Derin Bir Romantik: Frederic Chopin

Gösteri Sanatları

Derin Bir Romantik: Frederic Chopin

Ayberk Durgut

zorbatv


Bu yazı, özellikle çoğu amatör müzisyenin Chopin’in müziğine girişte çaldığı eserlerden birisi olan La Majör, Prelüd Op.28 No.7 eserinin tekniksel ve yorumsal incelenmesini içermektedir. Bu yazının amacı, Chopin’in saf müziğindeki derin anlamları gerek tekniksel gerek yorumsal ve icrasal olarak okuyucunun ve müzisyenin fark etmesini sağlamaktır. Ayrıca bu Prelüd’ün incelenmesi de Türk Klasik Müzik camiası için iyi bir rehber olması umut edilerek yazılmıştır. Öncelikle eserin teknik analizine girmeden önce Chopin’i ve Prelüd terimini tanımalıyız. Chopin’in hayatının kısa bir anlatımıyla yazımıza başlayalım. Sonrasında tanımlayacağımız Prelüd teriminin ardından eserin incelemesine de giriş yapacağız. Ufak bir not düşeyim. İnceleme akademik seviyede bir tez yazısı ciddiyetinde olmaktan daha çok bir izah amacı taşımaktadır. Bu amacı ve gayreti bilerek yazıyı yorumlamak daha doğru olacaktır. Başlığımız Derin Bir Romantik: Frederic Chopin.

