Tazmanya’nın Utanmaz Sanat Müzesi   

Turizm

Eski ve Yeni Sanat Müzesi (MONA):

Tazmanya’nın Utanmaz Sanat Müzesi   

Gizem Bekaroğlu

 

Tazmanya, Avustralya'nın güneydoğusunda bulunan İrlanda büyüklüğünde bir ada. Avustralya'nın bir eyaleti olup, başkenti Hobart. Tazmanya çok çeşitli ekolojik sistem barındırdığından adanın yaklaşık dörtte biri UNESCO doğa mirası koruması altında. Bu nedenle Tazmanya denince akla hemen çetin doğa yürüyüşlerini içeren millî parklar geliyor. 

Tazmanya’nın şanı, 2011'de Eski ve Yeni Sanat Müzesi'nin (MONA) açılmasıyla oldukça arttı. MONA sık sık güncellenen iç mekân koleksiyonunun yanı sıra, konumuyla ve mimarisiyle diğer sanat müzelerinden oldukça farklı. MONA birçok sanat müzesinin cesaret edemeyeceği özelliklere sahip. Devasa boyutlardan ufak tefek sanat çalışmasına kadar her boydan eseri bir arada toparlamayı ustaca başarmış.   

zorbatv

Biletinizi alıp MONA binasına girdikten sonra sizi spiral merdiven yerin altına indiriyor. Yeraltı müze fikrinin nereden geldiği kurucu David Walsh’e sorulduğunda, ziyaretçilerin sanat çalışmalarına bakarken içlerinde tehlike duygusunu uyandıracak bir bina olmasını istediğini söylüyor. 

Müze çalışanlarının tavsiyelerini dinleyip en aşağı kattan yukarıya doğru müzeyi gezmeye başladım. Eserlerin sahibi ve içeriği detaylı bir şekilde telefon uygulamasından okunabiliyor çünkü diğer müzelerdeki gibi eserlerin kenarında açıklamalar bulunmuyor.  

Merdivenlerden aşağıya indiğinizde etrafta pencere olmadığını hemen fark ediyorsunuz. İlk katta bizi yiyecek ve içecek satışı yapılan bir bar karşılıyor. Hemen yanında ziyaretçilerin oturması için konulmuş sıra sıra oturma grupları bulunuyor. Sanat müzesi mi gezmeye gelmiştim yoksa Bruce Wayne’in gizli yeraltı yerleşkesinde miydim bir türlü emin olamıyordum.  

zorbatv

Görsel kaldırıldı.

En alt katta bulunan sanat çalışmalarının ana teması cinsellik ve ölüm. Yüksek kadife bordo renkteki perdelerin arasına itinayla yerleştirilen cinsel içerikli fotoğraflar, tablolar, heykeller ve videolar bulunuyor. Aralara serpiştirilen Auguste Renoir ve Pablo Picasso'nun nüde eserleri hemen gözüme çarptı. Müzenin adını hakkıyla taşıdığına karar verdim çünkü modern ve klasik sanat harmanlanmış bir şekilde tam karşımda duruyordu. Ayrıca Sydney Nolan, Marina Abramović, Yves Klein ve Alfredo Jaar gibi modern sanatın önde gelen isimlerin çalışmaları da müzede bulunuyor. 

Bir üst katta çıktığımızda MONA'nın kuskusuz en tartışılan, Belçikalı sanatçı Wim Delvoye tarafından hazırlanan çalışma ile karşılaştım. Çalışmanın bulunduğu ortama girince ve tavandan sarkıtılmış plastik borulu altı adet cam fanusu görünce Matrix filmindeymişim hissine kapıldım. Wim Delvoye bu mekanizmanın insan vücudundaki sindirim sistemini temsil ettiğini söylüyor. Gerçekten de odanın içi mekanizmanın içindeki bakteriler yüzünden tuvalet gibi kokuyordu. 

zorbatv

 Müzenin devamı ise kışkırtıcı sanat çalışmalarıyla dolu. İnternette müze hakkında fikir sahibi olmak için arama yaptığımda karşıma ya inanılmaz negatif yorumlar çıktı ya da tam tersi müzeyi yere göğe koyamayan ziyaretçi yorumlarına denk geldim. Müzenin sahibi de zaten ziyarete gelenlerin hayranlık-nefret duyguları arasında gidip gelmelerini istiyor. Müze yöneticisi Nicole Durling MONA için yapılacak en üzücü yorumun ‘’eh’’ olacağını söylüyor. Nicole Durling ziyaretçilerin müzeyi ya çok beğenmelerini ya da nefret etmelerini istiyor. Onlar için gri alan olmadığını açıklıyor. Birçok cinsel ve dini içerikli çalışmayla Walsh ziyaretçileri kışkırtmayı hedeflediklerini söylüyor. Bu yüzden de telefon uygulamasında her çalışmanın başında ‘’sevdim” ve “sevmedim” diye oy verilen bir alan var.       

MONA’nın altında yapımı milyon dolarlara mal olan geçitler ve tüneller bulunuyor. Eminim MONA mimarların da bayılarak gezdiği bir yapı. MONA müzikseverlerin de favorisi olmayı hedefliyor. Her yıl müdavimlerinin akın ettiği Dark Mofo Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Tazmanyalılar 10 Avustralya doları giriş ücreti verirken, eyaletler arası ve denizaşırı ziyaretçilere giriş ücreti 30 Avustralya doları.  MONA'ya karadan gidilebildiği gibi feribotla da ulaşım opsiyonu bulunuyor.

zorbatv

   

Tüm günümü geçirdiğim MONA’ya kesinlikle hayran kalarak çıktığımı fark ettim. Elbette ilk girdiğimdeki şaşırma, iğrenme ve merak duygularımı net hatırlıyorum. İlk kattaki cinsel içerikli eserlere bakarken hissettiğim duygu yoğunluğu ve karmaşasında boğulacak gibi hissettiğim zamanlar da oldu. Başta bahsettiğim insan dışkısı üreten mekanik çalışmanın sanatsal boyutu günümüzde hala tartışılıyor. Müzenin içine serpiştirilen antika lambalar, rahat kadife kaplı kanepe ve oturma gruplarında oturup duygu değerlendirmesi yapma fırsatım oldu. Nefret mi beğeni mi diye iç sorgu yaşamaya olanak tanıyor. Akşama Sydney uçağım olmasa ertesi gün koşup yeniden altını üstünü getireceğim, kanepesinde kahvemi yudumlayacağım MONA’ya rahatlıkla hayran kaldığımı söyleyebilirim.  MONA, iddialı mimarisi, kendine has restoranları ve kışkırtıcı sanat çalışmalarıyla müze olmaktan öte başlı başına bir deneyim.   

 

 

Foto Galeri

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.