BÜYÜK RESİM/ Yıldız MORAN

Eleştiri

BÜYÜK RESİM/ Yıldız MORAN

Ceren Atasoy

O yıllarda Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetimsel hataları üzerine yıkılması güç temeller inşa etmeye başlamıştı. Dünyadaki diğer devletlerde de sistemsel değişiklikler oluyor, bir yandan eşitlik, adalet söylemleri yükselirken bir yandan da liberalizm gümbür gümbür geliyordu. 

Şimdilerde hala peşinden gidilenler, kalbimizi, zihnimizi şe- killendirenler o zamanlar hayattaydı. Başkan Mao Çin Halk Cumhuriyeti’nin başında, Castro ve Che Küba devriminin yollarında, Nazım Hikmet Ran Bursa Cezaevinden uzakta, Şah Pehlevi ülkesinin başına geleceklerden habersiz kâh sınırların içinde kâh dışındaydı. Dünyada çok büyük gelişmeler oluyor ancak yaşananlar büyük resme bakıldığında daha net okunuyordu.

Avrupa- İngiltere ve Amerika henüz bizi bu kadar kıskanmıyordu. Ülkesinden ayrılıp eğitim amaçlı batıya gidenler geri dönüyor, batının ilmini Anadolu’nun bilgeliyle harmanlı- yor, harikalar yaratıyorlardı. Devlet bursuyla yurtdışına gönderilen sanatçılar, özenle açılan ve özenle gidilen sergiler, her türlü üretim faaliyeti içinde olması desteklenen kadınlar vardı. İşte 1954, o kadınlardan birinin gurbetten ülkesine geri döndüğü seneydi.

Cumhuriyet tarihinin okullu ilk kadın fotoğraf sanatçısı Yıldız Moran o yıllarda İngiltere’de beş sergi açmış, ilk sergisinde eserlerinin tamamını satmayı başarmıştı. Hocası usta fotoğrafçı John Vickers’tı. Tüm Avrupa'yı dolaşarak, özellikle portre fotoğrafı konusunda uzmanlaştı. Kendini adadığı fotoğraf sanatı hayatı; fotoğraf makinası, adeta eli kolu olmuştu. 

Ne mutlu ki ülkesine geri döndü. Ancak döndüğünde ekonomik anlamda sıkıntılar baş göstermeye başlamıştı. Para kazanmak için aklına yılbaşı kartları hazırlamak geldi. Bir matbaayla anlaştı ancak baskı kalitesi Moran için hayal kırıklığı oldu. Yakın arkadaşının yönlendirmesiyle Özdemir Asaf’ın matbaasına gitti. Tarih, Moran’ın hafızasından silinmeyecek kadar netti; 4 Kasım 1954 saat 11.00

Özdemir Asaf ilk görüşte Yıldız Moran’ı çok etkiledi. Sonrasında sık sık görüşmeye başladılar. Moran’ın Maya Galerisi’nin üst katında bir stüdyosu vardı. Adı duyuldukça konukları arttı. Moran’ın bilgisinden ve yeteneğinden etkilenenlerin yazıları da dergilerde, gazetelerde yer almaya başladı. 

Kariyerinin zirvesindeki 1932 doğumlu bu genç kadın için 1954-55-56-57…ta ki 1960’ların ortasına kadar çok parlak yıllardı. Yıldız Moran her eleştirmeni, her sanat severi kalbinden vuran işlere imza atıyordu. 1957 yılında, rahmetli Abdülkadir Günyaz’ın Vatan Gazetesindeki Fikir ve Sanat köşesinde Yıldız Moran’a yer vermesi elbette tesadüf değildi. 

Günyaz, Moran’ın Harbiye’deki Moderno Salonlarında açılan sergisini gezmiş ve etkisinden uzun süre kurtulamamıştı. Renk, ışık, gölge, an ustalıkla yer alıyordu fotoğraflarında. Bu yeni sanat dalı için, sanat mı değil mi tartışmalarının olduğu o yıllarda, Yıldız Moran, fotoğraflarını gören herkese ‘bu sanat’ dedirtiyordu.

Müthiş bir kariyere ve yeteneğe sahip bu genç kadın, 1963 senesinde Özdemir Asaf ile evlendi. Sonrasında çiftin, çok kısa sürede üç çocukları oldu. Moran fotoğrafa, ikinci plana atamayacak kadar aşıktı. Ya tamamen vazgeçmeli ya da bütünüyle kendini vermeliydi. Çocukları için fotoğrafla olan bağını bıçak gibi kesti. Son sergisi 1970 yılında açıldığında o artık Özdemir Asaf’ın eşi, Yıldız Moran’dı.

Özdemir Asaf 1981 yılında aramızdan ayrılsa da eşi Yıldız Hanım Asaf’ın şiirlerinin çevirilerini yaparak, yayınlanmamış şiirleri yoğun çalışmalar sonrası derleyerek usta şairin ölümsüzlüğünü perçinledi. 1995 yılında da aramızdan ayrıldı.


Dileğim odur ki, çok yaşasın… 
 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.