Pera’da Kitsch (Kiç) Sanat: Bayağı mı Yoksa Normların Yıkımı mı?

Görsel Sanatlar

Pera’da Kitsch (Kiç) Sanat: Bayağı mı Yoksa Normların Yıkımı mı?

Simay Özlü Diniz

zorbatv.dergi

Pera Müzesi’nde 2021 yazında sergilenen “Zevk Meselesi” adlı kitsch (kiç) sanat sergisine katılma fırsatı buldum. Sergiye değinmeden önce bu kavramın tanımları ve güncel sanattaki yeri hakkındaki tartışmalara yer vermek yerinde olur. Kitsch tüketicilerde estetik etki bırakan ancak sanatsal bir değeri olmayan ürünler olarak tanımlanır. Var olan bir tarzın aşağı bir kopyası, taklidi ve bayağı parçalarıdır. Bir nevi gösterişli, zevkten yoksun, kolayca pazarlanan ürünlerdir. Aynı zamanda yoz, ucuz, kişiliksiz, zevksiz, çirkin ve değersiz objelere ve görsellere verilen isimdir. Kitleler üzerinde yoğun duygular uyandırır, romantize edilir, kısa sürede benimsenir ve geçidir; aynı pop kültür gibi. Genellikle yeni zengin veya alt sosyal sınıflara hitap eder ve “yüksek sanat”ın karşısına konumlandırılır. Sanayi Devrimi ve modernleşme ile birlikte kitle kültürü ve üretimiyle ortaya çıkmıştır. Yoğun tüketim kültürüne hitap eder, kapitalist düzenin bir uzantısıdır. Kültürel yetersizlik ve sanayileşme kitsch’in üremesine ve yayılmasına ortam yaratır. Özellikle reklam ajansları ve ideolojik partiler kitsch’i kullanır. Örneğin, Nokia’nın “insanları birleştirir” sloganıyla birlikte Michelangelo’nun “Ademin Yaratılması” tablosunu kullanması gibi. Bir diğer deyişle, bu olgu sanatın metalaşmasını anlatır. Duygusal yoğunluk yaratması kitsch’in önemli özelliğidir. Buna doğum, aile, küçük köpekler, gözü yaşlı çocuklar, sevgi nostalji, şehvetli dudaklar, dini duygular örnek verilebilir. Kitsch’te sanat eseri ile izleyen arasındaki ilişki yüzeyseldir, derin bir bağ kurulmaz. Burada hazdan ziyade geçici beğeni öndedir. 

Kitsch kelimesi başka bir bakış açısına göre sanatta zevksizlik değil, genel geçerli normların yıkımıdır. Normsuzluk da zevk kavramını değiştirir. Zevk ise bireysel değil toplumsal bir değer sistemidir; toplumla birlikte değişir. Kitsch farklı kültürlerin bileşiminden oluşur bu anlamda post-moderndir. Toplumun gereksinimlerine, ekonomik ve sosyal yapıya göre değişir. Aynı zamanda bir ürünün ithal edildiği ülkede anlam değiştirip farklı amaçlarla kullanılması anlamına da gelir. İki geleneğe de tam olarak ait değildir. Batı ve doğu kültürünün birlikte kullanımı gibi. Sanat yapıtlarının fabrikasyon taklitleri kitsch’e örnektir. 

Bu akımın öncülerine İtalyan sanatçı Marco Sodano gösterilebilir. Legolardan oluşturduğu Leonardo Da Vinci’nin “Mona Lisa” veya Joannes Vermeer’in “İnci Küpeli Kız” portreleri örnek teşkil eder. Kitsch kavramı sanat dünyasına 20. yy.ın en önemli sanat eleştirmenlerinden olan Amerikalı Clement Greenberg’in, “Avangard ve Kitsch” adlı makalesi ile girmiştir. Pop Art’ın kurucusu sayılan Andy Warhol ise bu alandaki sanatın yolunu açar. Yine Campbell, çorba kutuları ve ünlü kişilerin portrelerinden kitsch eserler üretir. Jeff Koons ise kitsch plastik ve heykel çağdaş sanatçılarındandır. Jean Baudrillard kitsch’i gerçek olmayan, taklit (simülasyon) ile özdeşleştirir. Milan Kundera’ya göre ise kitsch kaçınılmazdır. Aslında bu tür ürünler gündelik yaşamda çevremizi sarmış durumdadır. 

