Polat Canpolat İllüstrasyonu kitaptan koparınca farklı bir şeye dönüşüyor.

Görsel Sanatlar

Söyleşi :Kemal Aslan

zorbatv

Türkiye’de İllüstrasyon alanında epey gidilecek yol var daha. Yayınevleri maliyet nedeniyle bu alanda yeterli performansı sergilemiyor. Oysa illüstrasyon esere ruh veriyor” ZorbaTVdergi Ağustos sayısı için İllüstrasyon sanatçısı Polat Canpolat sanatı üzerine nitelikli  bir sohbet gerçekleştirdik.

Önce sizi tanıyalım. Bir illüstratör olarak neler yaptınız? Bugüne nasıl geldiniz?

Kısaca anlatayım. Aslında ben illüstrasyon eğitimi almadım. Ben sahne tasarımı eğitimi alarak tasarım eğitimine başladım. Ama üniversite eğitimi öncesinde de çizerlik yaptığım için daha öne dergilerde kitap resimlemeye lise yıllarında başlamıştım. Hatta lisede sınıf arkadaşlarımın bir şiir kitabı vardı ilk kapak tasarımını illüstrasyonları onlar için yapmıştım. Sonrasında hem dergilerde çizmeye devam ettim hem kitap illüstrasyonları yapmayı sürdürdüm. Bu süreçte kendi projelerim de oldu. Bunlardan en önemlisi Salname kart destesi yaptım eşimle birlikte. Profesyonel olarak bütün gelirimi kazandığım iş aslında illüstratörlük değil ama kendimi bildim bileli de bu işi de yapıyorum.

Peki, bir illüstratör olmak için neler gerekiyor?

Normalde bir grafik tasarımı eğitimi iki boyutlu tasarım eğitimi önemli. Ama grafik tasarımı eğitimi yokken ressamlardan da çok iyi illüstratörler çıkıyor. Önemli olan burada iki boyutlu tasarım eğitimini almış olmak. Çizim tekniklerini, tasarım yöntemlerini biliyor olmak önemli. Benim kendimden gördüğüm bu işi sevmeme ve iyi yaptığımı düşünmeme sebep olan şey dramaturji eğitimi. Yani bir metni okuyup, metin analizinin ne şekilde yapılması gerektiğinin tiyatro metinleri üzerinden ve şiir üzerinden biz daha çok gördük. Dolayısıyla da bu bana metin inceleme konusunda çok yardımcı oldu.  Grafik okuyup da illüstrasyon yapan, ya da resim okuyup bu alanda çalışmalar yapacak olanların da metin analizi yapabilmeleri bu konuda kendilerini geliştirmeleri gerektiğini düşünüyorum.

 

Bir edebi metni bu şiir olabilir roman olabilir. Bir illüstratör olarak ona nasıl ruh veriyorsunuz? O metne yabancılaşıp onu yeniden nasıl üretebiliyorsunuz? Kısaca tasarım sürecini nasıl oluyor, anlatır mısınız?

Tasarım süreci kronolojik olarak sıralayabileceğimiz bölümlerden oluşuyor. Bunlardan ilki metnin okunmasıdır. Bu süreçte metinle ilgili ilk taslakları çiziyoruz, oradan kendimize referans alabileceğimiz cümleleri kelimeleri çıkartıyoruz. Bunu yaptıktan sonra diğer bütün tasarımlarda olduğu gibi dinlendirme sürecinden geçiyoruz. Bu süreçte yaklaşık bir hafta boyunca incelediğimiz metinle ilgili hiçbir şey yapmıyoruz. Onun dışında başka şeylerle ilgileniyoruz. O bir hafta bizim metne işe uzaklaşmamızı yabancılaşmamızı sağlıyor.

Yani bir tür unutma süreci mi?

Evet, bir tür unutma süreci. O, geçtikten sonra metne tekrar dönüyoruz. Bu sefer hiçbir incelemeye bakmadan sadece eskizler üzerine yoğunlaşıp baştan bu sefer en temiz en son tasarım sürecine bu aşamada başlıyoruz. Orada da şöyle bir süreç var: İlk yaptığımız eskizler daha çok metin bazlı oluyor. Dinlendirmeden sonra bu sefer serbest çağrışım üzerinden farklı tekniklerle o eskizlerin çeşitlendirilmesini yapıyoruz. O varyasyonlar içerisinden sonra en nihai sonuç çıkıyor.

zorbatv

Tasarımda kullandığınız teknikler neye göre değişiyor.

Kullandığımız tekniklerde eserin belirleyici rolü var. Malzemenin de tekniğin kendine has dokusu, anlattığı duygu olabiliyor. Akışkan daha tesadüfi şeylere yer verebileceğimiz sulu boya, mürekkep gibi tekniklerin yanında daha kontrollü devam edebileceğimiz kalemle çalışmalar pastel gibi kuru yöntemler tercih edebiliriz. Ya da daha da tesadüfi olacak biçimde cam arası resim gibi baskı teknikleri deneyip farklı efektler elde edebiliriz. Karışık teknik de kullanabiliyoruz. Mesela bir mürekkep ya da sulu boya efekt kullandık fakat bunu olduğu gibi kullanmak isteniyoruz biraz daha kontrol etmek istiyoruz diyelim. Onu tekrar dijital platformda ya da eski tip baskı, fotokopi teknikleriyle biraz daha kontrollü bir noktaya çekebiliyoruz.

