90. Yaş Anısına Hüzün ve Coşku Çağının Tanığı, Ahenkli Bir Fovist: FEYHA ÖZSOY Sanat camiasındaki yerini ve resimlerini çok önceden sanat danışmanı olduğum dönemlerden biliyor olmama rağmen, Feyha Özsoy'u 90'ların ortalarında Kültür Bakanlığı Güzel Sanat Genel Müdür Yardımcısı olduğum dönemde tanıdım. Bir sanatçının düş bahçesinde, eserleri arasında dolaşarak onun içsel sesini yakalamaya çalışmak zevkli iştir. Seçkin yaşanmışlığın engin hoşgörüsünde gezinmenin doyumsuz tadını yaşar, belki de çoğunluğun okuyamadığı, herkesin ve her şeyin bir öyküsü olduğunun farkına varıp izleyicinin de bunu görmesini sağlarsınız. Ceylanın toynağında soluklanan iz sürücü titizliğinde ilerleyip, izler düşersiniz sanatçının gizemli dünyasına. Ancak zordur; sanatla yoğrulup, aydın tavırları ile kendi kurgularını yaratan kadınların düş evrenine girmek ve orada soluklanmak. Sanatı üzerine yayınladığım iki sanatsal eleştiriyi büyük coşku ve beğeni ile karşıladı. ZorbaTVdergi yayın hayatına başladığında, Duayenlerin Penceresinden Sanatın Felsefesi sanat belgesel programının ilk konuklarından birisi oldu Feyha Özsoy. Cumhuriyet Türkiye’sinin 90 yılının/hüzün, coşku ve ahenk dolu bir yüzyılın/ pamuk şekeri tadında tanığıydı. İçindeki Çevreyi Fantastik Ahenkle Yansıtmak: Doğa Hepimizindir… Gözleri yerine yüreği ile görmeyi yeğlediğinde ressam, buluttan dağlar yapar, turkuazdan ağaçlar. Kendisini doğayla özdeşleştiren Özsoy'un resimlerinde doğanın gerçekliği ve renklerini aramamalısınız. Çünkü O, zaman dışı destancılık ile gerçekçi ayrıntıcılığa rastlanmayan kompozisyonların ressamıdır. Fırtınanın önünde direnen pamuk şekerini çağrıştırır ağaçları. Bulutları giyinmiş turkuaz ağaçlar, uzun gür saçlarını rüzgârın okşadığı kadınlar gibidir. Rüzgâr aynı yöne savurur saçlarını, belirli belirsiz yapraklarını döker. Sonbaharda doğayı saran mantar topları gibi aynı yöne dans eden ağaçların, çoğunlukla yaslandıkları buluttan dağlara yaslanmak istersiniz. Seremonyal izdüşümüdür adeta lilanın ufukta yarattığı kızıllık ve bir düş bahçesine yolculuğa çağırır izleyiciyi. Beyaz ile mavinin bütünleştiren görkemi vardır ressamın kışlarında. Belki de ressamın peyzaj ve natürmortları için kübik resmin detaycılığına ve yaygın süsleme anlayışına karşı duruş diyebiliriz. Resimlerinde figürlerin sayısının sınırlılığı ressamın fırça darbelerine duyduğu derin güvenin bir sonucu olsa gerek. Damıtılmış doğasında pürizm’in etkilerini görmekle birlikte biçimlerin ve figürlerin fotoğrafik netlikten uzak olduğu gerçeğini sanat eleştirisinde göz önünde bulundurmalı. Döneminin argümanlarını konuşturduğu resim anlayışını ve aynı şekilde kendine özgü renk tonları oluşturduğunu görürüz. İflah Olmaz Romantizm İle Düşünsel Diyalektik Arasında Gezinmek… Feyha Özsoy çalışmalarını seyrettiğimizde karşıt renklerin oluşturduğu ahengi görürüz. Aynı şekilde kompozisyonlarında da zıtların ahenkli birliği vardır. Her resim masal dünyasının gizemli bahçelerine açılıyor. Tanımlanmamış zamanlar ve renklerin soyut dünyasından yaprak gibi bir kesit düşer tuvale. Her kompozisyon kendi içinde bir dünya, her çalışma ötekilerle bütünleşmeye hazır ayrı ayrı monad'lardır. Resimlerinde su ile kurduğu bağ, bazen bir sahil kasabası, bir çağlayan, bir ırmak bazen de kuru bir dere yatağıdır. Zamandan arınmış bir yelkenli yanaşır kıyıya; kayığınızı bir ağaca bağlayıp, ressamın da aynı gemide olup olmadığını 'bilmeden ve düşünmeden' yeni düşlere yelken açmaya çıkaracak kadar davetkârdır. İflah olmaz romantizm ile düşünsel diyalektik arasında gelgitler yaşarsınız. Gerçekte sanat bu olsa gerektir: Sizi düşünmeye sevk eden, düş dünyasına çeken ve sonuçta kendi düşlerinizle baş başa bırakan! Geniş fırça darbeleriyle kat kat oluşturduğu boya katmanlarını, izleyiciye helezonik dağlar ve tepelermiş gibi algılatan, uzaktaki dağların sarmalında insana has sürekli yol ayrımları yaratıp seçmeye zorlayan da sanatçı değil midir? Tuvale Duygu ve Hüzün Yüklemek Resim sanatına duygu ve hüznü aktarmanın değişik yöntemleri vardır. Sanatçı hangi yöntemi seçerse seçsin, dramatik görüntü ile ironik kayboluşlar arasında keskin geçişler yaşamak durumunda kalabilir. Duygu ile hüznü resme yerleştirirken zaman zaman denge sorunu yaşayabilir. Feyha Özsoy’un resimlerinde böylesi bir durum yaşamazsınız. Ressamın kurguladığı ölçü ve hesaplar ile yüklediği duygusal değerler birbirini tamamlayıcı bir kompozisyonda akıp gider. Bazen hüznün gizemli varlığını hissedersiniz, bazen duygunun ağırlıklı yansımasını. Bu iki içkin gücün belirleyiciliğine tanık olursunuz. Çankaya Belediyesi yayınları arasından okurla buluşan Hüznün, Coşkunun, Ahengin Ressamı Feyha Özsoy kitabımda sanat anlayışını ve sanatçının yaşam serüvenini bütün yönleriyle yazdım. Üniversite, İl ve ilçe halk kütüphanelerinde araştırmacıların hizmetine sunuldu. Sevginin, sanatın, düşüncenin ve yazının aydınlığında buluşalım. Ümit Yaşar Gözüm Felsefeci, Yazar, Küratör
Video Kategorisi