Kitsch kavramına bu girişin ardından yazıma Pera’daki sanat sergisindeki deneyimimle devam edeceğim. Beyoğlu’nda yer alan Pera Müzesi, sürekli sergilenen koleksiyon sergilerinin yanı sıra süreli sergiler, eğitimler, film ve konser etkinliklerine yer vermektedir. 2021 yazında (Şubat – Ağustos) sergilenen kitsch sanat sergisinde 13 sanatçı ve kolektif bir araya gelmiş. “Zevk Meselesi” isimli sergi, anlamı değişen kitsch kavramının günümüz görsel kültürüyle kurduğu ilişkiye odaklanıyor. Bu kavramı aşağı görmek yerine güncel sanat ile ilişkisi ve toplumun sınıfsal sistemi irdeleniyor. Sergi genel olarak beğeni kavramının sınıfsal gösterge olarak kullanımını sorguluyor. Yüksek sanat ile kitle kültürü, Doğu ile Batı değerleri kıyaslanırken eril ve seçkinci bakış açıları eleştiriliyor. Ayrıca nesne kültüründen dijitalleşmeye geçişe de yer veriliyor.  

Serginin en üst katında yer alan ilk eser, Amerikalı sanatçılar Alex da Corte ve Jayson Musson’un “Doğusporları” (2014) adlı projeksiyon yansıtmalı video görseli, halı, neon, sandalye, yapay portakal ve portakal yağı esansı içeren çalışmasından oluşuyor.zorbatv.dergi

Eser sosyal medyanın banalliğine, tüketim kültürüne, günümüz görsel zevkine, Batı ile Doğu farkına ve kitle ile yüksek kültür farkına gönderme yapıyor. Son derece renkli olan bu çalışma kapladığı alan, koku, ses ve üç taraflı video görseli ile farklı duyulara hitap ederek derin bir etki yaratıyor. Aynı katta yer alan Hayırlı Evlat’ın “Bırak Kendini” (2019) adlı video klibi ve şarkısı ise anketlerde Türkiye’nin en mutlu şehri çıkan Sinop’ta çekilmiş. Eserde turizm reklamlarında yaratılan yapay mutluluk algısı eleştiriliyor. Doğrusu neşeli şarkısıyla bu klip çok eğlenceli ve hicivli; ben gülerek izledim. İzlerken de günümüzdeki mutluluk kavramını irdeledim. Slavs and Tatars Sanat Kolektifi’nin “Dönmek & Turşu Suyu ve Ceza” (2019-2021) adlı eserleri ise bana kalırsa serginin en ilgi çekici olanlarından. Doğu ile Batı kültürünün farklarını turşu suyu üzerinden anlatan anonim sanatçılar aynı zamanda çürüme, yozlaşma kavramlarına da turşu üzerinden vurgu yapıyor. Doğu’da ev yapımı olan ve alkolün etkisine iyi gelen turşu suyu, Batı’da bir sporcu içeceği olarak tercih ediliyor. Doğu’nun PVC kesimli perdeleri ile Batı’nın insansız, metal ve cam malzemeli içecek dolapları coğrafya farkının altını çiziyor. İlk bakışta müzenin içindeki bir içecek kutusu gibi görünen eser izleyiciyi şaşırtıyor. Yan yana bakıldığında ise Doğu ile Batı kültürünün farkının bu ufacık örnekte apaçık ortaya konuyor olması çok çarpıcı. Doğrusu bir konuyu anlatmanın oldukça yaratıcı bir yolu olduğunu söyleyerek sanatçıların hakkını vermek lazım. 

Bir alt katta yer alan ve Brezilyalı sanatçı Bruno Miguel, “Yemek Odasındaki Bu İnsanlar” (2012-2014) adlı eserinde bit pazarlarından topladığı parçaları köpük, sprey, tel, reçine ve hamur gibi farklı malzemelerle melez formlarda yeniden yaratmış. Yerleştirme (enstalasyon) eser, karmakarışık yapısıyla Rio Karnavalı’nın renkleri ile alt-üst sınıf farklarına gönderme yapıyor.

zorbatv.dergiEstetik konusunu yeniden sorgulatan eser izleyiciye neyin güzel olduğunu düşündürüyor. Farklı materyallerin bir araya gelişi ise post-modernizmin patiş (patiche) kavramıyla örtüşüyor. Benim en beğendiğim eserlerden biri ise Amerikalı sanatçı Nick Cave’in “Drive-by” (2011) adlı video çalışması oldu. Sanatçı ve dansçı olan Cave, 1992’den beri “ses-giysisi” (soundsuit) adını verdiği ve boncuk, püskül gibi ses çıkaran malzemelerden oluşan kostümlerini tasarlayarak ünlenmiş. Gündelik malzemelerden ürettiği giysiler bedeni tamamen kapatarak ırk, sınıf, cinsiyet gibi farkları göze görünmez kılıyor. Sergideki videoda, bu biçimsiz ve klasik güzellik anlayışından uzak kostümleri giymiş dansçılar hareketli müzikler eşliğinde özgürce hareket ediyor. Sade bir arka fon üzerinde bir festival coşkusuyla dans eden figürlerle düzenlenen eser, dakikalarca izleyicinin ilgisini canlı tutuyor ve onlarla birlikte dans etme isteği uyandırıyor. 

