Knidoslu Afrodit Işığında Sanat Tarihinde Güzellik ve Kadın

Sanat

 

Knidoslu Afrodit M.Ö. 4. yüzyılda dönemin ünlü heykeltıraşı Praksiteles tarafından yapılmıştır. Yunan mitolojisindeki aşk, cinsellik ve güzellik tanrıçası, çıplak ve ideal güzeli temsil eden ve dönemin güzellik felsefesini yansıtan bir tarzda adeta vücut bulmuştur. Praksiteles, tanrıçayı kudretli argümanlarından ayırarak onu sıradan bir kadın haline getirmiştir ve Knidoslu Afrodit varlığı ile tüm antik kadınların bir temsili niteliğinde olmuştur.

 

1

Knidos Afroditi (bilinen en iyi kopya),  MuseoPio-Clementino , İtalya

 

M.Ö. yaklaşık 350 civarlarında bu heykelin ortaya çıkma sürecinde aynı zamanda Antik dünyada felsefe yavaş yavaş doğmaya başlamıştır. İlk olarak Pytagoras ve Pytagorasçılar güzellik kavramını irdelemiş ve bu kavramı tanımlamaya başlamışlardır. Güzellik kavramı ise bu dönemde; uyum, oran-orantı, altın oran, denge simetri ve zıt kavramların birbiri ile uyumu ve dengesi anlamına gelmekteydi. Örneğin; iyi ve kötü ya da savaş ve barış gibi biri olmadan diğeri olmayacak kavramlar, doğada dengeyi sağlayan unsurlardı ve bu unsurlar ‘güzel’i temsil etmekteydi.

Praksiteles’in eseri Knidoslu Afrodit dönemin sosyal yaşantısı ve toplumun kadına bakış açısına göre çıplak ve sıradan bir şekilde betimlenen tanrıça adeta devrim niteliğinde bir eserdir. Knidoslu Afrodit’in kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinir fakat gerçekte hangi hikâyeninPraksiteles’e ilham olduğu, heykelin nerede yapıldığı, Knidos’a nasıl geldiği ya da Knidos’tan nasıl gittiği, nasıl kaybolduğu ve bugün nerede olduğu tamamen gizemdir. Ve tüm bu gizemlere rağmen Batı sanatı tarihi boyunca en fazla kopya edilen sanat eserlerinden birisi olmuştur.

Batı resim sanatı tarihinde, Rönesans’ta Afrodit betimlemesinin en erken örneklerinden birisi SandroBoticelli’ninVenüs’ün Doğuşu isimli tablosudur. Bundan sonraki süreçte yaklaşık, 15. yüzyıl ve 19. yüzyıl arasında yapılan Venüs betimlemeleri farklı stil ve tarzlar ile de olsa aslında hep Praksiteles’in M.Ö. 4. yüzyılda yaptığı heykel ile çok benzerlik taşımaktadır. Her zaman, çıplaklığı ile Batı resmine yer edinmiş güzellik, aşk ve cinsellik tanrıçası, öncelikle tanrıça vasfından uzaklaştırılmış, daha sonra da tanrıçanın öne çıkan tüm argümanlarını çıplak bir kadın bedeninde birleştirilerek bütünleşmiştir. Neredeyse bazı resimlerde Venüs’ün çıplaklığı öyle çarpıcıdır ki pornografik sayılabilecek durumdadır. Boticelli’den sonra Giorgine ile başlayan Venüs tiplemleriTziano ile devam ederek Manet ile modern sanatın başlangıcına kadar ilerlemiştir. Çıplak ve idealize edilen güzel kadınlar Manet ile dönemin engizisyon ve baskılarına rağmen fahişe olarak betimlenmiştir. Sanatçının bu bağlamda, antik dönemde Prkasitels’e ilham olan hikâyede heteraPhyrene’ye atıfta bulunmuş olması muhtemeldir.

 

2

Foto 2-Venüs’ün Doğuşu, SandroBoticelli, 1483-85, GalleriadegliUffizi Floransa.

 

 

Tıpkı Manet’ninOlympia’sında olduğu gibi Batı resim sanatında güzellik vurgusu resmedilen eserin konusuna göre rahat bir şekilde çıplaklık ile verilecekse ince bel ve geniş kalça, uzun bacaklar ile Praksiteles’in,güzeli M.Ö. 4. yüzyılda Knidoslu Afrodit’in meta güzelliği dışına çıkamamıştır. İsim ve tema değişse de sanat tarihinde idealize edilen güzellik kavramı tekrara düşmüştür.

