ROMA – Komşu Kavmin Kadınlarını Kaçırmış...

Turizm

ROMA – Komşu Kavmin Kadınlarını Kaçırmış...

Murat Özsoy

zorbatv

Kuruluşunda Bile Kardeş Kanı Var…
Roma’da yürüdüğümüz sokaklar, İtalyan yönetmen De Sica’nın 1948 yapımı “Bisiklet Hırsızları” filminin duygularını anımsatıyor bana... “Hakkında söylenebilecek her şeyin zaten söylenmiş olduğuna” inanılan Roma sanatın, tarihin ve dinin iç içe geçtiği üç bin yıllık bir kent.  Tiber Nehri’nin iki yakasına kurulmuş. Dünya tarihindeki belirleyici rolünü asırlar boyu sürdürdüğünden “dünyanın başkenti” ünvanına lâyık görülmüş.
Efsaneye bakılırsa, kentin tarihi MÖ 753’lere dek uzanıyor. Dişi bir kurtun emzirdiği Romulus ile Remus adlı ikizlerden Romulus kenti kurar ve surların temellerini, beyaz bir inek ile beyaz bir öküzün çektiği sabanın bıraktığı izle belirler. İkiz kardeşini alaya alan Remus ise bir sıçrayışta sınırı aşar, Romulus da onu öldürür. Böylece, kuruluşuna bile kardeş kanı karışır Roma’nın...

zorbatv

Düğüne Çağrılan Eşek…
Romulus Roma’yı kurmuştur kurmasına ancak, minik bir sorun vardır. Roma’da kadın nüfus yok denecek kadar az olduğundan, kentin zürriyetsizlik nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. Romulus düşünür taşınır, çareyi komşu Sabinleri şölene çağırmakta bulur. Düğüne çağrılan eşeğin, “ya su lâzımdır, ya odun!” diye düşünmesi gerektiğinden habersiz olan Sabinler güle oynaya davete katılırlar. Şölen sırasında Romalı erkekler yapacaklarını yapar, Sabin kadınlarını kaçırıverirler. Küplere binen Sabin erkekleri Roma’ya savaş açarlar…
İçgüveyisi Yerine İçkayınbabası
Ancak, atı alan Üsküdarı da geçmiştir, Romayı da... Çünkü, Sabin kadınları Romalı eşlerine ısınmaya, hâtta sevmeye başlamıştır. Ve sonunda, Sabinli kadınlar savaşa müdahale ederek birbirlerini öldürmek üzere olan Sabinli babaları ile Romalı kocalarını barıştırırlar. Ve öyle bir barışma olur ki bu, Sabinler Roma’ya taşınır ve iki halk kayınpeder-damat mutluluğu içerisinde bir arada yaşamaya başlarlar! “İçgüveyisi” sistemini tersine çeviren Romalılar “içkayınbabası” yöntemini başarıyla yürürlüğe koyuverirler...

zorbatv

Dağ Devletçiği San Marino
Otelimizin konuşkan resepsiyonisti ile sohbet ediyoruz. İtalya’nın sınırları içerisinde olmalarına karşın San Morino ve Vatikan’ın iki ayrı devlet statüsünde olduğunu anlatıyor bize. San Marino 61 kilometrekarelik yüzölçümüyle Avrupa’nın en küçüğü olmasına karşın dünyanın en eski cumhuriyetlerinden biri. 35 bin nüfusu ve minicik ordusuna karşın, bin yıldır bağımsızlığını korumuş olan bu “dağ devletçiği”ni, inanması zor ama her yıl 2 milyon turist ziyaret ediyor. Nüfus 35 bin, turist 2 milyon... Nüfusun neredeyse 60 katı turist...
Efsaneye göre, kentin temelleri Hıristiyanların Roma İmparatorluğu tarafından ağır baskılara uğratıldığı IV.yüzyılda, Aziz Marino’nun dağlara yerleşerek çevresine kendisine inananları toplamasıyla atılmış.
Gelen, Gören, Yenen Sezar ve Sezaryen
Hemen önümüzde Sezar’ın bir heykeliyle burun buruna geliveriyoruz. “Geldim, gördüm, yendim!” sözünün yaratıcısı pek ufak tefek biri gibi görünüyor gözümüze. Sadece Galya seferinde ordusunun bir küsur milyon insan öldürdüğü rivayet olunan, dünyayı titreten Roma diktatörü demek bu boyutlardaymış, diyoruz kendi kendimize. Sezar’la ilgili tarihsel bir yanılgıya da değinmekte yarar var. Öldürülürken Sezar “Sen de mi Brutus!” değil, “Ve sen Brutus, oğlum!” demiş imiş! Bir diğer tarihsel yanılgı ise sezaryen ameliyatının adını Sezar’dan almış olduğu inanışı imiş. Sezaryen sözcüğü Sezar’dan değil “kesmek” fiilinin Latincesinden gelir imiş.

