Erkekler ve Kadınlar ve Kadınlar Örneği

Edebiyat

Erkekler ve Kadınlar ve Kadınlar Örneği
Şadıman Şenbalkan

“Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” Dizisinin Göstergebilimsel Söylem Analizi
Yönetmen: Onur Tan
Senaryo: Raci Şaşmaz – Bahadır Özdener Tür:
Aksiyon “Mafya – Politika – Devlet”
Başrol: Oktay Kaynarca (Hızır Çakırbeyli)– Deniz Çakır (Meryem) – Sanem Çelik
(Ceylan) – SabinaToziya(Hayriye)
Format: Televizyon Dizisi

.

Konu:
Hızır Çakırbeyli, bütün ailesi yer altı dünyasından gelmekte ve kendisi de genç yaşından
itibaren yeraltı dünyasının içinde yer almaktadır. Yeraltı dünyasının içinde büyüyen Hızır
içinde bulunduğu dünyanın ne demek olduğunu çok iyi bilmektedir. Yer altı âleminde adı
Hızır Reis olarak geçmektedir. Abisini genç yaşta kaybeder ve onun yerine kendini bir mafya
masasına oturmuş bulur. Abisini öldüren adam masanın lideri Ünal Kaplan'dır. Masa kaçak
yoldan silah üretip sattığı için devlet Ünal Kaplan ile anlaşma yapmak ister fakat bir sonuç
alamaz. Devlet bu sefer Hızır Çakırbeyli ile bir anlaşma yapmak ve Ünal Kaplan'ın yerine onu
oturtmak ister. Dizinin ikinci sezonu, masanın yeni lideri Hızır Çakırbeyli ile derin devlet
arasındaki çekişmeyi konu almaktadır. Üçüncü sezonda ise Hızır masanın liderliğini tekrar
Ünal Kaplan’a vermektedir. Hızır Reis evinde yine sert ve otoriter annesi Hayriye, eşi
Meryem, çocukları ve çalışanları ile yaşamaktadır.

Konusunu mafya temalı anlatı üzerine kuran dizide temel mafya anlatısı olsa da devlete
ihanetin düşülmediğinin altı çizilmekte ve öykü tabanının tanıtımında ‘Eşkıya Dünyaya
Hükümdar Olmaz’, her yönü ile hayatın gerçekleriyle iç içe geçen bir yapım niteliği
taşımaktadır. Bu nedenle sürprize oynamayan bir yapı ile başarısını garantilemek çabası içinde
görülmektedir.

Hızır Çakırbeyli (Oktay Kaynarca)
Dizinin ana karakteri olan Hızır Çakırbeyli Amerika-Avrupa-İsrail üçgeninde yer alan ki silah
kapasitesini ve bu sistemde kurulan düzenleri konu almaktadır.
‘Kurtlar Vadisi’ dizisinde Süleyman Çakır karakteri ile dikkat çeken Oktay Kaynarca bu kez
de ‘Çakır’ sıfatını taşıyan bir karakter ile ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ dizisi ile
dönmektedir. Tabanca ve mermi ile bütünleştirilerek verilen Hızır Çakırbeyli, karakterde
hiçbir abartı ve özentiye gidilmeden, Oktay Kaynarca’nın vasıflarının değerlendirildiği bir
oluşum yaratmaktadır.
Çakırbeyli; “Çok da iyi olmuş. Konjonktürel sözüne rağmen kapıp espriyi patlatan…
Erkeklere para ödetmeme konusunda anlaşan baba-kız ilişkisinde ‘Herkese bir Hızır Bank
lazım’ dedirten…” bir karakter ile izleyici karşısına çıkmaktadır. Karısını aldatan ancak neden
aldattığını kendisi de bilmediği Çakırbeyli, kapkara ve despot mafya reisi tiplemesinde
çizilmemektedir.
Dizinin Kadınları:
Dizi bir Karadenizli bir aile üzerinden kurgulanmaktadır. Karadeniz kadınları Türk toplumsal
yapısında diğer bölgelere göre yaşadığı coğrafyanın özellikleri ile bağlantılı bir biçimde
“Amazonlar” olarak nitelendirilmektedir. Bölge kadınının yörenin havası ve suyu ile
yoğrulmasından dolayı hayata bakışları da sert kabul edilmektedir. Ele alınan dizinin kadın
karakterlerinde de bu sert iklim kendini göstermektedir. Her dert ya da çilede ayağa kalkıp
kaldıkları yerden hayata devam etmeyi başaran özellikler sergilemektedir. Dizide birçok kadın
karakter bulunmakta ve hepsi bir biçimde Karadeniz kadın tiplemesini yansıtmaktadır. Çalışma
başrolde yer alan üç kadın karakter ile sınırlandırılmaktadır.

