Tutunamayanlar

Araştırma


68’in rüzgarı, 1965 yılında ‘Kısmet’ ile yola çıkan Sadun Boro’yu dünya turunu tamamlamış bir denizci olarak İstanbul’a getirdi. Henüz sular durgunken yola çıkan Boro, 1966 yılında başlayan olaylarla 1968 yılında  döndüğü ülkesinde, bir kaosun kalbine demir attı. 

Her ne kadar dönemin başbakanı Süleyman Demirel yaşanan olayları kaygı verici bulmasa da, sadece Türkiye’de değil dünyanın dört bir yanında ayaklanmalar ve çatışmalar her geçen gün artı-yordu. Bazı ülkelerden farklı olarak Türkiye’de güçlü ve bilinçli bir işçi sınıfı yoktu ve gençler hem işçiler, hem emekçiler, hem de kendileri için eşit, adil ve barıştan yana bir dünyanın kavgası-nı veriyorlardı. zorbatv.dergi

Her gün yeni bir boykot başlıyor, bir yerler işgal ediliyor, bombalar atılıyor, üniversiteler hem sağ hem sol görüşten öğrencilerin öldürülmesi üzerine süresiz tatil ediliyordu. Ölenler umutlarıyla göçüp gitseler de, mücadelesine devam edenler hayal ettikleri dünyayı göremeyeceklerini o gün-lerde henüz bilmiyorlardı.

Sınıfsal ve yönetimsel kavgaların yanı sıra bilimde de ilginç gelişmelerin olduğu yıllardı. İnsanlı uzay aracı Apollo göğe yükselirken, Türkiye’de de bir hastaya ilk kez yapay kalp ameliyatı yapılı-yordu. Dr Kemal Beyazıt ve ekibin gerçekleştirdiği ameliyat sonrası yapay kalp takılan hasta sa-dece 18 saat hayata tutunabildi. Zaten o dönemde tutunabilmek bir hayli zordu. Bu sebepten ola-cak ki Oğuz Atay Tutunamayanlar romanını bu tarihte kaleme almaya başladı. 

1968 yılında Oğuz Atay eşinden boşanalı henüz bir sene olmuştu. Yakın dostu ve aynı zamanda ortağı olan Uğur Ünel de kendisiyle aynı kaderi paylaşmış o da eşi Sevin Seydi’den 1967 yılında boşanmıştı. Kim bilebilirdi, Uğur Ünel’in eski eşi Sevin Seydi’nin, Oğuz Atay’ın büyük aşkı ola-cağını…

Sevin Seydi bir ressamdı.  Liseyi Amerikan Kız Koleji’nde okuduktan sonra Londra’da resim eği-timi almış ardından da İstanbul’a dönmüştü. Dönemin iyi eğitimli kadınlarından olan Seydi için de, aynı zamanda arkadaşı olan Oğuz, hayatına damga vuracak bir aşkın öznesiydi. 

Oğuz Atay ile birlikte olmaya başladığı dönemde yaptığı resimlere SSZYR diye bir not düştüğü rivayet olunur. Söylencenin devamında, bu kısaltma, ‘Seni sevdiğim zamanlarda yaptığım resim-lerden’ şeklinde açılır.  Ancak ne Seydi ve ne resimleriyle ilgili bilgi/belgeye ulaşmak bir hayli zor.

Oğuz Atay bir yandan Tutunamayanlar’ı yazarken, Sevin Seydi de metni ingilizceye çevirmekte-dir. Büyük aşk büyük bir romanın da tohumunu atmıştır. Oğuz Atay’ın çağının çok ötesinde bir edebi dille kaleme  aldığı Tutunamayanlar 1970 yılında tamamlanarak TRT Roman Ödülü’ne la-yık görülür. Kitap elbette büyük aşk Sevin’e ithaf edilecektir. 

1971 senesinde roman Sinan Yayınları’ndan çıkar. Kapak resmi Sevin Seydi’ye aittir. İki cilt ha-linde basılacak olan kitabın 1971’de ilk cildi, 1972’de ikinci cildi basılır. Yazarın kendi deyimiyle insanı anlattığı romanı, dönemin edebiyat çevrelerince övgüyle anılsa da aslında hak ettiği değere yıllar sonra kavuşacaktır. 

Londra’da yaşayan Sevin Seydi, Oğuz Atay’ın hastalığı döneminde de kendisiyle yakından ilgile-nir ancak 1977’de Atay’ın ölümünden sonra ilişkileri ve Atay hakkında bir daha hiç konuşmaz. 1968’in öncesinde olduğu gibi günümüzde de insan bilimsel olarak Homo Sapiens diye anılsa da, Atay’ın romanında tanımladığı şekliyle, edebiyattaki karşılığı Disconnetus Erectus’tur.

*Yazar- Ayvalık Temmuz/2021
 

Yorum

Ersat (doğrulanmamış) Çar, 15 Eylül 2021 - 11:01

Cok guzel bir yazi. Teşekkürler

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.