BARÇIN: Müzik, İçimde Her An Filizlenen Bir Tohum

Sanat

BARÇIN

Müzik, İçimde Her An Filizlenen Bir Tohum

 

Söyleşi: Suna Baykam Sapan

 

ZorbaTVdergiAilesi olarak bu ayki müzik söyleşimizde sizi ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Kendinizi müzik dünyasında nerede görüyorsunuz, Barçın neler yapacak müzik piyasasında? Özetle kendi müziğiniz ilerdeki yıllarda çok büyük bir kapı açacak eğer siz böyle aktif olarak çalışırsanız, şimdiden sesinizi duyan müzikseverler gerçekten değişik bir sanatçı olduğunuzu düşünüyorlar da…

 

Merhabalar, ben de ZorbaTVdergi ailesinin konuğu olmaktan mutluluk duyuyorum.

Müzik dünyasında platformlara göre değişen konumlarda olduğumu düşünüyorum. Canlı müzik yayınlarım ve kısa videolarım dolayısıyla sosyal medyada belli seviyede bilinsem de piyasada kendi şarkılarıyla çıkış yapan BARÇIN olarak yolun başından biraz daha ilerde görüyorum kendimi.   

 

Gidecek çokça yolum olmasını, denenecek türlerin, yazılacak sözlerin ve farklı şarkı versiyonlarının olmasını oldukça seviyorum, piyasaya da bu ilgimi ve heyecanımı yansıtıyor olacağım. Bir bakmışsınız zamanla ismimle eşleşecek bir janra ile karşınıza çıkmışım, bir bakmışsınız birbirinden çok farklı müzik türleriyle… Her şarkının zamandan bağımsız sınırsız potansiyelinin olması aktif çalışmak için beni motive eden sebeplerden biri. Dilerim ki güzel kapılar açar, teşekkür ederim.

 

Yeri gelmişken ‘ses’inizin yalın hali seyircileri etkiliyor. Herkes büyüleniyor. Sosyal medyada da sizi canlı yayınlarda dinleyenler var. Önce bu farklı tarafınızdan bize bahseder misiniz?

 

Teşekkür ederim, 2012’de bir arkadaşımın bahsetmesi üzerine canlı yayın yaptığım platform ile tanıştım ancak ciddi şekilde müzik yayınları yapmaya başlamam 2019’u buldu. O zamanlar İngilizce karaoke yayınları yapıyordum, sonrasında Türkçe bir kanal da açtım. Şu an toplamda 33.000 civarı takipçisi olan 2 partner kanala sahibim ama başlangıçta evimde çalışır durumda bir piyanom hatta orgum dahi yoktu. Oyun yayınları yaparak kazandıklarımla çocukluk hayalimi gerçekleştirip ilk dijital piyanomu almamla işler benim için çok değişti. Ondan öncesinde hep gittiğim evlerde piyanoyu doğaçlama çalar, evimde bir piyanom olmasını isterdim…

 

İlk piyanomu aldığım zaman maddi durumum başlangıç seviyesi bir stüdyo mikrofonu ve ses kartını almaya yetmezken babamın “bu işe girişiyorsan aldığına değecektir” diyerek hem maddi hem manevi destek olması da benim için bir dönüm noktası oldu ve evde kendi kendime piyano çalmayı öğrenmeye başladım. Bu sırada canlı müzik yayınlarıyla da çalıp söyleme pratiği edinirken müzikten ve sesimden keyif alan insanların sakinleşmeye, nefes almayı hatırlamaya geldikleri bir ortam oluşturma şansına sahip oldum.

 

Bu farklı tarafın çokça güzel yanı daha var aslında. Düzenli olarak sesimi, müziğimi seven insanlarla anında iletişime geçebilmek, hayatlarına dokunabilmek, günleri güzel geçtiyse daha da güzel geçmesi için, kötü geçtiyse biraz da olsa -mümkünse çok daha- güzelleştirebilmek için vakit ayırmak, bu sırada yapmayı sevdiğim işe devam edebilmek gibi. Yaklaşık 4 yıldır haftada 2-3 gün canlı müzik yapmanın stüdyo kayıtlarındaki performansımı olumlu etkilemesi de piyasa açısından güzel bir artısı. Yolculuğuma eşlik eden ve kendi yolculuğundan bana bahseden insanların varlığı çok değerli. Yeri gelmişken tüm takipçilerime ve gelecek takipçilerime de teşekkür etmek isterim.

 

Şarkılarınızı bestelerken kendinizi nasıl bir dünya halinde buluyorsunuz? Defalarca dinlenen şarkılarınız var. Bu üstün yeteneğinizi daha da dünyada duyulur kılmak için neler yapılmalı?