Hayriye Çakırbeyli
Hızır Çakırbeyli’nin annesi olan Hayriye Çakırbeyli 72 yaşında, güçlü ve otoriter bir
Karadeniz kadınını canlandırmaktadır. Karadeniz şivesi ile konuşan Hayriye’nin hayattaki en
önemli gayesi çocukları ve torunları ve onları bir arada tutma, hep birlikte mutlu yaşamak
olarak verilmektedir. Oğlu Çakır’ı Hızır diye çağırmakta ve Çakır oğlunu çok sevmektedir.
Meryem Çakırbeyli
Hızır Çakırbeyli’nin karısı olan Meryem, oldukça net bir karakter olarak çizilmektedir. Onurlu
ve gururlu bir kadın olmasına rağmen kocasının Nazlı karakterini oynayan kadın ile ilişkisini
öğrendiğinde sesini çıkarmamaktadır. İnsanlığından taviz vermeyen, yeri geldiğinde hapse
giren Meryem, Hızır ile Nazlı’nın ilişkisini öğrendiğinde boşanmak ister ancak bir türlü
boşanma imkânı bulamaz. Meryem Hayriye ananın oyunu ile terk ettiği eve geri dönmektedir.
Hızır’ın sıkıntılı zamanlarında yanına sığındığı Meryem, çocukları için de iyi bir annedir.
Genel olarak evinde ve yuvasında iyi eş ve anne olarak resmedilmektedir. Bunun yanında yeri
geldiğinde ceketini omzuna alarak Hızır’ın adamlarının ya da rakiplerinin karşısına
çıkabilmektedir.

Ceylan Özsoy (Sanem Çelik)
Ceylan, eniştesi Yusuf Çakırbeyli ölümünden sonra ablası Handan ile birlikte bir süre sürgün
hayatı yaşamak zorunda kalmaktadır. Ceylan Hızır’ı sevmekte ancak yüreğinde Hızır
Çakırbeyli’ne duyduğu nefret ve aşk ile hesap gününü beklemektedir. Hızır, Meryem ile
evlenmiştir. Nefreti her geçen gün büyüyen Ceylan yirmi yıl Çakır ile yüzleşmeyi beklemiştir.
Hesap günü geldiğinde Ceylan yeğeni Alparslan’ın zarar görmesi korkusu ile bu
hesaplaşmadan kaçmaktadır. Uzun bir süre sonra kaybedeceği bir şeyi kalmayan Ceylan, bütün
nefreti ile Hızır’ın karşısına mafya olarak çıkmaktadır. Ceylan’ın varlığından tedirgin olan
kişiler Ceylan’dan kurtulmak istemektedir. Ceylan, diğer mafya kadınlarına göre oldukça farklı
olarak, enerjik, hayatı seven, eğlenceli bir karakter çizmektedir. Bütün bunlara rağmen de
yapmak istediğini eninde sonunda yapmakta olan tutkulu bir mafya kadınıdır ve bu özelliği ile
herkesi tedirgin etmektedir.
Çözümleme
Görüntü metinlerinin çözümlenmesinde Metz’in gösterge (seçilen görüntü), gösteren (temel
anlam), gösterilen (yan anlam) ve temeldeki söyleminde üzerinde durulduğu yan anlam
açısından göstergebilimsel söylem analizi yapılmaktadır.
Seçilmiş Görüntü: Gösterge Temel anlam: Gösteren
Yan anlam: Gösterilen
Göstergebilimsel Söylem: Toplumsal İdeoloji

.