Derin Bir Romantik: Frederic Chopin

(Bu yazı esasında Chopin’in hayatı için yazılmadığından bu kısım olabildiğince kısa tutulmaya çalışılmıştır.) Frederic Chopin 1 Mart (?) 1810 tarihinde Polonya’nın Zelazowa Wola köyünde dünyaya gelen bir insandı. Zelazowa Wola, Polonya’nın merkezine biraz uzaklıkta bulunan sakin bir yerleşim yeriydi. Babası Nicolas Chopin aynı zamanda müzisyendi ve oğlunun bir müzisyen olarak gelişmesini arzuluyordu. Chopin’in doğum günü ile ilgili çeşitli argümanlar vardır. Nicolas Chopin tam olarak günün perşembe olduğunu hatırlasa da hangi perşembe olduğunu hatırlayamadığından Frederic Chopin’in doğum günü ya 22 Şubat 1810 diye anılır ya da 1 Mart diye. Uluslararası Frederic Chopin Enstitüsü’nün resmi aldığı tarih 1 Mart 1810’dur. Chopin’in vaftizinin 1 hafa gecikmesinden bu karışıklığın kaynaklandığı düşünülüyor. İlk eserlerini 7 yaşında yazmaya başlayan Chopin, yazım konusunda babasından yardım alıyordu. İlk eseri olan Sol Minör tonundaki Polonez’i yazdığında sadece 7 yaşındaydı küçük Chopin. Eser hayatı boyunca yayınlanmamış ve Opus Posthume olarak Chopin’in ölmesinden sonraki yıllarda yayınlanmıştır. Eserin başlangıcı ve ilerleyişi oldukça Mozart’ı andırır. Chopin’in büyük bir Mozart ve Bach hayranı olduğunu söylemek de elbet yanlış olmaz. Yazım amatörcedir ve Nicolas Chopin tarafından yazılmıştır. Chopin daha sonrasında eseri düzeltmeye gerek duymamıştır ve kaybolması umuduyla asla yayınlamamıştır. Elbette o yaştaki Chopin için Trio bölümlü bir Polonez yazmak oldukça iddialıydı. Küçük müzisyenin ün kazanmasında elbette bu eserin etkisi sanıldığından büyük oldu. Chopin’in başarısı babasının farkındalığı sayesinde daha da büyüdü ve Chopin elbet Zelazowa Wola’dan ayrıldı. Ayrıca ekstradan söylemek gerekir ki ilk eserinin Polonez olması, onun milliyetçi kişiliğinin ilk tohumlarının daha 7 yaşındayken bile atıldığını gösterir. (Polonez Polonya’ya özgü müzik formudur.) Büyüyen Chopin konserlere çıkmaya başlar. Hayatı boyunca yalnızca 35 tane konser (yaklaşık) vermiş olan Chopin için hayatının en büyük adımlarıydı bu gençlik çağları. Ufaktan orkestral eserlere de el atmaya başlar bu sırada ve Fa Minör tonunda bir Piyano Konçertosu besteleme hazırlıklarına girer. (Bilinen bir yanılgı vardır o da aslında Fa Minör tonundaki 2 numaralı Piyano Konçertosu kronolojik olarak daha öncesinde yazılmıştır. Sonrasında da Mi Minör ‘Grand Concerto’ bestelenir.) Chopin’in ilerleyişi devam eder. Rusya’nın baskıcı tavrı Chopin’in gençliğini adeta mahveder. Polonya’da geçirdiği ömrünün sonlarına gelmenin verdiği üzüntü onu kalben ve maneviyeten oldukça yıpratır. Genç Chopin Polonya’da geçireceği son yıllarda aşık olur fakat ne yazık ki uzun sürmez bu aşkı. Maria isimli bir kadına aşık olan Chopin maddi durumun el vermemesi üzerine, tüm mektuplarını ‘Acılarım’ isimli bir koliye dolduracağı biricik Maria’sı için La Bemol Majör tonunda bir Vals yazdıktan sonra ondan sonsuza kadar ayrılır. Bu da Chopin’in Fransa yolculuğuna çıkmadan önceki son macerası olur. Polonya’da kaldığı süre boyunca yazdığı eserlerin sonuncusu bu güzel Vals olur. Eser sonrasında yayınlanacaktır. (Op.69 No.1) Eser ‘Elvada Vals’i’ olarak da anılır. Chopin ömrünün yarısını, 20 yıl kadar süreyi, Polonya’da geçirdikten sonra ailesinden ve çok sevdiği vatanından ayrılmak zorunda kalır ve Fransa’nın yolunu tutar. Dünyaya açılmıştır artık. Franz Liszt, Robert Schumann, Clara Schumann, Felix Mendelssohn gibi pekçok isimle tanışır ve ününü daha da yayar. Robert Schumann, sahibi olduğu dergisinde Chopin’in Op.2 Mozart Çeşitlemeleri eseri için: ”Beyler bayanlar, hepimiz bu dahinin önünde şapkamızı çıkaralım!” diye yazmıştır. Eser cidden ses getirse de Chopin sonrasında Çeşitleme türünde fazla eser vermeyecektir. Yine de çoğu bestecinin onun temalarının çeşitlemelerini yapmasını sağlayacak kadar güzel temalar yazacaktır. (Örnek olarak Rachmaninoff’un Do Minör Prelüd için yazdığı çeşitlemeler örnek verilebilir.) Opera hayranı olan Chopin, piyanoya Bel Canto kavramını kazandıracaktır. Opera bestelemeyen Chopin piyanoda tüm sesleri adeta hayata geçirmeyi başarır bu sebeple bazı eserlerde özellikle eşlik partisyonunun daha zayıf olduğu gözümüze çarpar. Yine de bu müziği herhangi şekilde yükseğe çıkarmaz ya da düşürmez. Chopin sonrasında George Sand ile tanışacaktır ve talihsiz ve asla umulmadık bir aşkın esiri olacaktır. Yıllarını geçirdiği George Sand ile yaşadıkları sonrasında ölüm döşeğine gelen Chopin artık oldukça hasta bir adamdır. Bu zaman zarfında Fransa vatandaşlığı alması ona hem maddi hem de manevi kazançlar sağlayacaktı fakat Chopin bu teklifleri elinin tersiyle itti ve o meşhur sözünü söyledi:

