Semerkantlı Rudekî Ve Şiiri(Ö.941)

Edebiyat

 

Semerkantlı Rudekî Ve Şiiri(Ö.941)

Prof.Dr. Nimet Yıldırım

Semerkantlı Rudekî, Farsça ilk şiir söyleyen şair değil, İslâm sonrası dönemde yeni oluşan Deri Farsçası’nda olgun şiirler söyleyen ilk şair, Farsça şiiri olgunluğa eriştiren ilk yetenektir. Kendisinden sonra gelen büyük şairler, onun Fars şiirini olgunlaştırdığı ve pişkinliğe eriştirdiğini söylerler. Samanî emiri Nasr b. Ahmed ve ordusunun Herat yakınlarında uzun süre kalmaları ve bir türlü Buhara’ya dönememeleri üzerine yaşananlar şairin şiirdeki gücü ve etkileyiciliğini göstermesi açısından alabildiğine dikkat çekicidir.Bu şiire başta Mevlana olmak üzere diğer ünlü şairlerin yazdıkları nazireler vardır.

 

مردمان بخرد اندر هرزمان

راز دانش را به هر گونه زبان

 

گرد کردند و گرامي داشتند

تا به سنگ اندر همي بنگاشتند

 

دانش اندر دل چراغ روشن است

وز همه بد بر تن تو جوشن است

Akıllı kişiler her zaman

Bilginin gizemini her dilde

 

Derlediler ve bilgiye değer verdiler

Bilgiyi taşlara bile işlediler

 

Bilgi aydınlık saçan bir kandil yürekte

Her şeyden öte bir kalkan senin teninde (Rûdekî-yiSemerkandî Divanı,2020, 215).

Fars edebiyatı uzun tarihsel geçmişi, zengin şiir dağarcığı ve engin boyutlarıyla dünya edebiyatları, özellikle doğu edebiyatları üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Bizim divan edebiyatımız ve şiirimiz üzerinde de alabildiğine yaygın ve derin etkisi bulunan Farsça Edebiyat coğrafyasında, klasik çağlardan bu yana büyük söz ustaları hep var olagelmiştir. Klasik çağların her biri bir şiir dehası, kendilerinden sonra gelen hemen hemen bütün şairlerini etkilemiş büyük söz ustaları: “Peder-i Şi’r-i Farsî: Fars şiirinin atası” olarak bilinen SemerkantlıRudekî, Firdevsî’den önce şahnâme yazan ilk şair Dakikî, dünyaca ünlü başyapıtı Şahnâme’yi insanlığa armağan eden bilge şair Firdevsî başta olmak üzere, daha sonraki çağlarda her biri yaşadığı dönemin en gözdeleri Senaî, Attâr, Nizamî, Mevlanâ, Sadî, Hâfız…; çağdaş dönemin, aynı zamanda Türk dünyamızın büyük şairi Muhammed Hüseyn-i Şehriyâr, bunlardan sadece birkaçıdır(Rûdekî-yiSemerkandî Divanı,2020, 7).

İran’ın ilk büyük şairi ve Fars şiirinin mühendisi olarak kabul edilen III./IX. yüzyıl ortalarında Semerkand’ınRudek kasabasına bağlı “Benuc” köyünde dünyaya gelen EbûAbdullâh Cafer b. MuhammedRudekî, gençliğinin ilk dönemlerinden itibaren hem şiirleri hem de musiki dalındaki yeteneğiyle ün kazandı. Uzun zamanlar Fars şiirinin en ünlü şairi oluşu ve bilge kişiliğiyle her zaman ön planda oldu(Rûdekî-yiSemerkandî Divanı,2020, 8).

Ortaya çıkışlarıyla şiirin de artık yatağına girmiş olduğu Samanîler hanedanı döneminde edebiyat dünyasında sadece bir tek şairin, Rudekî’nin adı egemendi. Musıkişinaslığının yanı sıra iyi bir icracı da olan, şiirlerinin birçoğu musiki eşliğinde okunan Rudekî’nin şiirdeki tarzı, kendisinden sonra Farsça söyleyen şairlerinkinden farklıdır.