Gösterge olarak, Hayriye karakterinin görüntüleri seçilmiştir. Temel anlam olarak başörtüsü
omzunda, beyaz saçlı yaşlı bir kadın görülmektedir. Yan anlamda ise, ailenin başköşesinde
oturan güçlü, ailesini karşı koruyucu ve onları bir arada tutmaya çalışan otoriter anne olarak
görülmektedir.
Göstergebilimsel söylem olarak, ataerkil toplumsal yapının ideolojik söylemi bağlamında genel
olarak mutfakta verilmektedir. Ancak mutfaktaki yeri oğullarının ve gelinlerinin üstünde
başköşededir. Göstergebilimsel söylem bağlamında, davranış kalıpları, cinsiyeti belirleyen
kimliği, duruşu, tutumu, aile tipine uygun davranışı, giyim kuşamı ile anne söylemini
destekler bir rol üstlenmektedir. Toplumsal söylemin ideolojik söylemi bağlamında yerine
göre gelinini kızı gibi seven, yerine göre de kayınvalide otoritesini koruyan bir söylem
taşımaktadır.

.

.

.

Görüntü tablosu 2’de gösterge olarak, dizinin ana karakteri Meryem’in görüntüleri seçilmiştir.
Temel anlam olarak farklı renklerde elbiseleri ve siyah uzun saçı ile evinin farklı
bölümlerinde görülmektedir. Yan anlam, Meryem karakteri genel olarak elbise ile
verilmektedir bunun yanında ideal ev kadını ve özellikle de hem aile içinde hem de dışarıdaki
erkekler açısından “yenge”dir.
Gösterge bilimsel söylem açısından, kadına yönelik olarak dile getirilen “eksik etek”
tanımlaması bağlamında Meryem her bölümde elbise giymektedir. Türk sinemasının toplumsal
yapı içerisine yerleştirmeye çalıştığı söylem bağlamında olan siyah saçlı yani iyi kadın karakter
Meryem ile de dile getirilmeye çalışılır görüntüsü vermektedir. Türk sineması kapsamında
oluşturulmaya çalışılan bu algıların diziler üzerinden de yeniden işlendiği söylenebilir. Bunun
yanında genel olarak evinde ve çoğunlukla da mutfakta resmedilmekte, iyi bir eş, iyi bir annedir
söylemi de yüksek reyting alan diziler bağlamında tekrar tekrar gündeme alınmaya

çalışılmaktadır. Kadın üzerine kurulu söylemsel ideolojiye göre eşi tarafından aldatılabilir,
ancak erkektir aldatır mantığı ile eşini af etmesi biçiminde tema işlendiği görülmektedir.
Kayınvalidesi ile kadına yönelik istenen ideoloji bağlamında iyi ilişkiler içindedir. Eşinin
yanında hep erkek egemen ideoloji gereği ikincil konumda yer almaktadır. Bunun yanında da
eşi sıcak bir sevgiye ihtiyaç duyduğunda Meryem’e sığınmaktadır, çünkü o iyi bir eş ve iyi bir
annedir. Yine ideal ataerkil söylem olarak görülebilecek bir aktarımda da Meryem çok zengin
bir ailede olmasına rağmen ailesinin yemeklerini kendi pişirmektedir. İkinci dünya savaşı
sonrası kadının mutfakta resmedildiği reklam sektörü ile vurgulanan yapının, bugün dizi
sektörü ile de devam eden bir yapı sergilediği söylenebilir. Bu sık sık vurgulanmakta ve evin
kontrolünün kadında olduğu söylemi tekrarlanmaktadır.
İlk savaş tanrıçası kadın olmasına rağmen zaman içinde kadınlar ev yaşamı alanı içine
çekilmişlerdir. Daha sonra da kadınlar kamusal alandan uzak tutulmuş ve ev yaşamı kadınsı
olarak anlaşılıp kavranmıştır. Kamusal alanlar ise eril olarak kabul edilmiş ve kimlik biçimi
de eril kimlik olarak açıklanmıştır (Öztürk, 2000, 63). Kamusal alanda yerleştirilen bu söylem,
Türk televizyon dizilerinde de kullanılan bir söylem olarak yer almaktadır.
Görüntü tablosu 3, gösterge, Meryem karakterinin yer aldığı arka arkaya kurgulanan 9 sahne
alınmıştır. Temel anlam, ceketini omzuna atmış biçimde verilen Meryem karakteri
görülmektedir. Yan anlam, maço dünyanın “yenge ”si ve “reisin eşi” olarak lüks araçlarda
geçmektedir. Bunun yanında eşinin adamları “yenge” diyerek saygı göstermektedir.
Meryem karakteri genellikle evde verilirken, dışarı çıktığı sahnelerde görsel özelliği
değişmektedir. Meryem yine elbise ile verilirken bu kez ceketi omzuna atmaktadır. Hızır gibi
etraflarındaki adamlar tarafından reis olarak karşılanan görseller vermektedir. Dışarıda da
Meryem’e bu reis unvanının eşi olan Hızır nedeniyle verildiği ve erkek egemen düzenin
kurallarının sınırları içinde kaldığı vurgulanmaktadır. Yine erkek egemen kurallar ile Meryem
yeri geldiğinde eşi gibi suçlu olduğunu düşündüğü kişilerin cezasını da kesebilmektedir. Ancak
bu sert ve dik duruş yine eşinin sahip olduğu yapı nedeniyle kendisine verilmiş bir hak olarak
yansıtılmaktadır.
Ceyl an Özsoy (Sanem Çelik)

