Söyleşi: Gamze Karaoğlan
Hakan Bıçakcı “Yazmaktan çok yeniden yazmakla geçiyor ömrüm.”
Çağdaş Türk romancılığı onu yaşatanlar var olduğu sürece ilerleme kaydedebilecektir. Bunu sağlayan günümüz genç yazarlarının en önemli isimlerinden Hakan Bıçakcı yazdığı kitaplarla bizleri derinden etkileyen güçlü kalemlerin başında geliyor.
2020 yılında öykü dalında verilen Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü Normal Nefes Almaya Devam Edin kitabı ile kazanan Hakan Bıçakcı ile son romanı Sinemacı olma hayaliyle yola çıkıp, kendini sansürcü olarak bulan bir kurgu operatörünün çalkantılı iç hesaplaşmalarının anlatıldığı ‘Silinmiş Sahneler’i konuşup yazma süreci üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.
Silinmiş Sahneler’i çok vurucu, akıcı aynı zamanda çok rahatsız edici buldum. Kesinlikle herkesin okuması gereken bir roman olmuş. Kitabın çıkış noktası tek bir olaya mı dayanıyor yoksa uzun süredir bekleyen düşünceler mi bu kitabın mayasını oluşturan?
Çok teşekkür ederim. Uzun süredir bekleyen düşünceler demek daha doğru olur. Çıkış noktam güçlü bir rahatsızlık hissi oluyor genellikle. Bu defa bu rahatsızlık gittikçe keyfileşen ve kişisel alanlarımıza müdahalesini sürekli artıran sansürdü. Sinemacı olmak isterken kendini sansürcü olarak bulan karakter sonradan aklıma geldi. Bu kadarı roman için yeterli malzeme değildi tabii. Uzunca bir süre bu karakter kenarda bekledi. Sonra olmayan şeyler görmesine neden olan hastalığıyla ve bu fenomenin dolaylı olarak sansür temasıyla birleşmesiyle romanın omurgası oluşmaya başladı yavaş yavaş.
Yaptığı işten memnun olmayan, eleştirdiği, karşısında durduğu her şeye bir şekilde dahil olup, içinde olmayı istemediği bu düzende sıkışıp kalan bir roman kahramanın etrafında dönüyor roman. Karakterin süreç içindeki tekinsiz güven vermeyen davranışları, yaptığı seçimler sizce bize kendi öz eleştirimimizi yapmak için bir alan mı açıyor?
Kesinlikle. Yazdığım tüm eleştirel metinlerde olduğu gibi, olumsuz düşüncelerimin bir kısmı da kendimde gördüklerimden kaynaklanıyor. Yani dışarıdan bakıp eleştirmiyorum, içine batmakta olduğum karanlık bir alandan bildiriyorum. Karakterlerimin kusurlu, çelişkili, güvenilmez anlatıcılar olmasına özellikle dikkat ediyorum.
‘Silinmiş Sahneler’ Hakan Bıçakcı 2022 İletişim Yayınları
Kitapta filmlere, dizilere uyguladığı sansür karakterimizi bir çıkmaza sürüklüyor ve bir noktada da kopuş yaşanıyor. Sizce bu kopuşu bizlerde hayatlarımızda yaşıyor muyuz yoksa topluma büyük bir boş vermişlik hali mi hakim?
Yerinde ama çok zor bir soru. Bu sanırım kişiden kişiye değişiyor ama büyük çoğunluk yaşanan kopuşun farkında bile olmadan sürükleniyor bence. Romanlar, öyküler, filmler hayatı dramatize ederek sadeleştirdiğinden, bu kırılmalar daha net seçilebiliyor.
Silinmiş Sahneler ‘ i içinde bulunduğumuz zamana bir eleştiri romanı olarak görebilir miyiz?
Evet yazdığım tüm romanlarda olduğu gibi fantastik, heyecanlı, gerilimli akışın ardında burası ve bu zamanla ilgili eleştiriler var. Böyle bir göndermesi, böyle bir boyutu, alt metni olmayan konularla ilgili bir şey yazmaya ilgi duymuyorum.
Yazarken uyguladığınız bir rutininiz var mı?
Yazmaktan çok yeniden yazmakla geçiyor ömrüm. Yazdıklarımı gözden geçirme, üstünden geçme, değiştirme gibi süreçler. Bunun için bir rutin oluşturmak şart. Başlarda esnek bir rutinim oluyor, son düzlük diyebileceğim döneme girdiğimdeyse her gün mutlaka vakit ayırıyorum yamaya. Günün hangi saate olduğu duruma ve programıma göre değişiyor.
Altyazı dergisinin ’70 Unutulmaz An’ özel sayısında sizde bir filmle yer aldınız. Bize sizin unutulmazınız olan filmlerinizden birkaçını söylemenizi istesek.
O kadar çok var ki. Beni ilk çarpan, yazma konusunda tetikleyen ilk film Kayıp Otoban oldu. O nedenle sadece onun adını vereyim yoksa liste yapmaya başlarım ve o liste bitmez. Son zamanlarda izleyip en etkilendiğim film ise Aftersun.
Yeni çıkan yazarların kitaplarını okuyor musunuz? İçlerinden ilginizi çeken beğendiğiniz yazarlar var mı?
Evet okumaya çalışıyorum elimden geldiğince ama bunun çok kısıtlı bir takip olduğunun farkındayım. Özellikle öykü alanında çok iyi yeni yazarlarımız olduğunu düşünüyorum.
Sizi en çok etkileyen üç yazarın ismini bizimle paylaşır mısınız?
Franz Kafka, Nikolay Gogol, Sait Faik Abasıyanık
Spotify’da hazırlayıp moderatörlüğünü yürüttüğünüz ‘Hakan Bıçakcı ile İstanbul Turu’nu zevkle takip ediyorduk bölümlerin devamı gelecek mi yoksa önünüzde yeni projeler mi var?
Çok teşekkürler. İstanbul Turu’nu bitirdik, ondan sonra sinema yazarı Fatma Cihan Akkartal’la birlikte Bilimkurgunun Korkuları diye bir seri hazırladık Özgen Berkol Doğan Bilimkurgu Kütüphanesi için. Youtube’dan izlenebilir.
Yorum
Kitabı ve yazarı ilk kez…
Kitabı ve yazarı ilk kez duyuyorum. Merak uyandırıcı….
Hakan Bıçaklı etkili genç…
Hakan Bıçaklı etkili genç kalemlerimizden. Son romanını yeni bitirdim. Güzel bir söyleşi olmuş kutluyorum.
Sevgili Hakan her yazarın…
Sevgili Hakan her yazarın büyük handikapı. Ancak öyle yapmadan sonuç sıradan metinler. Kitaplarını okudum. Gelecek sizin. Sevgilerimle
Sevgili Gamze Karaoğlan…
Sevgili Gamze Karaoğlan sorularıyla silkeliyor yazarları. Edebiyatçı mıdır merak ettim . Benim adıma kutlayın lütfen.
Yeni yorum ekle