3

Foto 3- Olympia, ÉdouardManet, 1863, Muséed'Orsay, Fransa.

 

Eğer, Batı resminde tema daha muhafazakar bir noktaysa, yapılan resimdeki kadın çıplaklık ile sunulamayacaksa bu sefer kadının gerdanı mutlaka açık, pahalı ve gösterişli takılar ayrıca kaliteli ve parlak kumaşlı kıyafetler ile kadının güzelliği vurgulanmıştır. Batı resminde muhafazakar tarzda yapılmış kadın tiplemeleri ise Doğu ile ilişkilendirilen ideal kadın formunu sunar. Bu kadın formu; biraz da iri yapılı, anaç stildedir. Ana tanrıça ve Kibele ile ilişkilendirilir. Yunan mitolojisinde Afrodit heykelinin Batı resim sanatındaki yansıması daha idealize olarak karakterize edilmiş, zayıf, bedeni ve dış güzelliğine dikkat eden, kimi zamanda utangaç kimi zaman ‘cinsel’ yönü ile cüretkâr bir görüntü halindedir. Fakat Doğu kültürü ve ana tanrıça ile ilişkilendirilen kadın ise, geleneklerine düşkün, kendini dış faktörler ile sınırların içinde daraltmayan, aile kültürüne çok önem veren fakat soğuk ve mesafeli aynı zamanda ‘cinsellik’ kavramı ile yakından bağlantısı olmayan bir kadın formudur. Batı sanatı tarihi boyunca kadın ve güzellik kavramları bölgesel olarak klasik güzellik algılarına bağlı bir çerçeveden ele alınmıştır. Modern sanatın gelişimi ve çağdaş sanatta dayatılan algıların dışına çıkılmıştır.

4

Foto 4-Willendorf Venüsü günümüzden 28,000 ila 25,000 yıl önce, Paleolitik dönemde yapılmış bir Venüs figürini

5

Foto 5-Balloon VenusLespugue (Red) , Jeff Koons, 2013–19.  Jeff Koons. David Zwirner.

 

19. yüzyılın sonlarına doğru ilk olarak Fransa’da doğan ve zamanla tüm Avrupa ardından dünyaya yayılan ve kendini tüm kültürel alanlarda gösteren bir akım meydana gelmiştir. Oryantalizm akımı. Fransız sanatçılar, Doğu’yu, Doğu kültürünü ve gizemli olan doğu kadınlarını merak etmeye başlamışlardır. Kimi sanatçıları Doğu’yu ziyaret etmiş kimi sanatçılar ise akıllarındaki Doğu izlenimini tuvale aktarmışlardır. Fakat Avrupa’da Doğu perspektifinden yapılan resimler gerçekten Doğu kültürünü yansıtmamaktadır.  19. Yüzyıl aynı zamanda Avrupa’da Neoklasik akımın egemen olduğu dönemdir. Neoklasik dönem, antikiteye, antik sanata ve Rönesansa tekrar geri dönüş anlamına gelmektedir. Fakat insan bedeni, özellikle kadın bedeni Rönesans döneminde olduğu kadar saf çıplaklığı ile betimlenememekteydi. Dönemin engizisyon ve yasakları çıplak ve sıradan bir kadını resmetmeye müsaade etmemekteydi. Fakat buna rağmen sanatçılar, sanatlarını icra etmeye devam ettiler ve idealize edilen, dönemin ‘güzel kadın’ algısını gösteren çıplak kadınları betimlemeye bu sefer Doğu kültürüymüş gibi oryantalizm adı altında yaptılar. Bazı Doğu nesneleri ve etnik desenler ile ön plana çıkartılan ‘’doğulu kadınlar’’ yıllar boyunca Batı resminde var olan Venüs yansımalarının yalnızca dönemin kadınlarını yansıtan hafif kilo almış halledir. Doğu kültürü üzerine baskı yaratan ve meydan okuyan oryantalist resimler, Doğu kadınının hiçbir şey yapmayan ve yalnızca gündelik zevkler ile meşgul olan kadınlar olarak yansıtarak aşağılamış ve kadınları cinsellik ve çıplaklık vurguları ile metalaşmıştır.

6

Foto 6- Jean Auguste Dominique İngres, Odalık ve Köle, 1842.