.

Görüntü tablosu 3’de dizinin ana karakterlerinden Hızır’ın oğlunun annesi Ceylan’ın
görüntüleri seçilmiştir. Temel anlam olarak kısa saçları ile genç bir kadın görülmektedir. Yan
anlam, Ceylan karakteri duruşu ve giyimi ile modern bir kadın imajı sergilemektedir. Ceylan
karakter olarak genel ataerkil Türk kadını tiplemesinden uzak bir görünümde dış mekânlar
ağırlıklı olarak görülmektedir. Türk sinema anlayışının ikinci kadın, modern kadın ve baştan
çıkaran özelliklerinde görseller vermektedir. Hızır’ı elde etmek isteyen kötü karakteri
çerçevesinde diziye dâhil olmakta, ancak tam bir kötü karakterde vermemektedir.
Göstergebilimsel söylem olarak, kadın “eksik etek”tir ama Ceylan karakteri bunun tersi olarak
hep erkeğe özgü pantolon giymektedir. Meryem’in yanında Hızır’ı seven kadındır ve ondan
nikâhsız çocuğu olmuştur. Ancak yine ideolojik söylem dâhilinde Hızır’ın oğlunun annesi yani
bir annedir, o yüzden kötü kadın olarak verilmemektedir. Erkek egemen bir dünyada onların
arasında, dışarıda mücadele veren kadını temsil etmektedir. Bu nedenle erkekler gibi pantolon
giymekte ve yine mafya dünyasına ait siyah renkleri çok kullanmaktadır. Bunun yanında asili

simgeleyen siyah deri, vurgusu, kırmızı kıyafetlerle de görülmektedir. Görsel söylem olarak
erkek dünyasının içinde yer alsa da ağabeyi, oğlu ve Hızır gibi erkek egemen güçlerin
korumasının varlığı ideolojisi izleyiciye verilmektedir.

.

