Brüksel - Çikolatalı Tarih Kutusu

Turizm

Brüksel - Çikolatalı Tarih Kutusu

Eylül Özsoy

zorbatv


Belçika deyince hayalimde ilk elde şekilleniverenler neler mi dersiniz: Nazik insanlar, waffle-midye-çikolata dolu bir tarih kutusu… Başkent Brüksel’in baş emanetçisi Büyük Meydan / Grand Place... 
Meydanı çevreleyen dik duruşlu, tarihi binalar şarkılar söyler sanki. Yan yana dizilmiş şarkıcılardan oluşan koro, hep bir ağızdan şakımaktadır. Dimdik duruşları, vatanını korumaya yemin etmiş askerleri andırır. Meydanı çepeçevre saran tarihi binaların gözleri, kâh güneşli gökyüzüne çevrilidir, kâh tepeden karınca gibi görünen insanları izlemektedir. Üç asır yaşında olmaları, binaların dik duruşlarını engellememiş, aksine onları daha gururlu hale getirmiştir. Zaten emanetin koruyucularının nöbetten vazgeçmesi de beklenemezdi… 

zorbatv

Büyük Meydan, yağmur sularının ıslattığı kaldırım taşlarından oluşan ve Brüksel’deki altı dar sokağın açıldığı şehrin en dikkat çekici noktasıdır. Brüksel Belediye Binası’nın da yer aldığı Büyük Meydan’da özgürlüğünüzün ruhunuz gibi kanatlanıp uçmak istediğini fark edeceksiniz, çünkü eski yapılar elinizden tutup sizi başka bir zaman dilimine taşıyıverecek. Brüksel Meydanı’nı her ziyaret edişimde, kendimi bir zaman tünelinde imişim gibi hissetmişimdir. 

Büyük Meydan 11.yüzyılda bir pazar yeri olarak kullanılmış. Sonrasında şehir merkezine dönüştürülmüş. Ortaçağ Avrupa’sının katı kuralları sonucu halka açık infazlara ya da 1695 Augsburg Birliği Savaşı’nda Fransa’nın Brüksel’i bombalamasına tanık olmuş benzersiz bir tarihi meydandır Brüksel’in Büyük Meydanı. 

Noel, festival ve yaz zamanları çam ağacı, özel heykeller ve rengârenk bin bir çiçekle süslenir Büyük Meydan. Brükselliler ve turistlerle sürekli dolup taşan meydan önemli etkinlikler yanı sıra konser ve toplu eğlencelere de sahne olur. 
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde Brüksel Meydanı yer almaktadır. Büyük Meydan yanı sıra Belediye Binası da aynı liste içerisindedir.

zorbatv

Meydan’daki en görkemli binadır Belediye Binası. Brükselliler Brüj'deki Stadhuis Belediye Binası’nı geride bırakmayı amaçlayarak yarım asırlık bir çalışma sonucu 1455'te bu anıt binayı tamamlamışlar. Belediye Binası’nın 96 metrelik kulesinin tepesinde koruyucu aziz Mikail şeytanı öldürürken görünüyor. Dantel gibi işlenmiş Belediye Binası içerisinde birkaç muhteşem oda var:  Brüksel duvar halılarının asılı olduğu Maximilian Odası, tavanı süslemeli Konsey Odası, geniş bir Ziyafet Salonu ve Nikâh Odası. 
Belediye Binası altı asır boyunca ayakta kalabilmeyi başarabilmiş bir yapı. Belçika’nın böylesi masalsı yapıları insanı sanki bir zaman tünelinden geçirip asırlar öncesine götürüyor. Bu tarihi yapılar doğal olarak turistik seyahatlerin de vazgeçilmezi oluyor.   En güzeli de, gezdikçe bir kuğu nezaketiyle gitgide daha fazla sizi içine çekiyor Belçika’nın tarihi kentleri.  

Brüksel'in iki simgesinden biri İşeyen Çocuk heykelidir. Yediden yetmişe her yaş grubunun ilgisini çeken bu heykeldeki figür afacan bir oğlan çocuğudur. Halk arasında "Brüksel'in en yaşlı vatandaşı" olarak anılan İşeyen Çocuk, başkentin dünyaya tanıtımı görevini yapar. Yüzünde muzip gülümsemesiyle idrarını yapmakta olan küçük çocuk figürünün öyküsü çok eskilere dayanıyor. Efsanelerden birine göre, işeyerek yangını önleyen cesur bir çocuğun anıtıdır. Diğer rivayete göre ise, heykel bir soylunun oğludur. 
Bu minik sempatik heykelin başına neler gelmemiş ki! Geçirdiği ilk kaza, 1695’te düşman bombardımanı altında kalmak olmuş. Zarar görmeden kurtulmasının ardından Brüksel halkı, başının üzerine kutsal dizeler yazılı bir levha yerleştirmiş. İncil’den heykele aktarılan sözler şöyle: "Rab beni bir taş kaide üzerine yerleştirdi ve şimdi başımı düşmanlarımın üzerine kaldırıyorum". Brükselliler çocuk heykelini şehrin koruyucuları arasında kabul ediyor. 

