Vedanın Ağırlığı

Deneme

Vedanın Ağırlığı

Sibel Ünal

 

Bazı insanlar vardır, yaşamın içinde dimdik dolanırlar. Önlerine engebeler, türlü türlü zorluklar da çıksa duruşlarını bozmaz, ödün vermez, omurgalarını eğip bükmezler. Kendi doğrularına, kendini yapılandıran bütün o değerlere bağlı kalır, ‘yol’larından asla şaşmazlar. Tuttukları apaydınlık yönlerinden yürümeye devam ederler.

Siz ise hepsine tanık olmuşsunuzdur. Yanında, yöresinde onu ötekilerinden ayıran, hayran olunası seyirlik aleminde büyümüşsünüzdür çünkü. Kendinizi ona göre hizalamış; her yapıp ettiğini onun gözüyle ölçeklendirmiş, gelişmekte olan kişiliğinizin örüntülerini o doğrultuda gözden geçirmişsinizdir.

Sonra zaman geçer, yaşam başka başka rotalarda sürer gider. Arada karşılaşmalar, sohbetler, buluşmalar olur. Söz sözü kovalar ve engin, bitimsiz konulara doğru akışa geçilir. Ortak zaman ve mekanlarda görüşemeseniz de hep orada olduğunu bilirsiniz. Bilirsiniz, virgül atılmışçasına düşüncenin, duygunun kaldığınız yerden süreceğini. Bilmediğiniz ise bunun bu kadar erken biteceği! İnanmakta güçlük çekersiniz, kabul etmekte zorlanırsınız. Ama ne yazık ki öyledir…

Böylesi insanların yitimi yeryüzündeki yalnızlığınızı çoğaltır, rotanızı kaybettirir adeta. Ne ki kişinin akılcılığı, uzlaştırıcı yapısı, katılıktan arındırılmış esnekliği ve sevgi dolu yaklaşımı sizin için hep yol gösterici olmuş, büyürken rehberlik etmiştir. Klişelere uymamayı, ayırımları reddetmeyi de ondan öğrenmişsinizdir. Hümanizmanın ne olduğunu, genel geçer sözde yaklaşımlara kapılmamayı, köklü Ocakzade kültür ve değerlerinin perspektifiyle hareket etmeyi de öğrenmişsinizdir.

Sonra o gün gelir…Yaz sıcağının, ağustos ayının göz alan parlaklığı içinde nerede olduğunuzu şaşırdığınız o an gelir... Çam ağaçlarının çevredeki mezarlara bıraktığı gölgelere, ardından yakadaki fotoğrafa takılır bakışlarınız…Sanki dünya az önce sarsılmış ve orada öylece kalakalmışsınızdır bir başına. Öteki her şey zamanın dışında.

Yavaştan sesler sızar bu bir başınalığa. Toprağı karan kürek sesleri, sessiz iç çekişler, hıçkırıklar, göğse dolan acıyı hafifletmek için peş peşe çekilen soluklar…Çökmüş bedenler, çaresizce açılıp kapanan eller, kollar…Bugüne, bu an’a değin kör olduğunuz için kederlenmemiş, etraftaki seslere kulak tıkadığınız için üzülmemiş gibi. Şimdi ise bütün ağrılı duygular, bütün o acı ve hüzün üstünüze boca olmakta. Gözbebeklerinize değen bu kefenle sarmalanmış sessiz beden, oradaki herkese yaşamın gizli sözünü fısıldamakta; ‘Sonlu’ olduklarını. Şimdi her şeyin sırla örtülen perdesi aralanmış ve o açıklıkta her şey görünür olmuştur artık. Sükûn içindeki gölgeli mermer mezarlarla çevrilisinizdir ve ölümü yeniden ve yeniden solumaktasınız.

Ölüm ya da yaşamdan kopuş aslında bize bütün bir varoluşun sesini yankılar. Önünüzde duran, bu beyazlara bürünmüş ‘kıymetliyi’ az sonra kendi ellerinizle indireceksiniz o çukura. Ölümün size duyurduğu şey, geçiciliğiniz. Bu hakikatle sizi baş başa bırakır. An be an anımsatır kendini bu sonluluk. Olup biteni kimi kez akılla, kimi kez kalple, en derinden sezgilerle kavrarsınız. İşte o an yaşamın büyülü gerçekliği yeniden dara çekilir. Her ölümün hatırlattığı bu ‘geçicilik’, bu ürkütücü ‘sonluluk’ sizi yeryüzüne, yaşama daha çok bağlar. Ölümlü oluşunuzu unutma çabanız ölüme karşı ortak bir sessizlikle mühürler her birinizi.                                                                                                                                                                          

İçe çekilmiş olarak beklenir orada. Öteki mezar taşlarındaki isimler, doğum ve ölüm tarihleri ilişir göz ucunuza. Şimdi o sessizliğe çekilmiş beden de onlardan biri olacak. Sesini duyamayacaksınız artık, ne de sözünü…Onun sessizliği beraberinde sizi de gömmekte. Eksikliği ağır bir gökyüzü gibi üstünüze çöker. Vedalaşırsınız bir avuç toprakla. Canlar ırmağından bir damlanın bir kez daha o büyük, engin denize kavuştuğu bilinciyle.

 

 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.