Değerlendirme ve Sonuç
Kadın hak, fırsat ve sorumluluklar açısından erkek ile eşit biçimde yararlanma çabası
toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanma yönünde çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Bu bağlamda
toplumda kadın- erkek eşitliğinin sağlanması için toplumları etkileme konusundaki potansiyel
değerlendirildiğinde medyaya önemli görevler düşmektedir. Medyada, özellikle televizyon
açısından bugün reyting kaygısı ile hazırlanan programların mevcut durumu incelendiğinde
kadın ile erkek arasında eşitliğin söz konusu olduğu bir alana katkı sağlamasının oldukça uzak
bir görüş olduğu görülmektedir. Medyada her alanda görülen kadın temsillerinin yeterli
hassasiyetle yapılmadığı ya da medya sektöründe çalışan kadınların eşitsizlikleri açısından
bakıldığında sürekli kendini yeniden üreten bir yapı sergilenmektedir. Çalışmada,” Eşkıya
Dünyaya Hükümdar Olmaz ”dizisi Metz’in Gösterge bilimsel olarak görüntü, temel
anlam ve yan anlam çözümlemeleri yanında toplumsal cinsiyet söylemi ideolojisi de içine
alarak görsellerin gösterge bilimsel söylem çözümlemesi yapılmaya çalışılmıştır. Elde edilen
veriler ışığında Türkiye’de dizi sektöründe yüksek reyting alma girişimlerinden dolayı silahlar
ve entrikalar dünyasına yönelik diziler, sürekli olarak kadınları olay örgülerine dâhil
etmektedir. Bu kadınlar erkekler gibi acımasız, rakiplerini alt etme planları kuran
karakterlerde ortaya çıkmaktadır. Ancak bu karakterler bütün bu erkeğe özgü görselleri
sergilemelerine rağmen bu erkeklerin onlara tanıdığı ölçülerle sınırlı kalmaktadır. “Eşkıya
Dünyaya Hükümdar Olmaz” dizisinde Meryem, rolünde izlenen kadın oyuncu rol gereği
omzuna attığı ceketi ile ‘ana’ya dönüşen Meryem karakteri tehditkâr duruşu ile erkeklerin
dünyasında güçlü görünmesine rağmen, bütün bu güçlü görünüm Hızır Reis tiplemesinin
karısı olmasından kaynaklanmaktadır.
Dizinin anlatı yapısı erkek üzerinden kurgulanmaktadır. Kadın burada sadece yan destek ve
görsellik olarak sunulmakta, konunun kurulumunda etkisi erkeği destekler nitelikte yer
almaktadır.
Dizide yer alan Meryem karakteri güçlü bir kadın simgelemesine rağmen toplumsal cinsiyet
kalıplarında yerleşmiş olan ideoloji yapılarını koruduğu görülmektedir. Ancak Meryem
karakteri her ne kadar güçlü verilse de erkek egemen dünyanın izin verdiği sınırlar
çerçevesinde bir özgürlük görülmektedir. İncelenen dizi mafya dizisi olarak güç, iktidar, silah
ve kavganın hüküm sürdüğü bir dizi olarak yine de kadın varlığını göstermektedir. Meryem
karakteri evinde konumlandırılırken, Ceylan karakteri erkeklerin dünyasına daha yakın
konumlandırılmaktadır. Meryem ve Ceylan karakteri oldukça farklı ve zıt görseller
sunmaktadır. Bu görseller bulundukları konumlar gereği Meryem’i evinde ailesi ile verirken,
belli bir ev düzeni olmayan Ceylan ise daha çok erkek dünyasında, onlarla çalışırken
verilmektedir. Dizideki kadınların konumlandırılmasında Hızır karakterinin oldukça etkili
olduğu görülmektedir. Hızır annesini başköşede tutarken, karısı oldukça önemli ve değerli
olarak evinde de dışarıda da korunmakta, dışarıdaki işlerden uzak tutmaktadır. Bunun yanında
Ceylan’ı gerektiğinde destek alma amaçlı erkek dünyasının içinde tutabilmektedir. Dolayısıyla
kadınların konumlandırılması yine Hızır karakterinin kontrolünde görülmektedir.
Dizilerin genel anlatı kurulumu dâhilinde kurgulanan “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”
dizisi de genel olarak kadının medyada yer alan biçimi olan, iktidar, aşk, aldatılma, intikam,
kıskançlık duyguları üzerinden yapılandırılmaktadır. Dizide aldatılma kadının aldatılması
yönünde olurken, kadın karakterler sonuna kadar seven ve sadık olarak verilmektedir. Geçer’in
belirttiği gibi, incelenen dizide de erkekler sert, maço şiddet eğilimli görülmekte olmasına
rağmen, dizideki kadın karakterler pasif, sessiz ve zayıf karakter özelliklerini tam olarak
taşımamaktadır. Bunun yerine kadınlar erkeklerin gölgesinde kalsa da güçlü ve etkili, ancak
erkeğine yakışır nitelikte sunulmaktadır.
Toplumumuzda kadının bir yandan, batılı benzerleri gibi zarif, zinde ve özgüvenli olması
istenirken, diğer yandan da bireyselliğini öne çıkaran, annelik ve eşlik vazifelerini aksatacağı