 

Genelde hüzünlü, sitemli oluyorum. Canlı müzik yayınlarımda hayatımızda yeterince üzüldüğümüz, dert edindiğimiz şey var, hepsi bir şekilde geçecek biz nefes almayı hatırlayalım ve birlikte sakince vakit geçirelim derken ben de kendi dertlerimden uzaklaşıyorum ama piyanoyla başbaşa kaldığımda hüzün içimden sinsice tuşlara ve sesime sızıyor. Mutluyken daha çok anı yaşıyor, üzgünken içimden müzikle atıp rahatlıyorum sanırım. Yine de mutlu şarkılara daha çok yer vermeye çalışıyorum.

 

Sosyal medyanın ve insanların birbiriyle paylaşmasının bu konuda çok etkili olduğunu düşünüyorum. Hiç beklenmeyen düetler ve işbirlikleri yapılabilir, bir video viral olabilir veya Türkiye’de belli bir seviyeye gelindikten sonra yurtdışı konserleriyle olabilir. Benim dileğim duyguları hissettiren şarkıların dili farketmeksizin farklı ülkelerden de insanlara ulaşabilmesi. Bunun yolu sosyal medyadan mı, haftalık keşiften mi, büyük bütçeli reklamlardan mı geçer bilmiyorum ama umarım sınırları aşan şarkılar yapabilir ve farklı şehirlerdeki, ülkelerdeki insanların hayatlarına müziğimle dahil olabilirim.

 

Hayatınız neler yaparak geçiyor?

 

Genellikle meditasyon ve spor rutinimi yaptıktan sonra zamanımı homestudiomda geçiriyorum. Beğendiğim projelere vokal kaydı alıyorum, kendi şarkılarımı yapıyorum. Ajandama not alarak çeşitli süreçleri takip ediyor oluyorum.

 

Hayatım canlı müzik yayınları, sosyal medya için klip çekimleri ve düzenlemeleri, photoshootlar , communitylerim için özel wallpaperlar çizmek, playlistler hazırlamak, müziğimi ve yaşadığım süreci anlatan tablolar yapıp satışlarıyla ilgilenmek, bireysel strateji geliştirmek ve performans takip etmek, analizlerime göre yeni fikirleri denemek, merak ettiğim konularda kitap okumak veya dinlemek, vokal prodüksiyon ve mix konusunda eğitim videoları izlemek, bilardo oynamak, ailem ve arkadaşlarımla vakit geçirmek, sosyal medyada gelen tatlı yorumlara cevap vermek, vaktim kalırsa NBA ve F1 takip etmek gibi etkinliklerle geçiyor.

 

Umarım bunların içerisine seyahat edip yeni kültürler görmek ve tatil yapabilmek de düzenli şekilde eklenir zira en son ne zaman gerçek anlamda tatil yaptığımı hatırlamıyorum. Yurt dışında da görmek, deneyimlemek istediğim çokça şey var.

 

Önem sırasına göre müzik hayatınızda yaşadıklarınızı anlatır mısınız?

 

Bu soruya cevabım birazcık uzun olacak. Kısaltmaya çalışsam da önemli gördüğüm çokça an oldu. Özellikle geçtiğimiz 2 yıl içerisinde

 

-Müzik her zaman hayatımın bir parçasıydı ama müzikle ilgili hatırladığım ilk anım ona aşık olma anım. RonanHardiman’ınGypsy parçasını duyduğumda zihnime sonrasında filizlenecek bir tohum atıldı sanki. O zamandan beri içimde, engeller ne olursa olsun aşıp devam etmek istememe sebep olan bir tohum filizleniyor. Ben ilkokuldayken annemin aile geleneği üzerine yan flütü ana enstrüman olarak seçmemin de müzik hayatıma oldukça büyük katkısı oldu.

 

-Lisedeyken Flüt dersleri alırken öğretmenimin sesimi keşfetmesiyle korktuğum halde resim bölümünden müzik bölümüne geçmem, lisedeki müzik öğretmenimin liselerarası müzik yarışması için seçmelere başvurmadığım halde “seni seçiyoruz” demesiyle başlayan sürecim…

 

Yaklaşık 1 yıl boyunca aldığımız provalarda tüm okul sesimi duyduğu için çok gerilirdim, stresten bir şeyler yiyemezdim. Yediğimde de midem bulandığı için ya açlıktan ya da uzun süreden sonra bir anda yemek yemenin etkisinden hep mide bulantısıyla yaşadım o yılı. Neticesinde kötü beslenme kaynaklı fibromiyalji benzeri bir durum yaşadım. Kas ağrılarım sahneye çıktığım gibi bitti neyseki!

