Misal 

Deneme

Misal 


Tuğba Çeremen


“Gelin size bir masal diyeyim” derdi ninem. Küçüktüm . Anlatılan her masalın söylenecek tek  bir sözün hatırına yazıldığını anlamadığım yıllardı , onu dinlediğim yaşlarım. 
Bir tek masal mı ? 
Derdi olan, içinde biriktirmekten yorulduğu ne varsa tutamadı. Diyiverdi. 
Ya türküyle ya ninniyle ya kalemiyle ya resmiyle , diyiverdi.
Savaşı anlatan Picasso eserinde pembe olsa kime ne ? Kargaşayı hissetmez mi insan ?
“ Hey on beşli on beşli” derken parmak şıklat dilediğin kadar. Yolcuların nereye gittiğini anlamaz mı insan ? 
Nasrettin Hoca güldürsün seni ömrünce . Sen ne dediğini anladın sonuçta değil mi?
Çocuğunu uyuturken medet uman anne çığlığında uyusan ne olur? Bir dana tarafından bostanı talan edilmiş , yeni mahsüllerini ekmekten korktuğunu anlamaz mı insan ?
Masal ile dağlar tepeler dolaşır anlatan , diyar diyar gezer ama hep kendini anlatır . Söyleyeceği bir söz uğruna kendinden bir adım uzaklaşmadan , başkasını hesaba katmadan yalnız kendinde olan biteni anlatır . 
Türküler yazıldı işte bak ! Masal misali . Ağlanacak hale gül diyen , güldün sanarken boğazına dizilen seslerle yazıldı.
Bir şey dert olmuşsa ders olsun dedi insan .
Bir söz söylesem laf derler. Bin sözden sandık yaptı insan , bir sözlük derdini saklamak uğruna .
Masal dediler , misal dediler ,türkü dediler , tablo dediler. Ve nicesine sanat dediler.
Belki benim derdime de bir gün sanat derler.
“Ben” denen unutulur ancak “sanat” beni unutturmaz bilirim .
Mesele zaten ben değilim . Bir şey diyip gidecektim . O yüzden geldim . 


 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.