SIÇAN AVCISI : “Ölümün ardında Bıraktıklarıyla Yaşamak”

Gösteri Sanatları

Tolga Oskar


SIÇAN AVCISI : “Ölümün ardında Bıraktıklarıyla Yaşamak”


Yönetmen: Lynne Ramsay 
Senaryo: Lynne Ramsay
Görüntü Yönetmeni: Alwin H. Küchler
Oynayanlar: William Eadie, Leanne Mullen, Mandy Matthews
Ülke: Fransa - İngiltere
Tür:  Dram
Süre:  94 Dk.
Yapım Tarihi: 1999 

zorbatv

Filmin açılışında ağır çekimde perdeye dolanan bir çocuk görürüz. Öyle ki masalsı, gerçeküstü bir andır bu ve epey de uzun sürer. İzleyiciyi o masalsı hisle doldurur. Ta ki aniden kadraja giren bir el perdeye dolanan çocuğun kafasında patlayana kadar. Bir anda ağır çekimden gerçek zaman hızına geçilir ve çocuğun çığlığını duyarız. Elin sahibi ‘Tanrı aşkına şu perdemin haline bak!’ diye sitem eder. Bu sesin sahibi çocuğun annesidir. Açılıştaki bu sahne: hem gerçek dünyanın içinde çocukların masalsı bir evrende yaşıyor olmalarını, hem de filmin geneline hakim olan anlatı yapısını(masalsı ve gerçek) ifade ediyor. Çocuk, yani James pencereden arkadaşının(Ryan) çamurlu bir göletin kenarında oyun oynadığını görür. Annesi pantolon paçalarını botlarının içine sokmasını söyler. James, annesinin dediğini yapar. Sonra birlikte dışarı çıkarlar. James, dışarda oyun oynamak için annesinden izin ister. Annesi ‘babanı görmek istemiyor musun?’ diye sorar. Bunu sorarken arkası dönüktür. James, bunu fırsat bilip koşarak apartmana saklanır. Kadın arkasını döndüğünde oğlunu göremez. ‘James!’ diye seslenir, etrafa bakar. Sonra çaresiz yoluna davam eder. 

Annesinin gittiğini gören James, paçalarını botlarından çıkarır ve koşarak arkadaşı Ryan’ın yanına bataklığa gider. Burada filmin en önemli kırılma noktası yaşanır. James ve Ryan itişip şakalaşırlarken James, Ryan’ı suya itip koşarak oradan uzaklaşır. James yanlışlıkla Ryan’ın ölümüne neden olmuştur ama henüz bunu bilmemektedir, zira izleyici de James gibi henüz olup biteni bilmemektedir. Çünkü Ryan’ın ölümü kesinleşmeden sahne değişir. James’in annesi elinde torbalarla eve doğru yürümüktedir. Bu arada binaların önlerine yığılmış çöpler ve sokakta oynayan çocuklar, hikayenin geçtiği 70’lerin Glasgow’unu resmetmektedir. Kadın apartmana girer, pencereden dışarı bakar ve bataklığın kenarında bir çocuk cesedinin başında toplanan adamları görür. Ryan’ın öldüğü bu sahnede kesinlik kazanmış olur. James, koşarak eve girer, annesini pencerenin kenarında dışarı bakarken bulur. Kadın oğluna sarılır. Çünkü oğlunun ölme ihtimalini düşünüp korkmuştur. Bir sahnede James, Ryan’ın boğulduğu çamurlu gölete giderek suyun içine girer ve bataklığın onu dibe çektiğini fark edip korkar ve sudan çıkar. Burada suçun kendinde olmadığını anlasa bile pişmanlık ve vicdan azabı yakasını bırakmaz ve filmin sonuna kadar onunla birlikte varlığını sürdürür. Zira filmin başında hikaye Ryan üzerine kurulu gibi görünse de aslında Ryan’ın ölümüyle birlikte yön değiştirip James’in üzerinde bıraktığı etkiye, hatta ölümün ardında bıraktığı insanların yaşamındaki tahribata odaklanır. Ryan’ın cenazesinde annesi ve babasını taziyeleri kabul ederken görürüz. Bu sahneden sonra Ryan’ın anne ve babasını uzun bir süre görmeyiz. Filmin ilerleyen bölümlerinde Ryan’ın ailesini taşınırken görürüz. Kadın, kocasına ‘oğlumu öldürdün, sorumlusu sensin’ diye bağırmaktadır. Adam ‘ne diyorsun sen, o benim de oğlumdu’ diye kendini savunur. O esnada James ve annesi eve gelmektedirler ve olanları görür, konuşmaları duyarlar. James’in annesi kadının yanına gidip teselli eder. Kadın ‘bizi terk etti ve oğlumuza sahip çıkamadım’ der, ağlamaklıdır. Sonra James’e sarılır ve tıpkı Ryan’ın ikizi gibi göründüğünü söyler. Sonra James’den yukarı çıkıp bir kutuyu getirmesini ister.