düşünülen etkinliklere, özellikle de medya gibi kadının rol model alınacağı yerlerde toplumsal
cinsiyet ideolojilerinin değişmediği ve değişiminin de çok uzun dönem gerektirdiği
görülmektedir. Bu çelişkiler, özellikle erkek egemen modernleşme perspektifinin toplumsal
cinsiyete ilişkin normları nasıl eklemlediğine bağlı olarak değişim arz etmekte olduğu ve
içinden çıktığı toplumu yansıtan medyanın da bu durumu desteklediği görülmektedir.
Medya, toplumsal konumlamayı yapan en önemli araçlardan biridir ve yerleşmiş olan toplumsal
kanıyı yerleştirmektedir. Aynı zamanda toplumdaki güç ilişkilerini yansıtmakta ve bunları
yeniden üretmekte, değiştirmekte, başka biçimlerde yeniden kurmaktadır. Medya program
alanında, erkek egemen bir dünyaya kapılarını ardına kadar açmakta, ancak kadınlar söz
konusu olduğunda bu dünya içerisinde iki şekilde var olabildikleri bir alan sunmaktadır.
Kadınlar, bu dünyada dişilik özelliklerini daha fazla ortaya çıkartacak bir şekilde ya da erkek
egemenliğinde iyi eş ve iyi anne biçimde yer bulmaktadır.
Kaynakça:
Akbulut, Hasan (2008). Kadına Melodram Yakışır, İstanbul: Bağlam Yayıncılık.
Alkan, Ayten (2005). Yerel Yönetimler ve Cinsiyet Kadınların Kentte Görünmez Varlığı,
Ankara: Dipnot Yayınları.
Atabek, Gülseren Şendur (2007). İletişim Çalışmalarında Göstergebilimsel Yöntem,
(Editörler), Gülseren Şendur Atabek ve Ümit Atabek, Medya Metinleri Çözümleme, Ankara:
Siyasal Kitabevi, s.57-75.
Ataman, Bora (2014). Dil, Eleştirel Bilinç ve Yazı Teknolojisi, (Hazırlayan), Barış Çoban ve
Zeynep Özarslan, Söylem ve İdeoloji, İstanbul: Su Yayınevi, 235-263.
Barthes, Roland(1979). Göstergebilim İlkeleri, (Çev: Berke Vardar ve Mehmet Rifat),
Ankara: Kültür
Bakanlığı Yayınları.
Binark, Mutlu ve BEK, Mine Gencel (2010). Eleştirel Medya Okuryazarlığı, İstanbul: Kalkedon
Yayınları.
Berger, Arthur Asa (1996). Kitle İletişiminde Çözümleme Yöntemleri,(Çev: Murat Barkan),
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları. 1701 Erkek Egemen Bir Dünyada Kadının
Medyada Temsiliyeti Üzerine Bir İnceleme: Eşkiya Dünya’ya Hükümdar Olmaz Dizisi Örneği
Berktay, Fatmagül (2000). Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın, İstanbul: Metis Yayınları.
Berktay, Fatmagül (2004). Kadınların İnsan Haklarının Gelişimi ve Türkiye, Sivil Toplum ve
Demokrasi Konferans Yazıları, İstanbul: Bilgi Üniversitesi
Bora, Aksu (2005). Kadınların Sınıfı: Ücretli Ev Emeği ve Kadın Öznelliğinin İnşası,
İstanbul: İletişim Yayınları.
Bozkurt, Emine Serap (2017). Söylem Analizi Bağlamında Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Romanına Yönelik Bir İnceleme. (Editörler), Lokman TURAN ve Oğuzhan SEVİM, Türk Dili Ve
Edebiyatı Araştırmaları/ Makaleler, Erzurum: Atatürk Üniversitesi, s. 371-390
Burton, Graeme (1995). Medya Analizlerine Giriş Görünenden Fazlası, (Çev. Nefin Dinç),
İstanbul: Alan Yayıncılık.
Connell, Robert William (1998). Toplumsal Cinsiyet ve İktidar, (Çev. Cem Soydemir),
İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Çoban, Barış (2014). Söylem, İdeoloji ve Eylem: İktidar ve Muhalefet Arasındaki Mücadeleyi
Çözümleme Denemesi”, (Hazırlayan), Barış Çoban ve Zeynep Özarslan, Söylem ve İdeoloji,

İstanbul: Su Yayınevi, s. 199-235.

DAĞTAŞ, Banu (2003). Reklamı Okumak, Ankara: Ütopya
Yayınevi. DORSAY, Atilla (2000). Sinema ve Kadın, İstanbul:
Remzi Kitabevi.
DÖKMEN, Zehra (1991). BEM Cinsiyet Rolü ve Envanterinin Geçerlik ve Güvenirlik
Çalışması,
D.T.C.F.Dergisi, 12 (39), s. 39-56.
ERGÜL, Hakan (2000). Televizyonda Haberin Magazinleşmesi, İstanbul: İletişim
Yayınları. FİSKE, John (1999). Popüler Kültürü Anlamak, Çev: Süleyman İrvan,
Ankara: Ark Yayınları.
GEÇER, Ekmel (2015). Türk Dizileri Üzerine Kültürel ve İdeolojik Bir Değerlendirme
‘Made in Turkey’,
Mütefekkir Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi, 2 (3). s. 13-
23. GİDDENS, Anthony (2006). Sociology, Cambridge: PolityPress.
GÜZ, Nükhet ve Diğerleri (2002). Etkili İletişim Terimleri, İstanbul: İnkılap Yayınları. 1702
Erkek Egemen Bir Dünyada Kadının Medyada Temsiliyeti Üzerine Bir İnceleme: Eşkiya
Dünyaya Hükümdar Olmaz Dizisi Örneği