Semerkand’ınRudek kasabasına bağlı Benuc köyünde doğumundan, çoğu Semerkant’ta geçen gençliğinin ardından Buhara’ya göç etmesiyle hayatının ikinci dönemi, Samanî emiri Nasr b. Ahmed’in sarayına girmesiyle hayatının üçüncü dönemi başlamış olan Rudekî, bu dönemde çok önemli rüyaları ve hayallerini gerçekleştirmiştir. Hayatının dördüncü ve son dönemi sarayda gerçekleşen bir ayaklanmayla başlar. Emir Nasr, veziri Belamî ve sarayın birçok önde gelen kişiliği ile ünlü şair Rudekî, İsmailiyye inanışına eğilimli kişilerdi. Ayaklanmanın gerçekleştiği 326/938 yılında Belamî birdenbire görevinden alındı. Emir Nasr, bilinmeyen bir gerekçe ve şekilde bir köşeye çekildi. Rudekî de saraydan kovuldu, ardından da doğduğu köy Benuc’a geri döndü(Zerkanî, 1388 hş., s. 359-360).

Şiirlerinden de anlaşıldığı gibi uzun bir hayat yaşamış ve çok yaşlılıktan dolayı dişleri dökülmüştür. Gençlik günlerini, o çağlardaki güçlülüğü ve mal varlığını dizelerinde hep özlemle anmaktadır.  Şairin ilginç maceralarla dopdolu olan hayatı, Rudek’in uzak bir köyünde başlayıp inişli yokuşlu bir seyir izleyerek aynı köyde sona ermiştir. Dikkat çekici bir gelişme de bu büyük söz ustasının öldüğü yıl (329/940) aynı bölgenin bir diğer köşesinde İran ulusal destanını yazacak olan ulusal şair Firdevsî’nin dünyaya gelmiş olmasıdır(Rûdekî-yiSemerkandî Divanı,2020, 83).

Rudekî, İslâm sonrası yeni Fars edebiyatının gerçekte en büyük şairi olarak kabul edilir. Büyük Taberî Tarihi’ni Farsça’ya çeviren ve Fars çevirmenlerin babası olarak bilinen ünlü Samanî veziri Belamî, “Arap ve Acem şairleri içerisinde onun bir benzerinin olmadığını” söyler. Çağdaşları arasında da kendisine yaraşır ve hak etmiş olduğu bir üne sahip; büyük şairlerin kendisini “şairlerin hocası” ve “şairlerin sultanı” gibi nitelemelerle andığı, Derî Şiiri’ni gerçekte adıyla başlatan Rudekî, alabildiğine büyük, sözün bütün alanlarına egemen, söz ustası, yeni yeni kavram ve mazmun yaratan, adı Fars şiiri defterinin en başında yer alan hem Doğuda ve hem de Batıda ün kazanmış bir şairdir (Browne, A literaryHistory of Persia, 1924, I, 456-457).

Rudekî, Farsça ilk şiir söyleyen şair değil, İslâm sonrası dönemde yeni oluşan Deri Farsçası’nda olgun şiirler söyleyen ilk şair, Farsça şiiri olgunluğa eriştiren ilk yetenektir. Kendisinden sonra gelen büyük şairler, onun Fars şiirini olgunlaştırdığı ve pişkinliğe eriştirdiğini söylerler. Rudekî’nin şiirlerinin çok olduğu bilinmektedir. Bazı kaynaklarda son derece yüksek rakamlar verilse de şiirlerinin en az 130.000 beyit olduğu kabul edilir. Bazı kaynaklarda 1.300.000 beyit şiiri olduğu da aktarılır. Avfî, Rudekî’nin şiirinin “yüz defter” olduğunu söyler. Ancak Rudekî’nin on binlerce beyit şiirinden günümüze kadar gelmeyi başaran sadece 1048 beyittir.