zorbatv

James apartmanda koşarak yukarı(eve) çıkmaktadır. Merdivenlerden aşağı inen bir adamla çarpışır ve adam elindekileri düşürüp kırar. James donup kalır. Çünkü bu adam ölümüne neden olduğu arkadaşı Ryan’ın babasıdır. James, adama bakarak bekler, belki de kendini suçlu hissettiği için ona kızmasını beklemektedir. Fakat adam hiçbir şey söylemez. Çünkü olanlardan habersizdir(olanları James ve izleyici dışında bilen yoktur) ve James’in ölen oğlunun arkadaşı olduğunu bilmektedir. Ayrıca karşısında ölen oğlunun yaşında bir çocuk durmaktadır. James hızla yukarı çıkmaya devam eder. Ryan’ın babası olduğu yere çöker ve ağlamaya başlar. James, kutuyu kadınların yanına getirir. Kutunun içinde Ryan’ın ayakkabıları vardır. Ayakkabıları James’e giydirirler. James ayağını sıktığını söyler. Aslında yüreği sıkılmıştır. Tüm bu olanların karşısında şuçluluk duygusu altında ezilmektedir. Ryan’ın babasının düşürdüğü kırılan cam parçasıyla ayakkabının her yerini çizer. Bu ayakkabıyı hak etmediğini düşünmekte, hatta ayakkabı ona Ryan’ı ve suçluluğunu anımsattığı için ondan nefret etmektedir. Bir diğer ayrıntı ise: kentteki haylaz çocukların gözlüğünü bataklığa attıkları Margaret’la James’in tanışmalarıdır. Margaret, ‘bu bataklıkta ölen çocuğu tanıyor muydun?’ diye sorar, James’e. James, sessiz kalır. Aralarında güzel bir dostluk kurulmaktadır. Haylaz çocuklar, Margaret’ı cinsel bir obje olarak görmektedirler ve ona karşı aşağılayıcı davranırlar. James ise, onların tam tersi bir tutum sergiler. Margaret’a sarılır, hatta başka bir sahnede: birlikte küvete girip cinsellikten çok uzak bir biçimde çocukça eğlenirler. James, bazen boş bir otobüse binip yaşadığı yerden uzaklaşır ve taşınacakları eve gidip orada zaman geçirir. Bu evin bulunduğu yer buğday tarlasının içindedir. James buğday tarlasında koşar, kendini buğdayların arasına atar, mutlu olur.

zorbatvBu yer ve burada yaşadıkları onun gerçeklikten(eski ev, çöplük, bataklık ve tabii ki Ryan’ın hatıraları) kaçışını simgelemektedir. Filmin sonunda ailecek, bu eve doğru yürüdüklerini görürüz. Kapanışta ise James gözlerini kameraya çevirir ve ekrana, dolayısıyla izleyiciye bakarak tebessüm eder. Bu son sahnede, izleyiciyle yani gerçek dünya ile film birbirine bağlanır. Bu açıdan Truffaut’nun ‘400 Darbe’ filminin sonuyla benzerlik kurulabilir. Zira o filmin finalinde, koşan çocuğu uzun bir plan sekansta izledikten sonra çocuk durur, kameraya bakar ve Tarkovsky’nin deyimiyle zaman mühürlenir. Sonuç olarak, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen hayat devam etmektedir ve mutlu olmaya çalışmaktan başka çare yoktur…

tolga_oscar@hotmail.com


 
 

Yorum

Ahmet Yasin (doğrulanmamış) Pt, 21 Kasım 2022 - 20:35

Kardeşim filmi ne zaman izlediğimi unutmuştum. Güzel bir değerlendirme ama yeni filmlere mi yerserseniz... Yeni şeyler bence başarılar

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.