zorbatv

Yarım Kilometrekarelik Vatikan
Vatikan, Neron’un yüzlerce Hıristiyanı katlettiği Vatikan Tepesi’ne kurulmuş. Neron’un, annesini ve ilk karısını öldürdüğü doğru imiş, ancak Roma’yı yaktığı inancı hayli tartışmalı. Çünkü Neron, yangın sırasında Roma’dan elli mil uzaklardaymış. İnsanların kendisini suçlamalarına son vermek için de yangını Hıristiyanların çıkardığını  söylemiş.
64 yılında Neron döneminde öldürülen havarilerin lideri Aziz Pietro’nun gömüldüğü yerde, günümüzde San Pietro Kilisesi yükseliyor. İlginçtir, bir zamanlar Aziz Pietro’nun sırf Hıristiyan olduğu için yakıldığı kent şimdi Katolik Kilisesi’nin merkezi.
Hepi topu beş yüz kadar vatandaşı olmasına karşın, Vatikan’ın sahip olduğu mülkler arasında tren istasyonu, helikopter alanı, postane, pek çok dilde yayın yapan radyo istasyonu, 1.400 odalı Vatikan Müzesi ile yarım milyon el yazması kitabı barındıran dev bir kütüphane de bulunuyor. Kilisenin çevresinde, “Vatikan ordusu”nu oluşturan İsviçreli muhafızlarla karşılaşıyoruz. Boyları en az 1.75 olmalıymış muhafızların. İnanılmaz hoşluktaki rengârenk üniformalarının Rönesans sanatçısı Michelangelo tarafından çizildiği rivayet olunuyor. Yine rivayete bakılırsa, Vatikan muhafızlığı babadan oğula geçen ve maaşı dolgun mesleklerdenmiş.

zorbatv

Papa Michelangelo’ya Vuruyor
60 bin kişilik kapasitesi ile Hıristiyanlığın en büyük kilisesi olan San Pietro Kilisesi 324 yılına tarihleniyor. Hıristiyan dünyasının en eski, en büyük ve en kutsal kilisesi 12 asır ayakta kalmayı başarmış; Rönesans ile birlikte yerine yeni bir kilise inşa edilmiş.
Rönesans nedeniyle Roma’nın eski heykellerinin başına gelenler daha da dehşet verici. Eski çağlarda yapılmış binlerce heykel Rönesans döneminde kireç yapılmak için yakılmış. Michelangelo ve diğer sanatçılar bu uygulamalardan şikâyetçi olmuşlarsa da kendilerine pek kulak asan olmamış. Eski Roma heykellerinin yakılması Rönesanstan çok sonraları da devam etmiş maalesef.
San Pietro Kilisesi’nin dev kubbesinin tasarımı Michelangelo’ya ait. Sanatçı, Sistina Şapel’in tavan freskleriyle uğraşmaktayken, Papa sabırsızlıkla eserin ne zaman bitirileceğini sorunca, Michelangelo kabaca “benim için mümkün olan en kısa zamanda!” deyivermiş. Bunu duyan Papa küplere binmiş, iskele üzerine fırlayıp asasıyla Michelangelo’ya vurmaya başlamış. Bunun üzerine işi bırakan Michelangelo’nun geri gelmesi için Papa 500 düka altını ödemek zorunda kalmış.
Roma sokaklarında rastladığımız kadar rahibeyi hayatım boyunca başka bir yerde görmedim. Rahibelerin hemen yanıbaşındaki vitrinde ise Madonna’nın yarı çıplak afişleri, çılgın bir rock müzik eşliğinde arz-ı endam ediyordu. Sokaklarda “Cocco Fresco” tabelâsıyla üzerinden sular akan dilimlenmiş hindistan cevizleriyle karşılaşıyoruz sıkça. 
 

zorbatv

 

Yorum

İbrahim dizgin (doğrulanmamış) Per, 15 Eylül 2022 - 11:49

Murat bey yazınızı okurken bunlar savaşçı mı abazan mı diye kızdım. Biraz sayfa karıştırınca şaka olmalı dedim. Harika. Selamlar

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.