Sadece Bir Oy!

Felsefe

Sadece Bir Oy!

Ozancan Dernek

Yasalar karşısında siyasal ve toplumsal haklar bakımından yurttaşlar arasında hiçbir ayrım olmaksızın bulunmada durumuna, anayasa hukukunda eşitlik denir. Oysa tartışılması gereken konu eşit insan kavramının hukuksal terimden ziyade pratik hayatta ne kadar uygulanabilir gözükmesidir. Toplumların siyasal tarihine baktığımızda eşitliği sağlayan veya tamamen istemeyen devlet yönetimlerini biliyoruz. Benim burada daha çok üzerinde durmam gereken eşitlik olgusunu savunup aslında bunu sağlamayan yönetim hali olacaktır. Eşitlik dediğimiz kavram, yukarıdaki tanım itibari ile hiçbir yurttaş arasında ayrım yapmamak olarak gözükse de hiçbir zaman böyle olmamıştır.

Tabi burada ki eşitlik herkesi kapsıyorsa, bu bağlamda benim eleştirim eşitliği sağlayan iktidarların hemen hepsi kendisini eşit görmemeyi bir zorunluluk haline getirip tamamen halktan bağımsız bir sınıf yapısı oluşturmasıdır. İktidarın söylemleri herkes eşittir, ama biz o eşitliğin içindeki eşitsiz yaşam hakkına sahip bireylerden başka bir şey değiliz, gerçeğidir. Daha da ileri giderek sizler eşit olarak oy kullanıp sizlerle eşit olmayan bizi seçmelisiniz derler. Her seçim zamanı dikkat edersek eğer, sandıkla seçim olan ülkelerde insanlara yöneltilen uyarı herkesin hakkını kullanarak sandık başına gidip oyunu kullanması yönündedir. Seçmenlerin kendisini sadece seçim zamanı önemli hissettiren bu söylemler insanları eşit oy hakkını kullanmaya sevk edip katılım oranını yükseltmekten başka hiçbir işe yaramaz.

Elbette seçim bir haktır, bu noktada katılmadığımı söylemiyorum. Fakat dikkat çekmek istediğim eşitlik gerçekliği altında insanların sadece haklar üzerinden eşit olduğunun dayatılması, ilkenin kendi gerçekliğine terstir. Hiçbir iktidar yoktur ki insanlar arasında sizler eşitsiziniz, toplumsal sınıf yoktur.  Veya sizlerle bizler arasında hiçbir sınıf ayrımı yoktur, desin.  Aksine eşitlik olgusunu kullanarak sosyal yaşam içerisinde kimsenin birbiri ile eşit olmadığını gösterirler veya yaşatırlar. Bu olguyu daha net açıklamak gerekirse herkesin yasalar önünde eşit fakat mahkemeye çıkıldığında kimin yasa koyucularla veya seçilmişlerle arası iyiyse eşitlik ibresi o yöne dönecektir.  Aslında bu noktada hak vermem gereken bir nokta var iktidar sahipleri böyle davranmazsa sanırım gücünü diğer insanlarla eşitler o durumda da iktidarda kalması her yanlış kararında daha da zorlaşır. Ama güç istencini oldukça elinde tutmak isteyen iktidarın Adolf Hitler’in pratikte yaptıklarını teoride yapması oldukça gülünçtür. 

Tarihte hiçbir iktidar yok ki halkının eşitliğini düşünsün, kendisinin beslendiği halk tabanını diğer desteklemeyen tabandan ayrı tutması dahi bir eşitsizlik göstergesidir. O halde diyebilirim ki eşitlik, sadece ülkelerin yüzde doksanında ütopya seviyesinde kalan bir olgudur.  Ama sadece oy kullanırken ülkelerin tümünde eşit olduğumuz net gerçekliğimizdir. Tüm vatandaşların seçimle iktidarı seçtiği toplumlar da eşit oy hakkına sahibiz ama eşit yaşam hakkına sahip değiliz.  Eşitlik, temelinde eşitsizliğin en net şekilde yaşadığımız gerçekliğini bu olgular bağlamında asla göz ardı etmemeliyiz.

Tüm söylemlerimi toparladığımda anlatmak istediğim eşitliğin, bireyleri ve aralarındaki farklılıkları en aza indirgemek ölçütünde değil aksine iktidarın gücünü meşru kılma yönünde sadece bir oy nidalarıyla eşitsiniz yalanını dayatmalarıdır.

Yorum

2. Erkan YAZARGAN (doğrulanmamış) Sa, 26 Eylül 2023 - 11:36

EŞİTLİĞE BAKIŞ

Bir kavram karmaşası ile karşı karşıyayız neden ve en kolayından nasıl çözeriz?

"Siyaset istediği için değil ZATEN eşit olduğumuz için siyaset bu üzerine kuruludur" dersek bu sorun çözülür kanımca.

Kafalar karışmasın!

Haydi, Napoleon' un o ünlü sözüne gönderme yapalım: "Tarih boyunca aslında egemen olan HER ZAMAN halktır. Biz yanlış yerlere bakmış olabiliriz". Kasım ayında vizyona girecek filmini de öneriyorum bu arada :)

Bu tip sorunların tümünün kaynağı istismardır. İnsan hatta canlı varlık olarak kendini tanıdıktan sonra diğer insan hatta canlı varlıklarla aranda bir eşitliğin olduğunu öğrenir, anlarsın. Bu cümleyi mistik, hayali, olmayan, ütopik, ideolojik veya başka kurgusal kurmadım. ZATEN öyle olduğu için kurdum. Buna rağmen siyaset yapan veya yapmaya çalışanların istismarsız samimi kuracağı tüm cümleler aynı yere çıkacaktır.

Sevgi ile...

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.