Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği

Görsel Sanatlar

Okuma Kültürü; Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği
Faruk Çelik

Müstakil Ressamlar Birliği'nin Ankara'daki sergisi, 15 Nisan 1929. Soldan sağa: Nurullah Berk, Refik Epikman, müsteşar Emin , Şeref Akdik, Fazıl Ahmet, Ruşen Eşref, Cemal Hüsnü,  Muhittin Sebati.

Okuma kültürü bağlamında, Türk çağdaş sanatını anlamak amacıyla büyük öneme sahip Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği grubunun faaliyetleri üzerine notlar düşeceğim. Özellikle yurt dışına gönderilen öğrencilerin gördükleri eğitimin, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş medeniyetler düzeyine ulaştırmaları ve çağdaş sanatı Türkiye’ye anlatmaları ve bu yönde seminerler ve konferanslar vermelerinin önemini anlamak için o dönemin koşullarına bakarak bir okumak yapmak bu konu açısından değerli bir adım olacaktır. 

zorbatv

Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği'nin 1923 yılında temelleri atılır. Bu yılda Avrupa’ya, Türkiye’nin çağdaşlaşma sürecini hızlandırmak için sanat eğitimi almak üzere öğrenciler gönderilir. 1928 yılında Paris ve Almanya’da sanat eğitimlerini tamamlayarak dönen on beşe yakın resim ve heykel öğrencilerinin girişimiyle Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği kurulur. Birliğin kuruluş dönemine baktığımızda sanatın yurtta yaygınlaşması ve Anadolu’da kar gütmeden yurt sergilerinin düzenlenmesi yurttaki bireylerin sanatı anlaması ve buna dair gerçek bir okuma yapabilmeleri adına büyük bir öneme sahiptir. Resim ve heykel öğrencilerinden oluşan bu genç sanatçıların başta Zonguldak, Bursa ve İzmir şehirleri olmak üzere yurt genelinde sergiler açtılar. Sergi boyunca halkı sanat konusunda bilinçlendirmek için sanat üzerine söyleyişler yapıp konferanslar düzenlediler. Amaçları halka resim ve heykel sanatını tanıtmak, toplumu bu anlamda muasır medeniyetler seviyesine yükseltmek ve aralarından yetenekli olan gençleri bu konuda aydınlatmak olmuştur.

Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği sanatçılarının Sanayi-i Nefise Mektebi Âlisinin hocaları olan Salvatore Valeri ve Warnia Zarzecki hocaların yerine atanan ilk Türk akademisyenleri oldular. Bulundukları döneme baktığımızda Osmanlı’nın yıkılışının ardından başlayan Kurtuluş Savaşı ve büyük bir zaferle kurulan Cumhuriyet yılları göz önüne alındığında, edindikleri büyük sorumluluğun farkında olduklarını söylemeliyiz. Nitekim bu dönemi iyi okuyup analiz ettiklerinden dolayı değişen siyasi gücü ve kültürel gelişmeleri takip edip bu yönde çalışmalar ürettiler. Türkiye’nin yeni inşasında Avrupa’da gördükleri 600 yıllık sanatı, birçok sanat kuramları ve sanat akımlarıyla edindikleri teknik ve üslup bilgilerini aktarmaları onlar için kolay değildir. Çünkü sanata ilgi duyan küçük bir kesim İstanbul sınırları içerisindedir. İstanbul dışında kalan illerde yağlı boya tuval bilgisinin varlığından bile haberleri yoktu. Dolayısıyla böyle bir ortamda hem sanat çalışmalarını yapabilecekleri bir ortamın kısıtlılığı hem de bireysel sanat çalışmalarını yapabilecekleri ortamı bulamamaları, onların zor bir sürecin içine girmelerine neden olmuştur. Ancak açtıkları sergilerle Türk çağdaş sanatın ilk örneklerini oluşturmaları açısından değerlidir.

