Surete Aşktan Doğan Gerçek Aşk

Sanat

Surete Aşktan Doğan Gerçek Aşk

Şadıman Şenbalkan

 

Sisli bir günde yağan yağmurla başlar film. Yollar ıslak, ağaçların yaprakları yerlere dökülmüştür. İlk sahne, rüzgârın uğultusuna karışmış kasvetli havada yürüyen insanların ayak sesleriyle bütünleşmiştir.  

Boyacılık yapan Halil, Ada’da boya işlerini yaptığı eve gider,  sırtını pencereye vermekte ve evin duvarında asılı olan Meral’in resminin karşında oturmaktadır. Halil içinde yarattığı aşkı, Meral’in resmiyle özdeşleştirmiştir. Meral’in resmiyle baş başadır, Meral’e olan aşkını özüyle bütünleştirmekte, sevgiyi ifade eden gözleriyle onun resmine bakmaktadır.

Meral’de eve gelmiştir ve Halil’i pencereden izlemektedir.  Duvardaki resmine bakan yabancı erkeğe herhangi bir tepki vermez ama evin içine girer ve Halil’e nazikçe sorular sorar. Onu anlamaya çalışır. Resmin yerini değiştirir, Halil’in aşkına karşılık vermek isteyen bir ruh halindedir. Halil’in onun resmiyle kurduğu olan aşkı anlar.

Halil’in sessiz konuşmalarından, “Ben sana değil, resmine aşığım” , “Aşk benim aşkım sana ne?”, “Seni görmek istiyordum ama artık istemiyorum” diye konuşan iç sesi seslenmiştir.

Film boyunca Meral ile Halil arasında birçok konuşma geçer ve bunlar surete âşık olma durumunu açıklayan çok önemli diyaloglardır. Halil, Meral’i sevmediğini ve sadece onun resmini sevdiğini, bunun Meral’i ilgilendirmeyen bir şey olduğunu söyler: “Resmindeki sen değilsin ki, o benim dünyama ait bir şey.”

Birinin, başka birini kendi gözünde var etmesi, var ettiğine inanması,  suretle gerçek arasında sıkışıp kalması ve kendini kapattığı o alanın dışına çıkamaması Platon’un “mağara benzetmesi” kuramında karşımıza çıkmaktadır.

Halil, beraber çalıştığı Derviş Mustafa’yla her ne kadar iletişim kurarsa kursun bir türlü baba figürünü onun üzerine oturtamamaktadır.  Platonun “zincirlenmiş insanlar” miti gibi Halil ve Meral sembolik düzendeki simgelerde bocalamaktadırlar.

İki erkek arasında kalmış bir kadının sembolik düzendeki yerinde Halil’in sosyoekonomik durumu, üstü-başı,  sosyal hayatı,  Meral’in Halil’e karşı duyduğu aşkın oluşmasına engel olamamaktadır. Bu durum Meral’i Başar’dan koparamamaktadır. Başar, Spor Karşılaştırması yapılan yerde Meral’le olan eşit statülerini ona hatırlatmak istemektedir. 

Platon'un, "ideler" teorisi,  ruhun akıl, duygular ve arzulardan oluşanlarını vurgulamaktadır.  Meral’i Başar’dan koruma güdüsüyle Ada’dan İstanbul’a gelen Halil, Poligon’da kendini bulmaktadır. Halil’in Meral’i Başar’dan koruma isteği,  babalık rolünü öğrendiği yer olmaktadır.

   zorbatv  Başar’ın, Halil’e saldırması ve onunla dövüşmesi sonrasında Meral’in Halil’e duyduğu aşk, bilinçaltından bilinç düzeyine çıkmaktadır.

Halil, Meral ve Başar bu göstergeye göre üç karakterlerin çözümlenmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Her üç âşık gencin elleri ceplerindedir. Bu duruşlar bir şeylerden gizlenme duygusunu vermektedir.  Halil, suretine âşık olduğu kadından her ne kadar kendini uzak tutsa da ikilemler yaşamakta, kırılma duygusundan kaçmaktadır.  Halil’in kendini hapsettiği o mağaradan çıkamaması, kendi özüyle mücadele etmesi, onun arafta kalmasına yol açmaktadır. Halil ve Başar, âşık oldukları kadına, aşklarına karşılık bulamamaktan endişe etmektedirler. Bazı gerçeklerden kaçmak için saklanma psikolojisi duruşlarına yansımıştır.  Çünkü Halil ve Başar’ın duruşu kambur duruşudur. Meral’in duruşu kendinden emin, ne istediğini belirten bir duruştadır.

Freud’un topografik kuramına göre ise, “bireylerin; bilinç, bilinç öncesi ve bilinçdışı”, saptamaları filmin ana karakterleriyle bağdaşmaktadır.  Meral’le aynı sosyal düzeyde olan ve ona âşık Başar’da bu kurallar silsilesinin karakterlerinde buluşmaktadır.

Bu karakterler:

Halil : İd :Doğumdan itibaren var olan tek katmanı ifade eder. Kişiliğin bu katmanı bilinçaltını oluşturur ve dürtüsel, ilkel, bazen mantıksız ve hayal odaklı davranışlardan oluşur.