zorbatv

Ne var ki, maceralı olaylar tam gaz devam etmiş. Cesur İşeyen Çocuk heykeli 1955-66 yılları arasında peş peşe çalınmış. Son çalınışında ayak bileklerinden kopartılarak sürüklenmiş. Bulununca, bakımdan geçirilerek Büyük Meydan’da yer alan Brüksel Kent Müzesi’nde sergilenmeye başlamış. Heykelin bronz kopyası ise bir sokağın köşesinde ziyaretçilerine gülümsemeye devam etmekte. Brüksel'deki büyük kutlamalar, etkinlikler ve festivaller sırasında heykel, pek çok kostümünden birine bürünüp arzı endam eylemekte. 
Brüksel'in simgesi olan diğer yapı Atomium’dur. 165 milyon kat büyütülmüş bir demir molekülünü temsil etmektedir. Brükselliler şehirlerini ifade etsin diye neden bir demir molekülü seçmiş olabilirler ki? Hikâyesi şöyle: 1958 yılı Expo Fuarı için demir atomunun, çağı en iyi sembolize edeceği düşünülmüş. Fuarın ardından Atomium, Brüksel'de modern mimarinin sembolü haline gelmiş. Topluma, bilimsel gelişmelerin hayattaki etkilerini göstermek için atom heykeli sergilemek ne denli ilginç bir yöntem… 

Belçika’nın ve Avrupa Birliği’nin başkenti Brüksel’in en gözde kilisesi Brüksel Katedrali’dir. Katedral, Brüksel'in koruyucu azizleri Aziz Mikail ve Azize Gudula’ya adanmıştır. Azize Gudula Kilisesi olarak da adlandırılan katedral Belçika kraliyet mensuplarının vaftiz törenlerinin gerçekleştirildiği kilisedir. Hem büyüklük hem de dini önem açısından Belçika’nın bir numarasıdır. Renkli pencereler, Azize Gudula’nın ufak heykeli ve devasa iç mekânın dikkat çektiği ibadethane, Avrupa Gotik mimarisi özelliklerini tümüyle üzerinde taşır. 
Vatansever bir Belçikalı olan Everard t’Serclaes 1388’de yaşamını yitirmiş. Heykeli ise Büyük Meydan bitişiğindeki sokağa dikilmiş. Bu heykele dokunanların Brüksel’e tekrar gelecekleri rivayet ediliyor.

Belçika Kraliyet Sarayı halen kullanımdadır. Çatıda dalgalanan Belçika bayrağı kralın sarayda bulunduğunun ifadesidir. Temmuz ayının sonundan Ağustos ayının sonuna kadar, kabul tören odaları ve salonları ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. Önünde geniş bir bahçesi bulunan görkemli sarayın içerisindeki göz alıcı süslemeler Belçika zenginliğinin açık ifadesidir. Brüksel tarihini gösteren duvar resimleriyle bezenmiş Onur Merdiveni doğrusu çok dikkat çekicidir.

Belçika Çizgi Roman Merkezi’ni ziyaret edip de insanın çocukluk yıllarına dönmemesi doğrusu mümkün değil sanki. Çizgi film krallığı, dünyaya Şirinler, Tenten’in Maceraları çizgi filmlerini armağan etmiş olan Belçika’nın çizgi roman tarihine adanmış. Asırlık müze binası çizgi roman dünyasına ilgisi olanlara harika bir ev sahipliği yapıyor.  Amerikan Kovboyu Lucky Luke'un salonu ve Tim, Struppi ve Kaptan Haddock'un ay roketi de dâhil olmak üzere yaratıcı bir şekilde oluşturulmuş setlerden oluşan koleksiyonuyla bu merkezde Belçikalı ve Fransız çizgi romanlarının tamamı belgelenmiş.

Brüksel, yalnızca Belçika’nın başkenti olmakla kalmayıp Avrupa Birliği’nin de merkezidir. NATO, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlar merkez olarak Brüksel’i tercih etmiştir. Brüksel bin küsur uluslararası kuruluşu bünyesinde barındırmaktadır. 