Türk sanatçılardan ise en ilgimi çeken Volkan Aslan’ın “Seni Gördüğüme Sevindim” (2021) adlı eseri oldu. Yerleştirme tekniğiyle yapılmış eser, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan seçilen parçalardan oluşuyor. Orijinal, kopya, gerçek ve sahte gibi kavramlar sorgulanırken parçalar ufak dokunuşlarla bazen komik bazen ürkünç farklı objelere dönüşüyor. Bir diğer ilgi çekici eser Çinli sanatçı Miao Ying’e ait. 60’lı yılların ünlü Amerikalı R&B şarkıcısı Lionel Richie’nin “Aradığın Ben Miyim?” (Is It Me You’re Looking For?) adlı müzik videosunda öpüşme sahnesinin kesintisi Çin’deki internet sansürlerine gönderme yapıyor. Pek çok küresel internet uygulamasının yasak olduğu ülkede bu durum “Çin Güvenlik Seddi” veya “Çinternet” olarak da adlandırılıyor. Çince internet şiirleri ve kitlesel sosyal medya kültürüne de yer veren Ying, internetin günümüzdeki önemini vurgularken sanattaki yerini de sorgulatıyor. Duvara monte edilmiş ekrana yansıtılarak tasarlanmış bu türdeki eserlere günümüzde sıkça rastlanıyor. 

Pera Müzesi’nin “Kitsch Sanat Sergisi” benim için yine keşiflerle dolu bir tecrübeydi. Kitle kültürüne ait kitsch kavramının sanatsal olarak sorgulanması, Doğu-Batı karşıtlığı ve sentezi, yüksek kültür ve alt kültür sanatı kıyaslaması çok ilgi çekiciydi. Alt kültüre ait gerçeklerin yeniden yaratılarak işlenmesi ve güncel toplumu aynalaması açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Halka ışık tutma misyonu sebebiyle de onun gerçeklerinden uzak bir sanat düşünemeyiz. Bu sebeple kitlelerin ticari de olsa benimsediği zevklerin bir sanatçı tarafından bilinmesi gerektiğine inanıyorum. Aslında modern sanat kitsch kavramını alarak yeniden tanımlıyor, kendine göre yorumluyor ve ortaya başarıyla bir toplum analizi koyuyor. Bir nevi Pop Art gibi popüler kültürü anlatıyor. Ancak kitsch tek başına bir sanat olarak tanımlanamıyor. Postmodern toplumun herşeyi içine alan yapısı kitsch’i de sanat olarak kabul edip Pop Art’ın içinde yediriyor. Kitsch tek başına çoğunlukla tek anlamlı, ciddi ve belirli iken modern sanat akımının içinde ironik, espirili, çok anlamlı ve eleştirel bir boyut kazanıyor. Kitle kültürünü ve güzellik anlayışını eleştirerek normları yıkıyor. Postmodern eserler olgulara, olaylara ve nesnelere yorum gerektirerek yeni anlamlar kazandırıyor. Kitsch veya pop art, grafitti, sokak sanatı, sürdürülebilir sanat hepsi sanatın güncel değişimine birer örnek. Sanatı sınırlandırmak, bir kalıba sokmak ise ilerlemenin önünde durmak demek. Bu yüzden de hep yeni fikirlere ve güncel gelişimlere açık olmak gerek. İzleyici ile sürekli bir etkileşim içinde olan ve sürekli değişen bir olgu sanat. Hep keşfe açık, hep heyecan verici, hep yenilikçi. 

Kaynak:
Kavrakoğlu, F., (2013). Kitsch (kiş), Kavrakoğlu İnternet Sitesi. (20.01.22 - https://kavrakoglu.com/kitsch-kic/) 
Şahin, H., (2016). Sanatta kitsch olgusu üzerine. Akdeniz Sanat Dergisi, 9(17), 1-27.
(https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/275514)

Şakarcan, B., (2016). Kitsch sanat üzerine, Artkolik İnternet Sitesi. (20.01.22 -https://www.artkolik.net/yazilar/kitsch-sanat-uzerine-3053)

    

Foto Galeri

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.