Meral: Ego: Ego (yani ben), insanın kendine özgü ruhsal ve bedensel bütünlüğünün ve bunun zihinsel algılanışının genel ve soyut adıdır. Egonun yapısı gerçeklik ilkesinin baskısı altındadır, fonksiyonu ise kişiliğin korunması, gerçeğe uyum ve çatışmaların çözümlenmesidir.

Başar: Süper ego : Üst benlik (süper ego) kural ve değerler bütünlüğü içinde insana yön veren bölümdür. Bu bölüme vicdan da denilebilir. Bu bölüm daha çok emir ve yasaklara göre bir yol belirler.

Meral’in “mağaradan çıkması”, Halil’e doğru yönelmesi, kendine dışarıdan bakması Meral’in görüntüsüyle karelenen film karesindeki o an, “Bilişsel Haz” duygusunu netleştirmektedir. Meral’in ‘mağaradan çıkması’ ve Ada’dan dönmesiyle birlikte başkasının gözüyle kendisini görmesi, içinde bulunduğu yaşantıları içeren düzeydeki gerçeğini değiştirmektedir.  Materyal aşktan yola çıkan Meral,  egosundan sıyrılmakla birlikte gerçek aşka evirilmektedir.

Halil ise Meral’in resmi ve aşkıyla kendini zincirlediği alandan çıkamamaktadır.

Meral her ne kadar iki erkek arasında kaldığını düşünse de bilinç düzeyine getirdiği duygularıyla; Halil’e âşık olduğundan emin olur. Fakat surete âşık olan Halil için gerçekle yüzleşmek, resmine âşık olduğu kadına gerçekte ona âşık olduğu duygusunu verememektedir.

Sembolik düzen Halil’e çok yabancıdır ama Meral, sevdiği adamın anne arzusunu, anneye özlemini bir anne sevgisiyle pekiştirmektedir. Meral, ‘anne idesini’  sevdiği adama gösterebilmektedir.  Çünkü burada kavramları tersine çeviren âşık bir kadın bulunmaktadır.   Sembolik düzen Halil’e yabancı olsa da Meral’in anne figürü, sevdiği adamın anneyle özdeşleşme olgusu, anne idesini sevgiye çevirmektedir.

   Ayna evresi,  Lacan'ın psikanaliz teorisinde bir kavramıdır. Bu kavrama göre bebekler altı aylık oldukları dönemden itibaren kendilerini ve dolayısıyla benliklerini ilk kez ayna ile karşılaştıkları zaman fark ederler.

 Meral, Lacon’un  “ayna evresinde” kendini aramakta, ideler dünyasının kendi resminin bir yansıması olduğunu Halil’e aktarmaktadır.  Meral, bir anne gibi öğretici bir yaklaşımla bir çocuğun büyüme sancılarında olan Halil’e surete değil, ona âşık olduğunu göstermektedir.

Nitekim Halil, Meral’in yalınayak koşturmasından etkilenmektedir ve duygularını açığa çıkarmaya başlamaktadır.   Mağara dışına çıkan Halil, Meral’in babasıyla görüşür ve baba, Meral’le evlenmesine rıza göstermekle birlikte statü farkının önemsediğine dikkat çekmektedir. Bu durum Halil’in sembolik düzeni irdelemesine yol açmaktadır.

    Halil, bu ayrımda kendi iç dünyasına çekilir, Ada’ya döner, yolda bulduğu bir vitrin mankenine gelinlik giydirir, Meral’in resmini koyduğu sandalına biner. Suretine âşık olduğu kadının erişemediği aşkını içinde yaşamaya devam etmektedir.  Karşı kıyıda gelinliklerle ona doğru başka bir sandala gelen Meral’i görür ve onu sandalına alır.   Meral,   sandal üstündeki sembolik mankeni ve kendi resmini suya atar.  Halil artık zihinsel olarak içine gömüldüğü mağaradan çıkmış,  Meralin’ aşkına karşılık vermiştir.

Başar ise, Freud’un “süper ego”  savına göre kişisel haz duygularına ket vuramamaktadır ve Meral’i, alt sınıf saydığı bir erkeğe kaptırmayı hazmedememektedir. Başar’ın süper egonun ahlaki yönüyle oluşmuş kişiliği, ben duygusuyla başa çıkamamaktadır. Başar’ın mağaradan çıkması onların aşkını görmesiyleyse birlikte gerçekleşir ama bununla yaşamasının mümkün olmayacağını öğrenmesiyle birlikte, Meral’e, Halil’e ve hatta kendine zarar vermeyi göze almaktadır. “Ben yoksam onalar da yok” diyen bir “süper egonun” bileşenleri duygusuyla hareket eder ve aşka erişmiş Halil ile Meral’i tüfeğiyle vurarak öldürür. Başar, Halil ve Meral’i mezarda bile rahat bırakmama psikolojisiyle “ben olmazsam, siz de olmayın” düşüncesiyle son kurşunu kendine sıkmaktadır.

Halil ve Meral ideler dünyasında yeniden doğuşu simgeleyen kurşunlarla sonsuz aşka kavuşan iki gerçek âşık olarak tasavvufa dâhil olmaktadırlar.

