyı kaleme almayı düşündüm. Öncelikle Cemal Tollu’nunsanatı ve yaşamı hakkında kısa bilgi verdikten sonra desenleri üzerinde duracağım.

Cemal Tollu, Türk resim sanatının önde gelen figürlerinden olup, "D Grubu" içerisinde yer alarak modern Türk sanatının gelişiminde önemli rol oynar. 1899 yılında doğan Cemal Tollu, Batı tarzı resim anlayışını Türkiye'ye taşıyan öncü sanatçılar arasında yer alır.Tollu, Sanayi-i Nefise Mektebi'ne (günümüz Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) resim eğitimine başlar ve burada İbrahim Çallı gibi dönemin önde gelen ressamlarından ders alır. Ancak, Kurtuluş Savaşı sırasında eğitimine ara vererek cepheye katılır. Savaşın ardından eğitimine devam eden Tollu, 1928 yılında devlet bursu ile Paris'e gönderilir. Burada Avrupa sanatını yakından takip etme fırsatı bulur ve Almanya'da Hans Hofmann, Fransa'da André Lhote, Fernand Léger, Marcel Gromaire ve heykeltıraş Charles Despiau gibi önemli sanatçıların atölyelerinde çalışır. 1930 yılında Türkiye'ye döndüğünde, Batı'da edindiği bilgi birikimi ve modern sanat akımlarından aldığı ilhamla Türk resim sanatına önemli katkılarda bulunmaya başlar.1932 yılında Türkiye'ye dönen Cemal Tollu, Erzincan'da resim öğretmenliği yapmaya başlar. 1933 yılında, kübizm akımını benimseyen D Grubu'nun kurucuları arasında yer alır. Bu yıllarda Cemal Tollu, Abidin Dino, Elif Naci, Zeki Faik İzer ve diğer sanatçılarla birlikte "D Grubu" adlı sanat grubunu kurdu. Bu grup, Türk resim sanatında modernist bir yaklaşımı savunan ve geleneksel sanat anlayışına karşı çıkan bir hareket olarak bilinir. Tollu, D Grubu'nun en aktif üyelerinden biri olarak, Türk sanatında modernizmin yerleşmesine katkıda bulundu.

1937 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne asistan olarak atanmış ve burada resim bölüm başkanlığına kadar yükselir. Sanatında kübizm ve konstrüktivizm akımlarını harmanlayarak, Anadolu'ya özgü temaları işlemiş ve Hitit heykellerinden ilham alarak özgün bir figür ve hacim anlayışı geliştirir.Bunun yanı sıra figür, kompozisyon, portre, peyzaj ve natürmortlar da resimlerinde yer alır. Özellikle form ve renk kullanımında modernist bir yaklaşımı yansıtır. Figüratif çalışmalarda yoğunlaşan Tollu, kompozisyonlarında genellikle sade ama etkileyici bir üslup benimser. Anadolu'nun kültürel ve doğal zenginliklerini eserlerine yansıtır, figürlerin yanı sıra doğa ve köy yaşamını da konu alır. Ayrıca resmin yanında sanat eğitimiyle de ilgilenir, 1947 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğretim üyeliğine başlamış ve birçok öğrenci yetiştirir.

.

Resim1- Cemal Tollu, Portre, Kağıt üzerine füzen, 1931.

Cemal Tollu'nun bu deseni, kübizm etkilerini taşıyan bir çalışma olarak dikkat çekiyor. Yüzün ve figürün keskin hatlarla bölünmesi ve geometrik şekillerle ifade edilmesi, kübizm akımının karakteristik özelliklerindendir. Desende, figürün yüzü ve üst vücut kısmı belirgin çizgilerle vurgulanmış, gölgeleme ve hatların yoğunluğu figüre derinlik ve hacim katıyor. Bu desen, Tollu'nun Paris'teki eğitimi sırasında edindiği kübist etkileri ve çağdaş desen teknikleri yansıtıyor. Desene baktığımızda figürün yüzünde ifadesiz gibi görünen ancak anlamsal bir bakışı olduğunu sezebiliriz. Cemal Tollu'nun bu desenini teknik açıdan incelediğimizde figürün ve yüzün ana hatları belirgin, güçlü çizgilerle vurgulanmış olup, bu çizgiler figüre hem hareket hem de yapı kazandırıyor. Yüzdeki çizgiler ve şekiller, kübist bir yaklaşımı yansıtarak geometrik bir yapı oluşturuyor ve figürün hacim ve derinlik kazanmasını sağlıyor. Kompozisyon, figürün üst vücut kısmına odaklanmış ve yüz ile omuzlar kompozisyonun merkezinde yer alarak izleyicinin dikkatini figürün ifadesine ve duruşuna çekiyor. Füzen ile yapılan tonlamalar ve gölgeleme teknikleri, figüre derinlik ve hacim kazandırarak üç boyutlu bir etki yaratıyor. Yüzdeki detaylar ise figürün ifadesini ve duygusal durumunu yansıtacak şekilde özenle işlenmiş; çizgilerin sert ve keskin olması, bir tür gerginlik veya düşüncelilik hali yaratıyor.

