“Vicdan Zorbalığa Karşı”

Eleştiri

Stefan Zweig çok sevdiğim yazarlardan biridir. Onun böylesi bir ilk yazıya kitabının adıyla konuk olmasının nedeni de belli (Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castellio Calvin’e; çev. Zehra Kurttekin, Can Yayınevi)... Kimileri vardır. Kimilerinin karşısında duranlar da vardır... Ve çoğunlukla vicdanlarıyla o kimilerinin karşısında duranlar kaybeder. En azından tarihin “şimdiki zamanı” işaret ettiği noktalarda. Sonra zaman akar gider.  
 
Velhasıl, ne zorbalar ne de zorbalığa karşı vicdan ve vicdanın muhasebesi peşinden gidenlerin çilesi bitmez. Yaşasın vicdan muhasebecileri! Aksi taktirde dünya çoktan zorbalara yenik düşmüş ve kötülüğün içerisinde kendine yol bulmuştu. Şu an farklı mı diye soranlarınızı duyuyorum elbette. Onlara da hak vermiyor değilim. Ama... Gerçekten de “ama” bağlacı burada önemli. Doğrusu, bu yaşadıklarımızın yeni bir yere evirileceğine inanmak isteyenlerdenim! Cevabı bugüne yetmeyecek olsa da...Uzak bir gelecek için umutluyum, umutlu olmak istiyorum. 
 
Ve huzurlarınızda kitap 
 
O umuttan esinlenerek kitabı karıştırmaya başlıyorum. Ünlü Fransız reformist Jean Calvin ile hümanist din insanı Miguel Serveto’nun arasında geçenler, Zweig’ın merceği aracılığıyla hepimize bambaşka bir insanlık dersi veriyor. Veriyor vermesine de bunun sonunda insanlık öğreniyor mu sorusu ise baki kalıyor. Elbette ona verilecek cevap da... Bir de Sebastian Castellio var elbette. Kalemiyle mücadele veren, Serveto’nun hakkını, yenilikçi olduğunu iddia eden  Calvin’e karşı korumaya yeminli bir kalemşör ... Küçük bir hatırlatma için: Calvin, bütün reformist ve devrimci olduğunu savladığı düşüncelerine rağmen  totaliter tuhaf hamleleri hayata sokmaya başlar. Bir diktatöre dönüşür. Dahası da olur. Farklılığa karşı gösterdiği tahammülsüzlüğünün odak noktası haline gelen Serveto’nun, görüşleri yüzünden ölüm cezasına çarptırılmasına göz yumar. Bu noktada devreye, asıl kahramanımız Sebastian Castellio girer ve Calvin’e kendince, yani, kalemiyle kafa tutar... Ve reformun, devrimciliğin bu olmadığını hatırlatır! Hatırlatır hatırlatmasına ama kaybedecektir.  
 
Sorular 
 
Serveto’yu bir yere kadar anladık peki ya Castellio, o niye yenik düştü sorusu burada devreye girer... Bu noktada verilecek cevaplar ise pek iç açıcı sayılmaz. Zira Castellio’nun varlığı, Calvin için pek de önemli değildir. Castellio’nun kaleme aldığı  “sivrisinek file karşı” başlıklı yazısı tam da bunu anlatır! Zweig’ın sözleriyle aktaracak olursak: “Castellio, kalemini mızrak gibi kaldırıp bu tehlikeli kavgaya girdiği andan itibaren, zırhlar içindeki diktatörlüğün üstün gücü karşısında sadece fikri düzeyde kalacak bütün mücadelelerin etkisiz olduğunu gayet iyi bilmektedir”.   
 
Bu noktada tarih için söylediği de ilginçtir Zweig’ın. “Tarihin adil davranmaya vakti yoktur,” der.  Onun serinkanlı mekanizmasının sadece başarıları ve başarılı olanları saydığını ifade ederken ahlak ya da erdemin çok nadiren devrede olduğunu ifade eder. Tarih gerçekten de malum yerde durmaktadır: Galipleri gören, mağlupları silen ya da gölgede bırakan, kaybedenlerin mezarlarıyla ilgilenmeyen ama “kazananlara” anıtlar diken o yerde...  
 
İşte bu yüzden Castellio’nun yazısının başlığı bir ironiden çok  gerçekçiliktir. Castellio,  bu anlamda, hem kendine hem de kendinden sonrakilere önemli bir ipucu sunmuş, yaktığı ateşle çizdiği haritanın hem göstereni hem de kaybedeni olmuştur. “Kaybeden” derken elbette özel bir anlamı irdelediğimi de belirtmem gerekir. Dönemin önünde kaybecektir; dönemin içerisinde kaybedecektir; o dönemin şimdiki zamanına yenilecektir.  
Öte yandan, Castellio gibiler yenik düşmüş olsa bile yine de onlardan devralınan bir ses verdır ve o geleceğe kalacaktır. “Bu nedenle,” der Zweig, “insanlığın hakiki kahramanları, fani saltanatlarını milyonlarca mezar ve dağılıp parçalanmış hayatlar üzerine kurmuş kişiler değil, aklın özgürlüğünün ve insancıllığın yeryüzünde kalıcı olarak yerleşmesi uğruna, güç kullanmaksızın güce yenik düşenlerdir aslında”.

*Yazar, Zeytin Dalı P.Yapımcı

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.