İNCEOĞLU, Yasemin (2004). Medyada Kadın İmajı, Kadın Çalışmalarında Disiplinlerarası
Buluşma, 2, s.
11-20.
İNCEOĞLU, Yasemin ve ÇOMAK Nebahat (2009). Metin Çözümlemeleri, İstanbul: Ayrıntı
Yayınları. KAYPAKOĞLU, Serdar (2003). Toplumsal Cinsiyet ve İletişim, İstanbul: Naos
Yayınları.
KIRAN, Ayşe (2009). “Çağdaş Bir Düşünme Biçimi Olarak Göstergebilim”,
Dilbilim Dergisi, 2 ( 2), s. 1-16.
MEDER, Mehmet ve ÇİÇEK, Zuhal (2011). “Özel Hayatın Kamusal Alanda Tartışılması:
Kadın Programları Üzerine Sosyolojik Bir Değerlendirme”,Pamukkale Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 9, 69- 80.
METZ, Chritian (2012). Sinemada Anlam Üstüne Denemeler, (Çev. Oğuz Adanır), İstanbul:
Hayalperest Yayınevi.
OUTHWAİTE, William (2008). Modern Toplumsal Düşünce Sözlüğü, İstanbul: İletişim
Yayınları.
ÖZERKAN, Şeyma (2004). “Bir Toplumsallaştırma Aracı Olarak, Medyanın Kadın İmajına
Yaklaşımı”. Kadın Çalışmalarında Disiplinlerarası Buluşma, 2, s. 21-29.
ÖZKAN, Zeynep Çetin (2012). “Türkiye Sineması’nda Kadının Değişen İmgesi”, Dokuz
Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi, 5 (2), s. 79-81.
ÖZMAN, Melek (2010). 70-80-90 Masum, Küstah, Fettan.
ÖZTÜRK, Semire Ruken. (2000).Sinemada Kadın Olmak, İstanbul: Alan Yayıncılık.

RİFAT, Mehmet (2005). XX. Yüzyılda Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları, Cilt 2, İstanbul:
YKY Yayınları.
TEMEL, Halime ve KORKMAZ, Turhan (2009). “Reklamlarda Kadının Temsil Biçimleri”,
(Editörler), Nurçay Türkoğlu ve Sevilen Toprak Alayoğlu, Karaelmas. Medya ve Kültür,
İstanbul: Urban Kitap, s. 511-525.
TİMİSİ, Nilüfer (1996). Medyada Cinsiyetçilik, Ankara: T.C.Başbakanlık Kadının Statüsü ve
Sorunları Genel Müdürlüğü Yayınları. 1703 Erkek Egemen Bir Dünyada Kadının Medyada
Temsiliyeti Üzerine Bir İnceleme: Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz Dizisi Örneği

TOLAN, Barlas (1991). Aile, Cinsiyet ve Cinsel Roller, Aile Ansiklopedisi,
Ankara: T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu.

TÜRK, Hasan Bahadır (2008). “Eril Tahakkümü Yeniden Düşünmek: Erkeklik Çalışmaları
İçin Bir İmkân Olarak Pierre Bourdieu,”Toplum ve Bilim Dergisi,112, s. 119-147.
TÜRKÖNE, Mualla (1995). Eski Türk Toplumunun Cinsiyet Kültürü, Ankara: Ark Yayınevi.
ÜNAL, Cavit (1991). “Cinsiyete Bağlı Psikolojik Farklar ve Türk Çocukları Üzerine Bir
Karşılaştırma”,Aile Yazıları, Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu.
VAN DIJK, Teun (2014). Söylem ve İdeoloji Çok alanlı Bir Yaklaşım, (Hazırlayan), Barış
Çoban ve ZeynepÖzarslan, Söylem ve İdeoloji, İstanbul: Su Yayınları. https://canli-dizi49.blogspot.com, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz (Alıntı: 02.05.2018).

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.