.

Resim 2-Cemal Tollu, Oturmuş Kadın, Kâğıt üzerine füzen, 1931.

Cemal Tollu'nun bu çalışması, kâğıt üzerine füzen ile yapılmış olup belirgin üslubu ile dikkat çekiyor. Füzen, desen çizimlerinde sanatçılara koyu ve yoğun çizgiler elde etme imkânı tanırken, özellikle gölgeleme ve tonlama tekniklerinde etkili sonuçlar verdiği bilinir. Eserdeki çizgiler hem güçlü hem de yumuşak geçişlerle figüre şekil kazandırmış; figürün hatları belirgin ve keskin çizgilerle vurgulanarak hem statik hem de dinamik bir görünüm elde edilmiştir. Figür, kompozisyonun merkezinde yer alarak tüm dikkati üzerine çekerken, oturur pozisyondaki duruşu bir modelden çizildiği anlaşılmaktadır. Oranlar oldukça dikkatli bir şekilde çizilmiş ve bu da figürün anatomik doğruluğunu ve gerçekçiliğini artırmıştır. Füzenin sağladığı avantajlarla tonlama ve gölgeleme teknikleri ustalıkla kullanılarak, figürün çeşitli bölgelerinde ışık ve gölgelerle derinlik ve hacim kazandırılmıştır. Yüzdeki ve bedendeki detaylar, figürün anatomik özelliklerini vurgularken aynı zamanda bir ifadesizlik hali yaratmış; bu ifadesizlik, figürün deforme edilmiş bir karakter kazanmasını sağlamıştır.

.

Resim 3-Cemal Tollu, Ayakta Çıplak, Kâğıt üzerine füzen.

Tollu'nun bu deseninde iseçizgiler, figürün formunu tanımlamak için güçlü ve belirgin olup, kas yapısını ve anatomik detayları vurgulamıştır. Özellikle göğüs ve sırt bölümünde bu yapı çok güçlü bir şekilde görülür. Hatta bu göğüs kafesi bir kadın bedeninden çok erkek kafesi biçiminde çizildiğini görebiliriz. Figür, hafifçe öne eğilmiş duruşu ile dinamizm ve hareket katılmıştır. Anatomik detaylar, sanatçının figüratif çizim konusundaki ustalığını yansıtarak kas yapıları, vücut hatları ve duruş şekli ile gerçekçiliği artırmaktadır. Yüzdeki detaylar ise daha soyut ve genel bir ifade sergileyerek, figürün karakterinden ziyade formuna odaklanılmasını sağlamaktadır.

.

Resim 4-Cemal Tollu, Desen, Kâğıt üzerine füzen.

Tollu, bu desen çiziminde, figüratif bir kompozisyonun soyutlamaya yönelik bir yaklaşımla ele alındığını göstermektedir. Teknik olarak, çalışma füzen kullanılarak yapılmış; bu da esere güçlü bir kontrast ve derinlik kazandırıyor. Figürün formu, belirgin ve güçlü hatlarla tanımlanmış, ancak detaylardan ziyade genel yapısal unsurlara odaklanılmış.Çizimdeki figür, anatominin abartılı ve stilize edilmiş bir yorumu olarak dikkat çekiyor; bu da sanatçının kübizm ve konstrüktivizm gibi modernist akımlardan etkilendiği çok açıktır. Bu tarz, formları geometrik şekillere indirgeme ve figüratif öğeleri farklı açılardan aynı anda gösterme gibi kübizmin karakteristik özelliklerini yansıtır. Özellikle figürün hacimsel yapısı ve mekânsal düzenlemesi, kompozisyonun hem denge hem de hareket duygusu taşımasını sağlıyor.Çalışmanın arka planında yer alan çizgisel unsurlar, figürün etrafında bir çerçeve veya sahne oluşturur gibi görünüyor, bu da dikkatleri figüre odaklanmasına yardımcı oluyor. Tollu, figürün duruşunu dinamik bir biçimde ele almış; bu da çalışmaya canlılık ve hareket kazandırıyor.Genel olarak, bu desen, figüratif sanatın modernist bir yorumunu anlatır veCemal Tollu’nun form, hacim ve mekânsal ilişkilere dair yenilikçi bir anlayış sergilediğini göstermektedir. Çalışmanın deforme yapısı, dönemin sanat akımlarına (özellikle kübizme) olan bir eğilimi ve aynı zamanda sanatçının bireysel ifadesini ortaya koyan bir üslup geliştirdiğini işaret eder.Ağustos, 2024

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.