”Ben bir Polonyalıyım. Öyle doğdum ve öyle öleceğim.” 
Chopin öyle bir duruma gelmişti ki yataktan kalkamaz hatta tabiri caizse George Sand ile sevişemez duruma gelmişti. (Okuyucularım bu tabiri bayağı ve hadsiz bulabilir fakat bu aslında saklanılan bir durum değildir. George Sand ile cidden aralarında bu sebepten oluşmuş sorunlar mevcuttu. Bunun için bu tabiri hadsiz olarak yorumlamak yerine insancıl ve çaresiz bir durum olarak yorumlamanın doğru olduğunu savunuyorum.) Devamı senelerde Mallorca Tatili ya da Cehennem Tatili’ne çıkan Chopin ve George Sand çok büyük zorluklarla zehir olan tatillerini bitirdikleri gibi ayrılmışlardır. Aslında tatilin Chopin’e iyi gelmesi gerekiyordu. Hatta öyle ki tatil yerine bir piyano bile getirilmişti. Chopin Op.28 Prelüdler albümünü burada tamamlamıştı. Ne şanssızlıktır ki yağmur tüm gücüyle bastırmış ve tüm tatili ve Chopin’in sağlığını altüst etmişti. Öyle ki George Sand Yağmur Damlası Prelüdü’nün bestelenişini şöyle anlatır:

”Sırılsıklam bir şekilde piyano başındaydı. Bir şeyler söylüyordu ve çalıyordu o eşsiz melodiyi. Yanına geldiğimizde aniden bıraktı çalmayı ve korkuyla ana baktı. (Geldiğimizde derken, George Sand’ın eski evliliğinden olan çocukları vardı. Chopin daha çok bir abilik rolündeydi.) Bir anda ‘Hepimizi öldürecekler!’ diye bağırmaya başladı.”

Öyle ki Chopin bu süre zarfında çok ev değiştirdi. Hiçbiri sağlığını düzeltmedi. Öyle ki Chopin, en yakın dostu Franz Liszt’i bile görmek istemiyordu. Dışarıya eldiven olmadan çıkamayan Chopin Fransa’nın o güzel Paris’inde 17 Ekim 1849 tarihinde daha 39 yaşındayken hayata gözlerini yumdu. Ablası Ludwika’ya son vasiyetlerini şöyle sıraladı:

”Cenazemde Mozart’ın Requiem’i çalsın.”

”Benim ölümümün ardından yayınlamadığım tüm eserleri yakın, yok edin.”

”Kalbim burada olsa da asıl yeri Polonya’dır. Kalbimi müdafaa ederek Polonya topraklarına gömünüz.”

Bu 3 vasiyetten yalnızca 2 numaralı olan yerine getirilmedi. İyi ki de getirilmedi diyebiliriz sanırım. Çoğu Chopin eseri yakıldı ve yok edildi ama Ludwika bulabildiği tüm eserleri yayınlattı. Öyle ki Chopin, 35’e yakın Vals bestelemişti. (Günümüzde 19 tanesi durur.)

Chopin’in kalbi şu an Kutsal Haç Kilisesi’nde bir mermer kitabenin içerisinde saklanmaktadır. O mermer kitabeden bir sözü alıntılayarak sonuna gelelim Chopin’in hayat özetinin…

”Hazineniz neredeyse, kalbiniz de orada olacaktır.”

BİR KISA TANIM – PRELÜD.

Prelüdler bakıldığında giriş eserleridir. Belirli bir biçimi olmayan, sahnelerden, törenlerden ya da kilise ayinleri ve törenlerinden önce seslendirilen kısa müziklerdir. Johann Sebastian Bach’ın yazmış olduğu 2 kitap (48 Prelüd ve Füg) tam anlamıyla bir milat taşıdır. Sonrasında Chopin, Prelüdlere karakteristik özellikler kazandırmıştır ve Debuussy gibi besteciler de bu karakterizmi akımlara ve özgür düşünceye taşımışlardır. Puccini gibi opera bestecileri de Uvertürler yerine daha kısa olan Prelüdlere yer vermişlerdir operalarında.

