Kaos: Düzensizlikte Aranan Düzen ve Türkiye

Felsefe

Kaos: Düzensizlikte Aranan Düzen ve Türkiye

Prof.Dr. Süleyman Dönmez


Kaos kuramı düzensizlikte aranan düzen olarak tanımlanabilir. Bana öyle geliyor ki, yenidünyada birçok alanda sonun geldiğine inanıldığından sonun ardında olanın kestirilemezliği ya da bulanıklığı son yüzyılda gittikçe daha cazip hâle gelen bir kuram üzerinden siyasete de uyarlanır olmuştur. Kanaatince yarım yüzyılı aşan bir süredir yenidünya düzeni peşinde olanlar, eski dünyalarının yitebileceği endişesinden olsa gerek, masa başında kurgulanan bir dizi siyasî kuramın ne getirip ne götüreceğini görmek için dişlerini geçirebildikleri coğrafya ve ülkelerde denemeye koyuldular.

Türkiye Cumhuriyeti’nin, özellikle son yarım yüzyılı, böylesi bir hoyratlığın ve bencilliğin bir tezahürü olan büyük kargaşalarla yaşanmak zorunda kalınan bir dönem olarak tarihte yerini alacak görünmektedir. Maalesef, birçok ülkede hissedilen bu yıkıcı karmaşanın ve karışıklığın dışında Türkiye de kalamamaktadır. Âdeta bir laboratuvar olarak kullanılmaktadır. Birçok ülke halkları gibi, Türk Milleti de kobaylaştırılmıştır. Aslında olupbiten, yaşananlar aklıbaşında olanlar ve yenidünya düzenindeki düzensizliği yakînen takip edenler için çok da şaşırtıcı değildir. Lakin farkında olmayanlar yahut farkında olup da her türlü uyarıya kulak tıkayanlar, kendilerine altın kâse içinde sunulan iktidar nimetini, kerameti kendinden menkul bilip fütursuzca israf etme yolunu marifet bilmekteler. Sanıyorum, ellerine tarihi bir fırsat geçtiğine inanmaktalar. Her ne olursa ondan vazgeçmek istememekteler. Hâsılı zihinlerini nicedir kilitlemiş olan hastalıklı ve saplantılı fikirlerini ilelebet payidar etme hevesindeler. Hadsizce tahrip etmekten çekinmemekteler. Doğruları yalanlarla karıştırmaktalar. Hayali gerçekmişçesine pazarlamaktalar. Oyuncu iken senarist olduklarına inanmaktalar… Neticede “yeni”den “eski”ye dönmek zorunda kalacaklarının farkında değiller…
Olan oluyor.  Zarar görense Türkiye; Türk Milleti oluyor.

Geçmiş ibret almak içindir. İbret almayanlar içinse son, keşmekeş bakışlarda öne çıktığı gibi hiç de bulanık değildir. İbret almayanlar, kaybeder. Bu nedenle aslında kargaşa, bazılarınca sanıldığı kadar düzensiz bir durum değildir.

Düzensizliğin bir düzeni vardır. Eski Yunan’da kozmos (cosmos) ile kaos (chaos) iki zıt kavramdır. Eskiler kozmosu –düzenliliği- daha çok kaostan –düzensizlikten- uzak olma veya kurtulma olarak yorumladılar. Düzensizlik, kargaşa, keşmekeşlik, düzenli görünen evrenin içinden çıkıp geldiği bir bilinmezlikti. Bu nedenle Hesiodos, Theogoni’sinde “her şeyden önce kaos vardı” diyordu. Dünya –kozmos- ondan sonra var olmuştu. Bir bakıma düzenin atası, düzensizlikti. İnsanların ilgisini çeken düzensizlikten çok düzen oldu nice zaman. Düzene odaklandı insanlar. Düzensizlikten kaçmak istedi. Ancak düzensizlik hiçbir zaman bırakmadı insanın yakasını. Yavaş yavaş arayışın yönü değişir oldu. Olan ortadaydı zira. İstenen düzen olsa da hep bir düzensizlik de sahnedeydi. Yoksa her düzende bir düzensizlik mi vardı? Düzensizliğin bir düzeni olabilir miydi? 21. yüzyılın düzenini kuracak olan düzensiz sorulardı bunlar. Düzen, düzensiz olabilirdi. Düzensiz olan düzendi belki de.

Kaos kuramını benimseyenlere göre kaosun bir düzeni vardır. Esasen düzen düzensizliği yaratır. Kaosun matematiği vardır. Matematiği, mantığı olan bir kargaşadır. Mesela bir kelebeğin kanat çırpışı düzenlidir. Lakin bir kanat çırpış, kilometrelerce uzaklarda kasırgalara, fırtınalara neden olabilir. Birçoğumuz duyduğu bir kuramdır kelebeğin kanat çırpması ile çıkacak kasırga arasındaki inanılmaz muhtemel bağ ve matematik mantık.

Kaos gizemlidir. Cezbedicidir. Bir o kadar da verimli. Zira bilenler bilir. Balık, en iyi bulanık suda avlanır. Suyun durgun ve berrak olduğu yerde balık, pek bulunmaz şaşırmamışsa.  Öte yandan balık bulunduğu suyu bulandırır. Dolayısıyla balık peşinde olanlar bulanık sulara yönelirler. Bazen de balık umuduyla suların bulandırıldığı olur.