30 bin kilometrekarelik minik ülke dört asırdır çikolata üretmekte. Çeşitli çikolata heykelleri anımsıyorum Belçika gezimden. Çok ilginç şekillere bürünmüş çikolataları ilk gördüğümde öylece bakakalmıştım. İşeyen Çocuk Heykeli bile önünüze çikolata olarak çıkabiliyor. 
Çikolatanın yanında hamur tatlısı waffle konusunda da Belçika ilk duraklar arasında gelir. Waffle kâğıt helva gibi çıtır çıtır yenen tatlı bir lezzettir. Belçika waffle’ı üzerine pudra şekeri dökülerek sade olarak, meyveyle birlikte ya da çikolata kremalı tüketilebilir. Sokakları tatlı kokusuyla ısıtan waffle insanı girdap gibi kendine çekiverir. 

Belçika, ilginç bir rekora imza atmış ve 589 gün boyunca, seçilmiş bir hükümeti olmaksızın yaşamını sürdürmüş. Nihayet 2011’de hükümet kurulabilmiş.

Brüksel Adalet Mahkemeleri Greko-Romen sütunları, beyaz mermer merdivenleri ve harikulade genişliğiyle tartışılmaz bir otorite olduğunu ispata çalışmaktadır sanki. 1883 yılında inşası tamamlanmış olan Brüksel Mahkemeleri hem iç süslemeleri hem de dış planıyla çağımızın en görkemli adalet yapılarından biridir. 

Ayaklarınızın ruhunuzu götürdüğü yer her neresiyse, oraya gidebilmek ne hoştur seyahatlerde. Kalbinizin sesine rahatça kulak verebildiğiniz bir zaman diliminde Sanat Tepesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Tepeye çıkarken hiç sıkılmayacaksınız, çünkü etrafınız hep değişik güzelliklerle çevrili olacak. Örneğin, heykel ve sembollerle süslenmiş devasa duvar saati bence çok zarif ve ilgi çekici. Ek olarak, tepeye çıktığınızda hem düşlere benzeyen şehir manzarası hem de saray gibi görünen müze, çeşme, heykeller de seyrinize ve hatıra fotoğraflarınıza güzellik katacaktır eminim.

Bu bölge adını Coudenberg Sarayı’ndan almış. Yönetici sınıfın bir zamanlar konakladığı bir saray olan Coudenberg Sarayı Sanat Tepesi’nin en dik noktasında yer alıyor.  Yedi asır boyunca yöneticiler bu sarayda yaşamışlar. 
Coudenberg bölgesinden sola doğru devam ettiğinizde çeşmesini, melek heykelciklerinin süslediği tatlı mı tatlı Brüksel Bahçesi sizi selamlar. Dünyanın metropollerinde sıklıkla görülen merkezi parkların çevresine konuşlandırılmış önemli kurumlar görüntüsü Brüksel’de de vaki. Çevresi konsolosluklar, Kraliyet Sarayı ve Başkanlık Sarayı ile çevrelendiğinden Brüksel Parkı özellikle öğle saatlerinde çalışanlar tarafından sıklıkla ziyaret ediliyor.

Brüksel'in merkezindeki Sanat Tepesi sanat yanı sıra tarihle kucak kucağa. Sanat Tepesi’nde, Belçika Kraliyet Kütüphanesi, Belçika Ulusal Arşivleri, bir meydan  ve park bulunuyor. Brüksel’in eski Hofbergstraat Caddesi, Kraliyet Meydanı,  İmparator Bulvarı’ndan yükselen Anneessen Kulesi, yaşamın içinden sanata bir pencere açmakta.

Estetik yanı sıra vatanseverlik duygularına hitap eden 50.Yıl Zafer Takı mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Belçika’nın bağımsızlığının 50. yılını kutlamak amacıyla inşa edilmiş. Zafer Takı’nın çevresi park, heykel ve müzelerle donanmış. Üç kemerli Zafer Takı’nın bulunduğu bölgede çeşitli kutlamalar ve spor etkinlikleri düzenlenmekte.
Michelin yıldızlı şeflerin dünyada en fazla sayıda görev yaptığı ülkelerden biri Belçika’dır. Patates kızartması eşliğinde midye tabağı, ringa balığı, çorbalar ve tabi ki waffle Belçika mutfağının vazgeçilmezleri. Belçika biralarının namı dünyaya yayılmış. Bira çeşitlerinden bazısı tatlı aromaya, bazısı ise koyu bir renge sahip.

Dünyanın en iyi 45 üniversitesinden biri olan Belçika’nın KU Leuven Üniversitesi bir Bira Araştırma Enstitüsü kurmuş. Başlı başına bu enstitü bile bu ülkede biraya verilen önemin açık ifadesi olsa gerek. Belçika'da 300'ü aşkın bira fabrikası bulunuyor. Bir Belçikalı yılda ortalama 68 litre bira tüketiyormuş. 1900’lerde ise kişi başı tüketim yılda 200 litrelere vurup rekor üstüne rekor kırmış.

zorbatv


 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.