 

Sahneye çıktığım ilk dakikalarda çok gergindim ama sonrasında insanların benimle birlikte koreografiye katıldığını, şarkıya eşlik ettiğini gördüğümde, o andan keyif alıp sahneden inmek istemedim. İndiğim an bir daha sahneye çıkıp kendime bu sağlıksızlığı yaşatmayı göze alacağımı sanmıyorum ama hayatımda yaşadığım en güzel hislerden biriydi dediğimi hatırlıyorum. Bir nevi sahne tozu, ya da zehri neyse o an almıştım.

 

-Liselerarası müzik yarışmasından 7 yıl sonra Sofar Ankara’ya davet edildiğimde geçmişi düşünüp kaçmaktansa sahneye çıkmaya karar verdim. Ya bir daha sahneye çıkmayıp ona göre bir kariyer yolu çizeceğim ya da her şeyin hatırladığımdan daha keyifli olduğunu kabul edeceğim dedim. Neticesinde Sofar Ankara kendi şarkılarımı söylediğim ilk solo sahnem oldu. Ekip, ortam, dinleyenler… her şey o kadar güzeldi ki. Sahnede karşımda 250 kişiyi gördüğümde sözleri unuturum sanmıştım, aksine kafamı kaldırdığımda bana parıldayan gözlerle bakan insanları gördüm. Şarkılarımın hikayesini anlatmaktan, söylemekten, sahne sonrası onlarla sohbet etmekten çok keyif aldım. Sahneye tekrar çıkmayı denemeseydim gözüm arkada kalırdı. Şimdi “iyi ki” diyorum. İnsanın zihninde dönenlerle gerçeğin birbirinden ne kadar farklı olabildiğini gösterdi bana. Hayal edebileceğimin ötesinde güzel bir deneyimdi. Cesaret ettiğim için çok mutluyum. Bu deneyim geleceğim için bana hep örnek olarak kalacak. 

 

-Twitch’te yaptığım müzik yayınları gittikçe insanlara şarkı söylerkenki gerginliğimi aldı, hatasız söylemeyi alışkanlık haline getirmemi sağlarken yaptığım bir hataya hep birlikte gülüp geçebilmeyi, daha normal bir seviyede kendime eleştirel yaklaşabilmemi sağladı. Aynı zamanda sevdiğim şeyi yaparak hayatıma devam edebilmemi, beni, sesimi, yorumlama biçimimi seven insanlarla bir arada olabilmemi sağladı. Eğer pandeminin başında piyano alıp bu işlere girişmemiş olsaydım şu anda stratejik planlama konusunda yüksek lisans yapıyor veya bir işte çalışıyor olurdum. Müziğe bu kadar vakit ayıramıyor, tamamen başka bir yolda yürüyor olurdum.

 

-Canozan’ın canlı yayınlarımdan birinde çaldığım doğaçlama piyano klibimi keşfetmesi ve (Bu gece kal yanımda) şarkısında kullanmak, söz yazmak istediğini söylemesiyle bir melodinin nelere dönüşebildiğini gördüğüm an… O klip hala instagram hesabımda duruyor ve çok az beğenildiği için silmeyi düşündüğüm bir zaman bile olmuştu. Şimdi iyi ki silmemişim diyorum. Kendi beğendiğim şeylere değer vermeyi bırakmamam gerektiğini hatırlatan bir olaydır benim için. Kuliste yaptığımız konuşmadan aldığım güçle de tür seçme endişesini bırakıp “çorba” hesap da olsa yapmaktan keyif aldığım her tür müziği paylaşmaya karar vererek kendi şarkılarımı yayınlamaya başladım. O haftalarda yayınlanan PureMelancholy 70’den fazla ülkede dinlendi. Türkiye iTunes Alternatif listesinde yükseldi ve geçen hafta 100.000 dinlenmeye ulaştı. Bundan sonrası için besleyici bir çorba olması ümidiyle yeni malzemeler kattığım şarkılar yaparken hep aklımda olacak bir konuşmadır.

 

-İnan şarkısının demo versiyonu için yaptığım, kendi çizdiğim ilk single kapağımın satıldığı gün… müziğimin,resimlerimin,sanatın değer görmesi ve geleceğime inanılması benim için çok motive edici bir dönüm noktası oldu.

