Günümüzde Kimlik Neden Önem Kazandı?

Genç Düşünce

Günümüzde Kimlik Neden Önem Kazandı?


Faruk Çelik

Günümüzde son 10 - 15 yıldır yapılan akademik araştırmalara bakıldığında, genellikle “kimlik” konusu üzerine yapıldığı çok açık bir şekilde görülür. Kimlik problemini her açıdan çalışan araştırmacıların çoğalması hem bireysel çatışmaların hem de toplumsal sorunların artması sonucu olduğunu biliyoruz. 
Fransız devrimiyle başlayan bireyselcilik sanatta, sanat ve zanaat ayrımını yapmasına olanak sağladı. Sanat ve zanaatı bir bütün anlamında kullanılan tekhne kavramı yerine sanatın biricikliğini, sanatçının elinden çıkan bir yapıtı tarif eden sanat sözcüğü kullanılmaya başlandı. Nitekim bu ayrım ressamlara ‘usta’ kavramı yerine sanatçı kavramı kullanılmaya başlandı. Bu ayrım sanatçının yeni bir kimlik edinmesine neden oldu. Ancak bu başlangıcın asıl kırılma noktası ikinci dünya savaşında olduğunu görürüz. Savaşın yaşattığı buhran, insanları yeni dünya düzeninde yabancılaştırdı ve aidiyet olma durumunda kimlik sorgulamalarını başlattırdı.
İnsanın öncelikli olarak kendi benliğini tanımadan dışarıdan bir kimlik kazanması neredeyse olanaksızdır. Dahası insanın bir kimlik kazanma isteği ne kadar güçlü olursa olsun kalıplaşmış bir kimliği sadece kendisine istemesi, başkalarının tasarladığı hayatı yaşamayla aynı anlama gelir. Birçok düşünüre göre kimlik kazanmanın farklı yolları tarif edilmiştir. Maslow’a göre piramidin en üstü olarak gördüğü “kendini gerçekleştirme” son basamağıyla bir kimlik olgusunu düşünceleriyle belirli basamaklarla erişilebileceğini anlatır. Nietzsche’ye göre “üst ben” başka bir deyişle “üstün insan” olgusuyla bir varlık alanını kendisi inşa eden bir insan tarif yapar. Nitekim kimlik insanın yaşamında yer alan, hayat biçimini ortaya koyacak bir yaşam olgusunu ifade eder. Başka bir deyişle insanın iç yapısını, yaşamın sürekliliğini toplumsal normlarla devam ettiren kültürel bir oluşum süreci olarak da karşımıza çıkar. Ancak bu kültürel oluşum toplumun içinde yer alacak benliğinin özü itibariyle etkileşim içerisinde oluşan süreci ifade eder. Sanat ve kimlik birbiriyle bağlantılı olması, sanatçının kimliğiyle icra ettiği eserleri, yaşamın gerçekliğinden oluşturup bir kimlik kazandırması açısından önem kazanır. 
Buraya kadar kimliğin oluşum sürecinin birey ve toplum arasındaki bağlamını ve sanatçının ürettiği sanat eseri üzerindeki önemini kısaca irdeledik. Sanatçının ikinci dünya savaşı sonra küreselleşen dünyada kimlik sorununa değineceğiz. İkinci dünya savaşından sonra sanatın Amerika’ya taşınmasıyla, kapitalizmin üretim alanlarını genişletmiş ve ‘tek tip insan’ kimliği modeli yaratma fikrini yaygınlaştırmıştır. Aytül Papila, bu konuda ‘Kimliğin Anlatım Aracı Olarak Sanat’ adlı makalesinde şunları söyler: Kimliğin, bireyin kendini görme biçimi mi yoksa toplumun bireyi görme biçimi mi olduğu, ulusal ve yerel (etnik) kimliklerin ne derece içselleştiği, kapitalizmin tanımladığı kimliğin “küresel” dayatmacılığı, mevcut ve olmak istenilen kimlik arasındaki çelişkileri, kimliğin değiştirilebilir olup olmadığı, kimliğin sanat eseri üzerinden ifadesi ve bu ifadenin biçimleri üzerinde yoğunlaşır, olduğunu söyler.
Bu süreçte sanatçıların kültürel yozlaşma, sosyal, psikolojik, politik, çöküş gibi konuların sanatçılarda umutsuz, karanlık ve kışkırtma içerikli eserler üretmesi küreselleşen dünyada yeni bir kimlik olgusunu tartışmayı beraberinde getirir. Özellikle Sigmar Polke, Cindy Sherman, Mathew Barney, Sherrie Levine, John Baldessari ve Eric Fischl gibi çağdaş sanatçıların eserlerinde küresel dünyada yeni kimlik sorunlarını tartışmaya açmış ve bu yönde çalışmalar üretmişlerdir. Dahası eserlerinde toplumsal yapının değişimlerini kültürel değerlerin sosyolojik olarak sorguladıkları, teknolojin gelişmesiyle birlikte tek tip insan modeli veya tek tip düşünen insan modelini teknolojiyle beraber sisteme entegre etmeye çalışılması ve bunu kimliklerin kontrol altında alıp izlenmesi, günümüzde sanatçıların zaman ve mekân algısını yeniden ele almalarını beraberinde getirir. Bu yaklaşımla son zamanlarda araştırma konularına sıkça karşılaşılan kimlik problemi ve sanatçıların bu yönde eserleri irdelemeleri tesadüf olmasa gerek.

Yorum

Konuk (doğrulanmamış) Sa, 15 Kasım 2022 - 21:01

Sevgili Faruk kardeşim
Güzel bir yazı. Ancak öğrenmek istediğim bu bin yılın önceliği mi kimlik yoksa tarihin çözümsüz sorunu mu. Bir de sanat kimlik bağı oluşturur mu? Sevgiler

Konuk (doğrulanmamış) Pt, 21 Kasım 2022 - 20:58

Kimlik her dönem kişilik bakışını oluşturur. Dijital çağla birlikte kimlikler asiniyor diye düşünüyorum. Belki bu açıdan da bakmalıyız. Yüreğinize sağlık.

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.