DİPNOT: Tasavvufta aşk yaratıcıya duyulan muhabbettir, özlemdir. Mutasavvıflara göre beşeri aşk, İlahî aşkın yeryüzüne yansımasından ibarettir. Ve aslında yaşanan her aşk adım adım yaratıcı aşkına yol almak ve belki de farkında olmadan bu aşk arayışı ile Allah'a yaklaşmaktır. Aşk varlığın mayasıdır.

 

 

Kaynakça

1-Ragland-Sullivan, Ellie (Sonbahar 1989). "Plato'sSymposiumandtheLacanianTheory of Transference: Or, What Is Love?". The South AtlanticQuarterly. Duke UniversityPress. 88: 740.

2- Whitehead, Alfred North (1978). ProcessandReality. New York: TheFreePress.

3-Krämer Hans Joachim. (1967). Aretebei Platon und Aristoteles: zum WesenundzurGeschichte der platonischenOntologie / von Hans Joachim Krämer. Amsterdam: Verlag P. Schippers N.V. https://en.wikipedia.org/wiki/Plato%27s_unwritten_doctrines 9 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

4-Notopoulos, A. (April 1939). "The Name of Plato". ClassicalPhilology. 34 (2): 135–145. doi:10.1086/362227. Diogenes Laërtius, Life of Plato, IV

5- Seneca, Epistulae, VI 58:29-30

6-Tarán, Leonardo (1981). Speusippus of Athens. BrillPublishers. Sedley, David, Plato'sCratylus, Cambridge UniversityPress 2003. W. K. C. Guthrie, A History of GreekPhilosophy, IV, 10

7-Sedley, David, Plato'sCratylus, Cambridge UniversityPress 2003

8-Nails, Debra (2002). The People of Plato: A Prosopography of Plato andOtherSocratics.

9- a b Guthrie, W.K.C. (1986). A History of GreekPhilosophy: Volume 4, Plato: The Man and His Dialogues: EarlierPeriod. Cambridge UniversityPress. ISBN 978-0-521-31101-4.

10- Taylor, Alfred Edward (2001) [1937]. Plato: The Man and His Work. CourierDover Publications. ISBN 978-0-486-41605-2.

11-Wilamowitz-Moellendorff, Ulrichvon (2005) [1917]. Plato: His Life andWork (translated in GreekbyXenophonArmyros).

12- a b c Cambridge UniversityPress. (1984). The World of Athens: an introductiontoClassicalAthenianculture. Cambridge.

13- a b Sansone, D. (2017). Ancient Greekcivilization. Malden: Wiley Blackwell.

14-Waterfield, Robin. Why Socrates Died: DispellingtheMyths. New York: W.W. Norton andCompany, 2009.

15-McEvoy, James (1984). "Plato andTheWisdom of Egypt". IrishPhilosophicalJournal. 1 (2): 1–24

16-Riginos, Alice (1976). Platonica :theanecdotesconcerningthe life andwritings of Plato. Leiden: E.J. Brill.

17-Dodds, E.R. (2004) [1951]. TheGreeksandtheIrrational. University of California Press.

18-PlatonicWritings/PlatonicReadings (page x) Archived 23 December 2016 at theWayback Machine (editedby CL GriswoldJrArchived 15 April 2015 at theWayback Machine), Penn StatePress, 2010 ISBN 0-271-04481-0.

19- Lorenz, Hendrik, Edward N. Zalta (Ed.), ""Ancient Theories of Soul"", The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Summer 2009 Edition), 24 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 19 Mart 2020

20-Dodds, E. R. (1957). TheGreeksandtheIrrational. Beacon Hillu.a.: Beacon Pr.

21-Kraut, Richard, Edward N. Zalta (Ed.), ""Plato"", The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2017 Edition), 23 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 19 Mart 2020

 

Kaynakça

1- Agah Özgüç (1988). Kronolojik Türk Sinema Tarihi 1914-1988. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı.

2- Tunç Yıldırım (2014). "Metin Erksan'ın Sevmek Zamanı Filminin Eleştirel Alımlaması" (PDF). 10 Nisan 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF).

3- Ulusal Sinema Kavgası. Hareket Yayınları. 1971. ss. 91-92, 118-121.

4- Nijat Özön (1964). Sinema El Kitabı. Elif Yayınları. s. 152.

5-"Sevmek Zamanı" filmi". Metin Erksan. 1965. 9 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.

6- "Sevmek Zamanı" fragman". Lokomotif. 2020. 9 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.

Dış bağlantılar

IMDb'de Sevmek Zamanı

Radikal2 - Filmle ilgili bilgi ile Metin Erksan, Müşfik Kenter, sinema yazarları Fatih Özgüven ve Övgü Gökçe'yle yapılmış röportajlar. (2.9.2007)

filmcenter.boun.edu.tr[ölü/kırık bağlantı][ölü/kırık bağlantı] - Başak Deniz Özdoğan'ın yazısı.

bianet.org - Fuat Ercan'ın yazısı.

 

 

Foto Galeri

Yorum

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.