İllüstrasyonda en zor şey bir öykü ya da romanda karakteri canlandırmak olsa gerek. Bu şiirde birkaç dizeyle yapılabilir ama siz tek bir görüntü üzerine onu yoğunlaştırıp görsel imgeye dönüştürüyorsunuz. Bu oldukça zor. Bunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Sözün görselleştirme sürecinde metinden bazı şeyler kaybedilebilir. Çünkü bir görsele indirgemek ve orada imgenin yoğunlaşmasını sağlamak gerekiyor. Görsel imgenin ortaya başka bir gerçeklik koyuyor. Hem metinle birlikte hem de metnin dışında var olan bir imgeye dönüşüyor. Tam bir diyalektik ilişki hem metnin içinde hem de dışında.

Türkiye’de illüstrasyon konusunu özellikle estetik sanatlarda edebi yazımda nasıl görüyorsunuz? Yeterince kullanılıyor mu?

Yeni nesil illüstrasyon sanatçısı çok fazla var. Özellikle yeni nesil ebedi yayınlarda çok kullanılıyor. Benim de içinde olduğum Fantastik Bilim Kurgu Sanatları Derneği’nin yayınlarında ve oranın yazarlarında, işlerinde çok iyi illüstratörler çalışıyor. Bunun nedeni bu alanda illüstrasyon eğitimlerinin lisans ve ön lisans düzeyinde verilmesiyle de ilgili.

Türkiye’de yayınevlerinin illüstrasyonlara yaklaşımı ne? Maliyet nedeniyle daha mı uzak duruyorlar bu konuya?

Yayınevleri bu konuya maliyet nedeniyle pek sıcak bakmıyorlar. Bir illüstratör ile çalışmak onlar açısından maliyeti artıcı bir öğe. Ancak kişisel düzeyde yazarlar ve şairler birlikte çalışıp eserlerinde illüstrasyonlara yer veriyor. Yayınevlerinde çalışan illüstratörlerin daha çok çocuk ve ders ya da test kitaplarında çalışmalarına yer veriliyor. İllüstratörler de her ay belirli sayıda kitapla ilgili proje geliştirmek durumunda kaldıklarından standart işler çıkıyor ortaya. Özgün çalışmalar daha az oluyor bu durumda.

O zaman Türkiye’de Batıya göre daha gidecek epey yol var.

Evet. Çünkü bizde bu alanda çalışanların batıdakiler gibi serbestliği yok. Ben bir illüstratör olarak bütün geçimimi buradan sağlamadığım için daha rahatım. Ama geçimini bu alandan sağlamaya çalıştığı zaman istemediği çok fazla iş yapmak zorunda kalıyor.

Bu durumda yaratıcılığı, özgünlüğü öldürüyor ya da standart bir biçime sokuyor, değil mi?

Kesinlikle. İster istemez illüstratör bir üretim çizgisinde üretimini yapmak zorunda kalıyor bu durumda. O çizgiden çıkmak da çok zorlaşıyor. Çünkü artık katılaşmaya başlıyor bu alanda yapacaklarınız. Belirli çizgiler oluşuyor. Yani bir standart benimseniyor ve o standarda göre üretim gerçekleştiriliyor. Bu durumda gelen farklı esere o eserin gerektirdiği özeni, farklı bakış açısını göstermek mümkün olmuyor.

 

İlerde bu yaptığınız illüstrasyonlardan bir sergi açmayı düşünmez misiniz?

Daha önce resimlediğim projelerde bunu yaptım. İllüstrasyonu kitaptan koparınca farklı bir şeye dönüşüyor. O tek başına resim olarak başka bir şey anlatıyor. Ama o anlattığı bütünlüğe yazılı metin ile kavuşuyor. Metinle birlikte daha anlamlı ve değerli oluyor. O yüzden de sergilerken daha önceki sergilerimde o resim hangi kitaba ait ise o kitaba da sergimde yer vermiştim. İlerde böyle bir şeyi yeniden yapabilirim. Ama onların yeri metnin içi. Onları oradan koparmanın bütünlüklerini bozacağını düşünüyorum.

Kısaca kendinizi Polat Canpolat’ı tanımlasanız ne derdiniz?

Kendimi birkaç cümle ile açıklamak zor ama. Aldığım eğitim doğrultusunda çalışmalarımı yürütmekten mutluyum. Benim için metin olmadan üretmek çok zor. Gerek tiyatroda gerekse edebi metinlerde bir metne bağlı üretmeye çok alışkınım. O yüzden de hayatımda da buna dair eğilim gösteriyorum. Nasıl oluyor bu? Her ilişkide her yaşanan olayda mutlaka mutlaka bir alt metin arama söz konusu oluyor. Yani öküz altında buzağı arama gibi bir şey bu. Bu yaşam için biraz zorlayıcı bir durum.

Bundan sonra hedefiniz nedir?

Bundan sonraki hedefim çalışmalarıma yurtdışında devam etmek. Yakın zamanda umuyorum Londra’da yaşamaya başlayacağım ve orada dışarıda bu iş nasıl yapılıyor? Yabancı yazarlar ve yazarlarla çalışmalar nasıl yapılıyor? Bunlara bakıp orada var olamaya çalışacağım.

Size Londra’daki yaşamınızda şimdide başarılar dilerim.

Teşekkür ederim.

 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.