ANALİZ: FREDERİC CHOPİN – LA MAJÖR, PRELÜD OP.28 No.7.
Eser Opus 28, 24 Prelüd albümünün 7 numaralı parçasıdır ve en kısa Prelüdlerden birisidir. Eser yalnızca 16 ölçüden oluşur. La Majör anahtarın belirlendiği eser tema olarak sürekli gelişir ve bir Mazurka stilini anımsatır. Eserin değiştirici işaretleri olan C#, F# ve G# notaları eser içerisinde tonajın La Majör’e sadık kalmasını sağlarlar. 3/4’lük bir tempoya sahiptir ve bir Vals ya da Mazurka’yı andırır. Chopin’in isteği de bu Prelüd için ‘Mazurka Stili Gibi’ çalınmasıdır. Tempo Andantino olarak belirlenmiştir. Bu İtalyanca, Saf Şekilde Ağır, Yavaş demektir. Eserin geneline bakıldığında da zaten saflık ve parıltı hissedilebilir. Eser 1 vuruşluk bir eksik ölçü ile mi notasının piano vuruşu (sessiz) ile başlar. Daha ilk ölçüde gördüğümüz ‘dolce’ kavramı bize eserin nüansı hakkında büyük bir ipucu sağlar. Dolce, İtalyancada ‘tatlı biçimde’ demektir. Eser belirli bir ritim kalıbının üzerine kurulmuştur ve bir dans havası sezilir eser boyunca. Cümle bağlarına dikkat edilirse her bir akor setinin tamamlanması bize yeni bir cümlenin başladığını hatırlatmaktadır. Eserde kullanılan pedal tekniği de cümle bağında başlayıp cümle sonunda bitmesinden ibarettir. Bu pedal tekniği 16 ölçü boyunca sürer. Eserin devamına bakıldığında fark edilecektir ki, eserde majöriteden minöriteye bir geçiş olmaz. Bu, Chopin’in prelüdleri için ender bir durumdur. 11 ve 12. ölçüler ilginçtir çünkü devasa akorları içerirler. Görselden siz de inceleyebilirsiniz. Burada piyanistlerin tercihleri farklıdır. Belirli kayıtlarda eserin bu ölçülerinin ‘kırık akor’ olarak basıldığını, nadir olması kaydıyla da bazı kayıtlarda da tam akor olarak basıldığı gözümüze çarpacaktır. Bu aynı Chopin’in La Bemol Majör Vals’inde olduğu gibi icracının hislerine bırakılmıştır Chopin tarafından. Bu Do Minör Prelüd’de de vardır. En büyük istisnayı elbette Rubinstein yapmaktadır. O eserde de Sol Minör yerine Sol Majör akorun nadiren kullanıldığını görürüz. Esere dönecek olursak; eserimiz aynı temanın geri döndürülmesinin ardından La Majör akorlara bağlanarak sona erer. Eserin ortalama icra süresi 45-50 saniyedir. Eser Federico Mompou tarafından kendi eseri olan ‘Chopin Teması Üzerine Çeşitlemeler’ adlı eserde tema olarak kullanılmıştır. Ayrıca ek bilgi vermek de gerekirse iki büyük müzisyen Bülow ve Cortot bu esere kendilerine özgü isim vermişlerdir. Eser Bülow’un deyimiyle ‘Polonyalı Dansçı’ olarak, Cortot’un deyimiyle de ‘Sansasyonel anılar, zihnimde birer parfüm gibi süzülüyorlar…’ olarak anılır. Eser Chopin’in yazdığı giriş eserlerinden birisi olarak nitelendirilir ve eserin zorluğu teknik bakımdan orta seviyedir. Chopin’in müziğine giriş yapmak isteyen müzisyenler için birebir bir eser olduğu kanısındayım.

Kaynakça

Aydın Büke – Tuşlara Adanmış Bir Yaşam: Chopin (Kitap)
Aydın Büke – Romantizmin Işığı Clara (Kitap)
George Sand – Story of My Life (Kitap)
Kallberg, Jeffrey (1994). “Small ‘forms’: in defence of the prelude”. In Samson, Jim (ed.). The Cambridge Companion to Chopin. Cambridge Companions to Music. Cambridge: Cambridge University Press. pp. 124–144
Serhan Bali – Polonyanın Şairi Chopin (Belgesel)
 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.