zorbatv

Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği ilk sergilerini Ankara'da Etnografya Müzesinde, ikinci sergilerini İstanbul'da, Cağaloğlu'ndaki Türk Ocağı'nda açtılar. Bu birliğin üyelerine ve Avrupa’da aldıkları eğitimin hocalarına baktığımızda, grubun tek kadın sanatçısı ve ilk Türk kadın ressamı olarak da kabul edilen Hale Asaf, Berlin’de Prof. Von Arthur Kampf’ın atölyesinde; Mahmut Cuda ve Cevat Dereli Paris’te Lucien Simon’un atölyesinde; Refik Ekipman, Muhittin Sebati, Ali Karsan Paris’te Jean Pierre Laurens’ın resim ve heykel atölyelerinde ve son olarak Türk ekspresyonist anlayışın ilk temsilcisi olarak kabul edilen Ali Avni Çelebi ve Zeki Kocamemi Munih’te Hans Hofmann’ın atölyesinde sanat eğitimi aldılar. Bu grubun temsilcileri Avrupa’da farklı hocalardan ders aldıklarından dolayı resimleri farklı anlayışlara sahiptir. Örneğin Mahmut Cüda ve Şeref Akdik realizm; Hale Asaf ve Muhiddin Sebati romantizm; Refik Ekipman kübizm; Ali Avni Çelebi ve Zeki Kocamemi konstrüktivizm ve ekspresyonizm akımlarına yönelik çalışmalar ürettiler. Bu sanatçıların müstakiller adını almalarının nedeni sanatçıların Avrupa’da gördükleri farklı teknik ve üslup anlayışları doğrultusunda ortaya koydukları sanat anlayışlarını desteklemek ve sanatçı olarak bu anlayışlarını korumaktır.
Ali Avni Çelebi, Maskeli Balo, 1928, Tuval üzerine yağlı boya, 139x187 cm. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi.

Birliğin, 1928 Türk Ocağı sergisini gezen davetlilerin dikkatini çeken eser Ali Avni Çelebi’nin Maskeli Balosu’dur. Bu eser, bu zamana kadar görülmemiş bir anlayışa ve tekniğe dayanıyor ve Türk resim tarihinde bu zamana kadar böylesine kökünden sarsacak bir eser yapılmamıştır. Maskeli Balo, Türk resim tarihine yeni bir boyut getirir. Dönemin toplumsal değerleri göz önüne alındığında resimdeki figürlerin, bir eğlence mekânında açık seçik şekilde betimlenmiş ve çarpıcı bir gerçekliği gözler önüne serer. Dahası bu resimle beraber sergideki diğer sanatçıların resimleri daha önce yapılmış olan Empresyonist resimlere karşı bir sav geliştirir. Gerek içerik gerek biçim anlayışını geliştiren Müstakiller yeni bir dönemin kapılarını açmışlardır.

Sonuç olarak, Sanayi-i Nefise Mektebi’nde okuyan öğrenciler arasından önemli bir bursu kazanan on beşe yakın öğrencinin, Avrupa’ya sanat eğitimi almaları için gönderilir. 600 yıllık bir sanat tarihiyle karşı karşıya kalırlar ve bu sanat tarihini tüm ayrıntılarıyla yerinde okurlar. Bu sanatçıların seçilmeleri ve döndüklerinde Türk çağdaş sanatın temellerini oluşturacak bir dayanak kurmaları tesadüfi değildir. Osmanlı imparatorluğunun yıkılışı ve cumhuriyetin kuruluş sürecinin toplumsal değişimini tüm gerçekliğiyle ancak ve ancak gerçek sanatçıların okuyabileceği ve analiz edebileceği bir olgudur. Okuma kültürünün bu denli yüce bir olgu ortaya koymasının gerçekliği yok sayılamayacak kadar büyüktür. Günümüzde bu sanatı anlayabileceğimiz yüzlerce kitap olmasına rağmen bundan yoksun kalmamız gerçekliğimizden ve benliğimizden uzaklaşmaktan başka bir şey değildir. 
 

Yorum

Serdar Gok (doğrulanmamış) Pa, 15 Ocak 2023 - 21:15

Kardeşim önemli bir konu bunu dizi haline getirseniz de o dönemi gençler öğrense. Kutlarım

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.