KİTAP ADASI
Yeni Cehalet ve Kültür Problemi
Günümüz dünyasında cehaletin egemenliğini ve cüretkarlığını anlamamızı sağlayan mükemmel bir kitap. Felsefe profesörü Koninck Yeni Cehalet ve Kültür Problemi kitabında Platon ve Sokrates'le tanımlanan "çifte cehalet"in yeniden ortaya çıkışını incelemiş. İnsan cehaletinin dipsizliğinden ve fakat bunun yanında sınırsız hayal gücüne sahip olduğuna vurgu yapan Koninck, bunun aslında cehaletin sınırsızlığını da gösterdiğini gözler önüne sermekte. Düşüncelerin, duyguların farklı disiplinlerin teknik süreçlere, felsefenin dogmatizmine indirgenmesi, tıpkı Frank Furedi'nin Nereye Gitti Bu Entelektüeller kitabında belirttiği gibi üniversitede bilimin değil, teknikleştiren, indirgemeci işleyişin bellek yitimi ile birlikte nasıl bir "cehalet denizi" oluşturduğunu ve bu insansal araçların şiddet ve yozlaşmayı bünyesinde barındıran medya tarafından ele geçirildiğine vurgu yaparak yeni cehalet biçimini ayrıntılarıyla gözler önüne sermekte.
Düşüncelerimizin sınırlarını zorlayan oldukça değerli bir çalışma.
Dönüş
Yayınlandığında büyük övgüler alan Pulitzer ödüllü bir kitap Dönüş. Otobiyografik özellikler de taşıyan kitapta, Kaddafi rejimi döneminde kaybedilen babasının izini süren Matar, yirmi iki yıl sonra ülkesine döner. Aynı zamanda diktatörlük döneminde yaşanan acıların, kayıpların da işlendiği roman, bir Libya panoraması ve yaşanan toplumsal dönüşümü de gözler önüne seriyor. Edebi ve sanatsal göndermelerle zenginleştirilmiş harika bir kitap Dönüş.
Sürgünler Çağı
Elie Wiesel'in kendi hayatından da esinlendiği bir roman Sürgünler Çağı. Macar faşistleri, Nyilas'ların eline geçmemesi için Katolik Ilonka'ya emanet edilen Gamaliel, elli yıl sonra New York'ta hiç beklemediği bir karşılaşmayla geçmişine döner. Yarım kalan aşkları, savruluşlarıyla tekrar yüzleşen kahramanımızın en büyük hddefi Gizli Kitap'ını tamzmlamaktır. Hayatını kazanmak için yeteneksiz yazarlara gölge yazarlık yapan Gamaliel'in dramı romanda anlatılan. Ve fonda İkinci Dünya Savası'nın ağır gölgesi.Birçok yerini çizmek zorunda kaldığım harika bir roman Sürgünler Çağı.
İşin Aslı Judith
Burjuva bir beyefendi, onun kültürlü eşi ve tutkulu bir aşkla bağlanıp uğruna evliliğini bitirdiği bir hizmetçi romanın baş karakterleridir. Kahramanımızın örnek bir evliliği, ideal bir eşi olsa da bir müddet sonra bir şeylerin eksikliğini hissetmeye başlar ve tutkusunun peşinden giderek eşinden boşanıp hizmetçisiyle birlikte olur. Bu aynı zamanda onun yasak elmasıdır. Okurken Coetze'nin Kötü Bir Yılın Güncesi'ni hatırlattı bana. Her bölüm ana karakterlerin birinin dilinden anlatılıyor. Sandor Marai'nin romanın içinde dile getirdiği, yalan, gerçek, tutku, sevgi, sadakat gibi kavramlar eseri son derece zengin hale getirmiş. İşin Aslı Judith Ve Sonrası son dönem okuduğum en iyi romanlardan.
Kayıp Kentin Radyosu
Adı verilmeyen, okuyunca Latin Amerika'da bir ülke olduğunu düşündüğüm bir coğrafyada, diktatörlüğün, devletin, ona karşı mücadele edenlerin, yoksulların, köylülerin, cangılda yaşayanların, kayıpların romanı Kayıp Kentin Radyosu. Bir radyoda program yapan, yoksulların ve savaşta magdur olanların sesi olmaya çalışan Norma, kayıp olan kocasının peşindedir aynı zamanda. Savaşın toz bulutları yavaşça aralanırken cangıldan gelen bir çocuğun ortaya çıkmasıyla hayatı değişir Norma'nın.
Romanı yazarken birçok savaş hikayesinden de yararlanan Alarkon, harika bir siyasi romana imza atmış.
Yeni yorum ekle