Türkiye, son zamanlarda bulanmıştır. Bulandırılmıştır. Bulanıklığın çokça sebebi içtedir. Bir kısmı da dışta. Dışta olan malumdur. Bizi asıl aldatan içimizde olandır. O hâle geldik ki, içimizdekilerin kafası hâlâ karışıktır. Kafası karışıklar, yetkili konumlara geldikçe, belki de, getirildikçe etkili olmaya başlamışlardır. Etkilidirler. Bilerek yahut bilmeden kargaşanın müsebbibi olmuşlardır. Olmaktadırlar.
Ortada bulanık bir su varsa, o su da balık avlamak isteyecek birileri hep çıkacaktır. Çıkmıştır da. Çıkmaktadır da. Burada sayıp dökmeye gerek olmayan sadece geçen sekiz on yılın bir dizi tatsız olayını düşünmek bile, kimin balık kimin balıkçı olduğunu kavramaya yetecektir.

21. yüzyılın küresel ölçekte siyasetine hâkim olacak görünen düzensizliğin “ne” olduğunu kavramak için, öncelikle kuramsal düzeyde bir fikre sahip olmak elzemdir. Bu, balık değil, balıkçı olmak istiyorsak üzerinde durmamız ve düşünmemiz gereken bir yenidünya düzenidir. Yenidünyanın düzensiz düzeni, günümüzde hayvan nüfusunun değişiminden borsanın iniş ve çıkışlarına kadar uzanan bir alanda etkisini hissettirmektedir. Mevzu sadece siyaset ve düzensizliğin düzenlemeye çalıştığı siyaset değildir. Fiziği ve matematiği olan bir kuramın sosyal meselelere uygulanmaya başlanmış olmasıdır. Devletlerin kaos kuramının öngörü ve verileri ile yeniden şekillendirilmek istenmesi, ihtimal, şekillenmesidir.

Bizim kanaatimiz, özellikle AKP iktidarı döneminde Sayın Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ile kaos kuramı, Türkiye’nin devlet siyasetinde alenen uygulanma imkânı bulmuştur. Daha önceki iktidarlar eliyle de kuram, zaman zaman Türkiye’ye yansıtılmak istenmiştir. Lakin arzu edildiği nispette etkili olmamıştır. Son uygulama, öncekilere nazaran daha dikkatli ve titizlikle hazırlanmıştır.
Türkiye, kerhen yaşamak zorunda kaldığı bir dizi musibetten sonra, aklı başına gelmiş gibi görünüyor. Lakin fark ettiğini dilden fiile indirmekte ayak sürüyor. Yapılması gereken gayet açıktır. Basiret ve feraset sahibi kişileri etkili ve yetkili mercilere getirmek. İşi ehline tevdi etmek. Türkiye bu konuda fakir değildir. Her alanda yetişmiş dürüst, vatanını ve milletini seven insanımız vardır.
Fırtınaya yakalanmışsa gemi, işinin ehli bir kaptansanız gemiyi kurtarma şansınız vardır. Aksi takdirde en sağlam gemiye sahip de olsanız, iş bilmez bir kaptanın yön vermeye çalıştığı gemi, batacaktır. Düzensizliğin söylediği düzen budur devlet ve siyasette.
Her kuram, meraklısına doğa ve gerçeklik hakkında bazı hakikatleri açıklamayı ve nihaî hakikatle yüzyüze gelebilmeyi vadeder. 1950’lerin oyun kuramının insan davranışını açıklayacağı ve onu denetleyeceği sanılıyordu. Ama beklentiler gerçekleşmedi. 1960’larda felaket teorilerine tutundu bazıları. Arkasından bulanık bakışlar geldi. Bu aralar elimizde düzensizlik söylemi var. Kaos, ciddi bir kuram olabilir de olmayabilir de. Bize düşen onun üzerine düşünmektir. Yoksa oyunların, felaketlerin, belirsizliğin, bulanıklığın izinde kendine yol bulan düzensizliğin düzenine kurban olmak değil. 

Yeni yılda düzensizliğin düzenini arayanlardan çok düzenin temeli olmuş bir millet olarak yeniden dünya ve ülke siyasetinde düzen verici olarak yer alma umudu ve dileği ile 2023 seçiminin huzur, mutluluk ve kut vermesini Cenabı Hak’tan niyaz ediyorum.

Yorum

BÜL Dem (doğrulanmamış) Sa, 16 Mayıs 2023 - 16:27

Kaos; Düzen doğuran düzensizlik.
Kaos olmasa idi. kozmos da olmazdı. Düzensiz olarak gördüğümüz 'şey'lerin için-de bir düzen vardır.
Düzensiz gibi vehmettiğimiz olayların içindeki gizli düzeni, örüntüyü algılayanlar kaos'un içindeki düzeni çözmüş olur, Davranışlarını ve eylemlerini bu gizli düzenin oluşturduğu örüntü algı'sına göre ilmek ilmek örerler.

Bazıları başlangıç koşullarına göre şekillenen gizli düzeni anlar, bazıları da anlamaz.

Önümüzdeki 20 yıl; kimin anladığını, kimin yanlış anladığını, kimin de hiç anlamadığını bize gösterecek.

Anlayanlardan ama doğru okuyup anlayanlardan olma ümidi ile...

Konuk (doğrulanmamış) Pa, 21 Mayıs 2023 - 19:16

Süleyman hocam kutlarım okuduğum en iyi yazınız diyebilirim. Din dışı toplumsal yazılar yazmanızı bekleriz.
Konuyu anlaşılır kıldığımız için teşekkür ederim.

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.