BİR KİTABIN HİKAYESİ
YILLARIN ESKİTEMEDİĞİ MEYHANECİ HATUN: BEYZA GÜRBÜZER
Yıl 2018, aylardan Mayıs…
Ayvalık’ta düzenlenen Doğa Festivali’ne davetliyim. Ayvalık Belediyesi’nin refakatinde,gastro ekibimizlebölgenin mekanlarını geziyor, yöresel lezzetleri, özellikle de otları, deniz ürünlerini tadıyor, yorumluyoruz.
Bir akşam yolumuz Şimdi Rum Meyhanesi’ne düşüyor. Orada tanışıyorum Beyza hanımla. Ekip gastronomi ile ilgili olunca herkes onunla sohbet etmek istiyor. Davetimizi kırmayıp oturuyor. Masa kalabalık, ortam gürültülü. O bir uçta, ben bir uçta… Ta oradan bana soruyor: Nereden çıktı bu gastronomiye ilgi? Apansız gelen soru karşısında şaşkınlığımı toplayıp açıklıyorum. Sonra yanıma geliyor,baş başa uzun bir sohbete başlıyoruz. Meyhaneciliğe nasıl başladığını anlatıyor. Uzun yıllara yayılan meslek hayatında başına gelen ilginç tecrübelerden bahsediyor. Yanımda oturan kız kardeşimin, ‘Abla ne güzel bir kitap olur tüm bu anılar ve bilgilerden…’ demesiyle, daha çok sormaya, öğrenmeye başlıyorum. Düşüncemi Beyza hanımla paylaşıyorum, ‘Neden olmasın, konuşalım’ diyor.
Sonrası Ankara’ya dönüş… Kitabı hazırlamayı kafaya koyuyorum. Nerden, nasıl başlarım diye düşünürken kabaca bir şablon çıkarıp yolluyorum. Onun da onaylamasıyla kitabın detaylarını oluşturacak veBeyza hanımın anılarını ortaya çıkaracak sorular gönderiyorum ona. Kısa kısa cevaplar geliyor. Bu şekilde bir kitap ortaya çıkabileceğinden şüpheye düşüyorum ama pes etmiyorum. Whatsapp yazışmalarımız aylarca böyle sürüyor. Bir sabah mailimde adını görüyorum. Gönderdiği dosyayı açtığımda sayfalarca yazıyla karşılaşıyorum. Şaşkın ama mutluyum. Sandığın kilidi açılmıştı artık. O bir yandan yazıyor, ben bir yandan düzenliyordum. Ayvalık-Ankara arası 2 yıla yayılan bu yazışmalar bittiğinde ‘Artık top sende’ dedi. Ben de öylece kalakaldım. Tüm bu anlattıklarını ve bir yandan koskoca bir meyhane kültürünü nasıl sunmalıydım okuyucuya? Bir roman kurgusu içinde mi? Yoksa bir biyografi gibi mi? haftalar sonra karar verdim. Sanki bir çilingir sofrasındaymışız geçmeliydi sohbetimiz. Kimseyi sıkmadan, yormadan, sıcacık bir sohbet olmalıydı bu. Okuyan kendini bizimle o masada hissetmeliydi. Gözümü kapadım, kendimi Ayvalık’ta Şimdi Rum Meyhanesi’nde onunla konuşurcasınahayal edip başladım yazmaya…
İşte bu kitap böyle çıktı ortaya… 2 yıl sonra 2020 yılının yine bir Mayıs ayında, pandeminin dünyayı kasıp kavurduğu günlerde tasarım ve baskı süreçlerini zor şartlardatamamlayarak kitabı ortaya çıkardık. Yurtiçinde ve yurtdışında ulaşabildiğimiz tüm okurlardan harika yorumlar aldık.
Biz bu çilingir sohbetinde Beyza hanımla, bir ömre yayılan meyhanecilik yolculuğundakiönemli, öğretici, kimi zaman eğlencelitecrübelerini, anılarını konuştuk. Dünden bugüne meyhane kültüründen bahsettik. Onun defterinden tarifleri de kitabın sonuna ilave etmeyi unutmadık.
Kitabın ortaya çıkma sürecindeki her andan ve sonrasında gelen okurla buluşmadan çok keyif aldım.
Yakın zamanda 2.baskısı yapılan bu çilingir sofrası sohbetine siz de eşlik etmek isterseniz https://www.instagram.com/meyhanecihatun adresinden kitabı temin edebilir ya da satış noktalarını öğrenebilirsiniz.
Bu arada, 18 Kasım Cumartesi saat 15.00 temeyhane kültürü üzerine bir söyleşi ve imza günü düzenleyeceğiz. İlgi duyan herkesi bekliyoruz.
Yer: Musa Göçmen Konser Salonu girişi Nous’n Soul Cafe
Prof.Dr.Ahmet Taner Kışlalı, Alaacatlı Cd. No: 14/11 Çayyolu/Ankara
Yeni yorum ekle