Samanî emiri Nasr b. Ahmed ve ordusunun Herat yakınlarında uzun süre kalmaları ve bir türlü Buhara’ya dönememeleri üzerine yaşananlar şairin şiirdeki gücü ve etkileyiciliğini göstermesi açısından alabildiğine dikkat çekicidir. Ordu kumandanları ve sözü etkili ileri gelenler, Rudekî’nin huzuruna çıkarlar. Emiri ikna etmesini isterler: “Artık hareket edip gidelim buradan”derler. Bunun üzerine emiri çok iyi tanıyan usta şair, yeteneklerini kullanarak emirin sabah vakti neşeli olduğu bir an, hazır bulunan saz ekibiyle birlikte çengini alarak uşşak makamında

بوی جوی مولیان آید همی/یاد یار مهربان آید همی

Beytiyle başlayan çok ünlü kaidesini okumaya başlar. Daha şiir bitmeden Emir Buhara yolunu tutar, ordusu da özlediği yurduna erişir(Rûdekî-yiSemerkandî Divanı,2020, 113; Razî, Heft İklîm, 1389 hş.II,123).

Bu makalede bu şiir ve bu şiire başta Mevlana olmak üzere diğer ünlü şairlerin yazdıkları nazireler incelenecektir.

بوی جوی مولیان آید همی

یاد یار مهربان آید همی

 

ریگ آموی و درشتی راه او

زیر پایم پرنیان آید همی

 

آب جیحون از نشاط روی دوست

خنگ ما را تا میان آید همی

 

ای بخارا! شاد باش و دیر زی

میر زی تو شادمان آید همی

 

میر ماه است و بخارا آسمان

ماه سوی آسمان آید همی

 

میر سرو است و بخارا بوستان

سرو سوی بوستان آید همی

 

آفرین و مدح سود آید همی

گر به گنج اندر زیان آید همی

Muliyân ırmağının kokusu geliyor

Sevgili yar aklıma geliyor

 

Amuy ırmağının kumu ve yolunun çetinliği

Ayağımın altında ipek gibi geliyor

 

Ceyhun’un suyu sevgilinin yüzünün coşkusundan

Atımızın beline dek geliyor

 

Ey Buhara mutlu ol, mutlu yaşa

Emir sana doğru mutlu geliyor

 

Emir ay, Buhara gökyüzü

Ay gökyüzüne doğru geliyor

 

Emir servi, Buhara bahçe

Servi bahçeye doğru geliyor

 

Övgünün ve beğeninin yararı olur

Görürsem eğer hazineye bir zarar geliyor(Rûdekî-yiSemerkandî Divanı,2020, 8).

Rudekî, son dizeyi söylerken emir, son derece etkilenerek tahtından iner ve hemen atına binerek ordusuyla Buhara’ya doğru yola çıkar. Şairin bu şiiri, onun dizelerindeki sözlerinin ne denli etkili olduğunu ve emiri derinden etkileme gücünü göstermektedir.

Nasr b. Ahmed’in üst düzey bürokratları, emiri Buhara’ya geri döndürmek için tahrik amacıyla şiir söylemesi karşılığında beş bin dinar vadetmişlerdi. Rudekî sözü edilen şiiri söyleyip de emiri ikna ettiğinde kendisine on bin dinar verildi. Bu ödülün kendisine verildiğine dair Lubâbu’l-elbâb, Baharistân, Heft İklîm, Mecmau’l-Fusahâgibi bazı tezkirelerde ve bazı şairlerin dizelerinde de bilgilere yer verilmektedir. Aynı konu Târîh-i Sîstân’da da yer almaktadır(Nefisî, 1382 hş s. 429; Rûdekî-yiSemerkandî Divanı, 2020, 20).

 

 

KAYNAKÇA

 

Browne, Edward Granville, A LiteraryHistory of Persia, Cambridge 1924, I-IV.

Mevlana Celaleddîn, Dîvân-i Şems-i Tebrizî, Tahran 1384 hş.

Nefisî, Saîd, Muhît-i Zindegî ve Ahvâl ve Eş’âr-i Rûdekî, Tahran 1382 hş.

Razî, EmînAhmed, Heft İklîm, Tahran 1389 hş., I-V.

Rûdekî-yiSemerkandî Divanı (çev. Nimet Yıldırım), İstanbul 2020, s. 215.

Zerkanî, Seyyid Mehdî, Târîh-i Edebi-yiÎrân, Tahran 1388 hş.

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.