 

-Triart ile Kite’ta konuk olarak sahne aldığım gece insanların şarkımıza dans edişini görmek, ben sahneye çıktığımda telefonlarını çıkarıp kaydetmeye başladıklarında gerilmektense hoşuma gittiğini görmek güzel sürprizlerle dolu bir deneyimdi. Mutlu sözlerimi hep elektronik müzikte yazıyor olmak, söylerken aynı mutluluğu hissettiğimi farketmek pozitif şarkılar yazmayı da ekstra önemsemem için canlı bir örnek oldu. Şimdi şarkımız Lost’un farklı ülkelerde çalınıyor olması beni çok heyecanlandırıyor. Ufkumu açıyor.

 

-Sahneye çıkmaya karar verdiğimde hem bana hem de otel sakinlerine farklı bir deneyim olması adına Antalya’da bir otelde canlı müzik eşliğinde akşam yemeği organize edildi. Oldukça özel bir geceydi herkes için. 2 saat şarkı söyleyebildiğimi, kendi kurulumumu yapabildiğimi, dinleyenlerin de keyif aldığını görmek değerliydi. Günün sonunda yine heyecanla başlayıp sahneden inmek istemediğim kıvama geldiğimi farketmek hem şaşırtıcıydı hem de değildi.

 

-Akustikhane’ye davet edildiğimde in-ear kulaklıkları kullanmaya alışmam ve bir stüdyoda bilmediğim bir setupla çekim yapmak için farklı bir şehre gidiyor olmam beni çok heyecanlandırdı. Heyecanım sesime yansımış olsa da kendimi tanıtabildiğim bir röportaj vermenin, televizyonda gören insanların beni keşfetmesinin, müziğimin kişiliğime bağlı olan kısmıyla bilinmenin mutluluğunu yaşadım ve çekim sırasında ciddi bir tecrübe edindim.

 

-Sountype’a katıldığımda ve Hijaz ile Dark’ı ortaya çıkardığımızda, kendi şarkılarımı yazıp söylemenin ve collabler yapmanın ne kadar keyifli olduğunu gördüm. İlk şarkım olmasına ve arkamızda büyük bir şirket olmamasına rağmen çokça listeye girmesi, FreshFinds Türkiye’de 8. Sıraya yükselmesi, 9 farklı ülkede charta girmesi gibi başarıları hemen görmek sürpriz olmuştu.

 

 

Sosyal medyayı aktif kullanıyorsunuz. Hesaplarınızı buraya yazarsanız sizi takip etmek isteyen birçok yeni takipçiniz olacak bu röportajı okuduktan sonra. Size göre sosyal medyayı hangi amaca uygun kullanmak gerekli?

 

Yeni dönemde sosyal medyayı aktif kullanmak, müziğimi insanlara ulaştırmak, kendimi ve müziği yapış şeklimi tanıtmak açısından benim için oldukça önemli oldu. Bir yerlerde videomu görmedikçe benden, şarkılarımdan,tablolarımdan haberdar olmayacak ama keşfettiğine çok sevinecek insanlar olabilir. Geç keşfettiğim için çok üzgünüm mesajları aldığımda aklıma hep bu durum geliyor. Ben sosyal medyayı bu insanlara ulaşmak ve ulaştığımda gelişmelerden haberdar etmek, bu yolculuğa dahil olmak isteyenleri de yolculuğun bir parçası yapabilmek için kullanıyorum. Özellikle de güldüğüm videoları atmaktan keyif alıyorum, güne pozitif bir şeyler katabilmeyi seviyorum.

 

ZorbaTVdergi Ailesi adına söyleşi için teşekkür ediyor, başarılar diliyoruz.

 

 

Instagram:https://www.instagram.com/barcin.music (29k)

Twitch(TR):https://www.twitch.tv/barcinmusic (13.7k)

Twitch(ENG): https://www.twitch.tv/barcin (19.5k)

Youtube:https://www.youtube.com/channel/UCF5wHhTHEi1FEGY6gElSEmA (4k)

Tiktok:https://www.tiktok.com/@barcin.music (4k)

Spotify:https://open.spotify.com/intl-tr/artist/6cTIJAOGc7aOxEnSnSLKhb?si=xwJQXRIYTdG-IXqlkQ5Keg (Barçın)

Spotify:https://open.spotify.com/intl-tr/artist/2YHvleEsFBCjjMUGUIq2KW?si=wf3d3NRqRdy0W4d6NOWrZQ (ta.lo.ra)

Apple Music: https://music.apple.com/tr/artist/bar%C3%A7%C4%B1n/1571779856?l=tr

Gerekli olursa tablolarımın linki: shopier.com/sanatanlar

 

 

 

 

Foto Galeri

Yorum

2. Erkan YAZARGAN (doğrulanmamış) Çar, 14 Şubat 2024 - 23:33

Şuna Baykam bu işi öğrendi ve severek yapıyor.

Kutluyorum.

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.