 

19. yüzyılın sonu ve 20. Yüzyılın başları ile sanat ciddi bir değişime uğramış ve dayatılan algıların dışına çıkılmaya başlamıştır. Sanat tuvalden dışarıya çıkarak enstalasyona, araziye hatta insan bedenine sıçramıştır. Sanat, felsefi ve kavramsal bir boyut kazanmıştır. Dolayısıyla dayatılan kadın ve güzellik kavramlarının dışına çıkılmıştır. Öncelikle kadın bedeni vurucu çıplaklıktan dışarıya çıkarılmıştır ve daha sonra kadın bedeni gerçek anatomik görüntüden uzaklaşmıştır. Tarihsel açıdan günümüze yakın örneklerde ise bedenden tamamen uzaklaşıldığı görülmektedir.

7

Foto 7-Henri Matisse, Pembe Çıplak, 1935.

Sonuç olarak, Sanat tarihinde Batı resim tarihi güzellik ve kadın algılarında Knidos Afrodit’i tarzının dışına çıkılmadığı ve tanrıçanın bir kere insansı hale büründükten sonra tüm tanrıça motifleri yok sayılmıştır. Güzellik aşk ve cinsellik tanrıçası, kadının çıplak bedenine indirgenmiştir. Tekrara düşen tanrıça figürü, 20. Yüzyılın başlarında sanatın değişim ve dönüşümü ile beraber klasik algılardan kademe kademe uzaklaşmış günümüze yakın örneklerde ise gerçek bir başkaldırının olduğu görülmektedir. Gelişen teknoloji ve değişen sanat yolculuğunda sanatta farklı başkaldırıların olacağı bir gelecek ise bizi beklemektedir.

 

Kaynakça

Doğan Samet, ‘’Antik Yunan Felsefesinde Güzel Kavramı ve Rönesans Resim Sanatına Yansıma Biçimleri’’,  Journal Of AwarenessÇevrimiçi dergi, link; https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/358111

Göktaş Gülay, ‘’Sanat Tarihinde Kadın İmgesi ve Egon Schiele Eserlerinde Kadının Temsili’’, Aydın Sanat Yıl 7 Sayı 14 - Aralık 2021 (121 - 140)

Özgenç Neslihan, ‘’Dünden Bugüne Batı Resim Sanatında Kadın-Mekan İlişkisi’’, Sanat Dergisi, Online; https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/29025

Çevlik H. Hale, ‘’Güzel Olarak Nitelendirilen Kadın İmgesinin Yeniden Yorumlanması’’, Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sanat Tarihi Anabilim Dalı, Link; https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/269771/yokAcikBilim_451679.pdf?sequence=-1&isAllowed=y

Marangoz Özgür, ‘’Afrodit Betimlemeleri Işığında Antik Yunan Sanat Anlayışı Üzerine Bir İnceleme’’, Atatürk Üniversitesi Kadın Araştırmaları Dergisi, 2019;1(1): 1-11

Has, Ahmet Cüneydi, ‘’Heykeltıraş Praksiteles’in Yaşantısı ve Knidos Aphroditesi’ne Yansımaları’’, Kafdağı Dergisi, Cilt:6, Sayı:2, Aralık 2021, 120-136

Kara Erdal, ‘’Giorgine, Tziano, Manet: Üç Sanatçı, Üç Venüs’’, Journal of Arts, Cilt / Volume 2, Sayı / Issue 1, 2019, pp. 37-46.

İnternet Sitesi: Anamed Blog, https://anamedblog.com/post/157186505758/bizans%C4%B1n-unutulmaz-a%C5%9F%C4%B1klar%C4%B1-theodora-ve [Alıntılama Tarihi:2023]

İnternet Sitesi: Gazete Sanat, https://gazetesanat.com/bati-resminde-bir-dogu-imgesi-olarak-kadin-odalik [Alıntılama Tarihi:2023]

İnternet Sitesi: Leblebi Tozu, https://www.leblebitozu.com/salvador-dali-eserleri-ve-analizleri/

İnternet Sitesi: Pera Müzesi blog, https://www.peramuzesi.org.tr/blog/sanatta-venus/1427#:~:text=Eser%20Amerika'daki%20Fort%20Worth,aras%C4%B1nda%20Pera%20M%C3%BCzesi'nde%20ger%C3%A7ekle%C5%9Fti.

İnternet Sitesi: The Irishtimes, https://www.irishtimes.com/opinion/venus-and-the-vatican-a-gender-equality-debate-opportunity-was-lost-1.2173938

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.