Bağımlıyız!

Bağımlıyız!

Aleyna Melike Cula*

Evet, doğru duydunuz! Bizler birer bağımlıyız. 
İtiraf ediyorum gençlik/yaşdaşlarım adına ki; artık hepimiz birer sosyal medyaya bağımlıyız. 

Günümüz gençliği sosyal medya batağına saplanmak üzere. Karantina döneminde insanlar evlere kapanmak zorunda kaldılar ve bu kısıtlamayı aşmak adına internete yöneldiler. Bu yönelişle ister istemez ‘teknoloji çağı çocukları gençlerimiz’in sosyal medyada harcadıkları zamanın artması  kaçınılmaz oldu. Ellerde telefon, videolar ve fotoğraflar çekip sosyal medyaya yüklemeyi başlıca görevimiz saymaya başladık. 

Tabii ki bunda bir sorun yoktu ve  bu durum hepimizin yaptığı bir eylemdi. Ama asıl sıkıntı, diğer insanlardan bekledikleri tepkilerde başladı. Yükledikleri görsel ve videolara gelen yorum ve beğenileri fazlasıyla dikkate almaya başladılar ve ne yazık ki; kendilerini de bu istatistiklere göre şekillendirmeye başladılar. 
İnsanların dikkatini çekmek için türlü türlü videolar çekiyorlar ve bunların kendilerinde doğurduğu olumsuzluğun farkında bile değiller! Oysa sosyal medyayı akıllıca kullandığımızda sayısız yararlarını görebilecekken, dozunu arttırdığımızda sadece ruhumuzda açtığı yanılsamalarla karşı karşıya kalacağımızı bilmek-görmek istemiyoruz sanki.

Bağımlılığımızın doğurduğu olumsuzlukların başında: Dış dünya ile olan bağlantımızı ve sosyal hayatımızı büyük oranda etkilemesi geliyor diyebiliriz. Buna bizler farkına varamadan yaşam biçimimizi bile değiştirebildiğini ekleyebiliriz. 

İnsanların beğenisini ve takdirini kazanmak için onların istek ve düşüncelerini yerine getirmeye çalışıp buna göre yaşamaya başlıyoruz. Bu durum bizi benliğimizden uzaklaştırsa da, çevremizdekilerin tepkilerini ön plana koyduğumuz için kendimizde gerçekleşen değişimlerin farkında bile olamıyoruz! 
Bu durumun bariz örneklerinden birisi; paylaştığı herhangi bir fotoğrafa veya videoya beklediği olumlu yorumlar gelmeyip aksine kötü ve aşağılayıcı yorumlar geliyorsa şayet, kendimize olan özgüvenimizi kaybediyor ve istemsizce kendimizi geri çekip kendimizle bir iç hesaplaşmaya giriyoruz. Bunun sonucunda depresyon da kaçınılmaz olarak peşimizden geliyor! 

Sıralanan bu olumsuzlukların yanı sıra alanın uzmanları sosyal medya bağımlılığının çoğunlukla anksiyete, dikkat eksikliği ve obsesif kompulsif bozukluklar gibi psikolojik sıkıntıların da kaynağı olduğunu belirtiyorlar.

Peki sosyal medya bağımlısı olduğumuzu nasıl anlarız?

Sosyal medya kullanımımızın, sosyal ve eğitim/iş hayatımızı olumsuz etkilemesiyle başlayan süreç; yüz yüze iletişim kurmaktan uzaklaşmak veya sosyal medyada takip edilen kişilerle kendi hayatımızı karşılaştırma dürtüsüne dönüşmeye başlamışsa, sosyal medya bağımlısı olma ihtimalimiz oldukça yüksektir!
Bu bağımlılıktan; sosyal medya kullanımımızı minimum seviyeye indirerek, sosyal hayatımızı daha aktifleştirip çevremizle etkileşim içinde bulunarak veya yeni insanlarla tanışıp onlarla güzel ve sağlam ilişkiler oluşturarak kurtulabiliriz. 

Yeni hobiler edinip geleceğimiz için yeni düşler kurarak bu uğurda olumlu adımlar atabiliriz. Ve her şeyden önce kendimize de zaman ayırıp neler istediğimize ve neler yapabileceğimize dair yaşamsal kararlar verebiliriz.

Sevgili gençler/ yaşdaşlarım unutmayın ki: Gerçek hayat; telefon, tablet veya bilgisayar üzerinden girdiğimiz sosyal medya değil, aile-arkadaş-doğal çevremizle yaşayıp zaman geçirdiğimiz dış dünyadır.
(Yazıda yer alan görseller/illüstrasyonlar kaynağı bilinmeyen web. anonim kullanımlar olarak yazarı tarafından alınmıştır.)
*Zorba Dergi Genç Kalemler