Ritmini ve Rengini Resimden Alan Şiirler : KADINESK 

Kitap

Ritmini ve Rengini Resimden Alan Şiirler : KADINESK 

Doç.Dr. Emel Koşar

zorbatv

Şiirlerin resimlerle buluşarak tekrar doğduğu, bütünleştiği ve başkalaştığı Kadınesk (Resimler: Ercan Arslan, YKY, İstanbul 2022) Lâle Müldür’ün 2016 baharında Berlin’de Ercan Arslan ile karşılaşmasından bir gün sonra, ressamın atölyesinde geçen gecelerde yazdığı şiirlerden meydana gelmektedir.

Lâle Müldür, otuz bölümden/şiirden meydana gelen kitabının sunuşunda şiir-resim buluşmasını şöyle değerlendirir: 
“Şiir ve resim başka bir şey.
Kendinin binlerce mil ötesine gidebiliyorsun.
Bu resimlerde, tıpkı iyi müziğin tanımında olduğu gibi, aynı zamanın içinde tekrar eden bir ritim var.
Bütün etüt boyunca bu müziğin içinde gidip geliyor, sallanıyordum.
Ercan Arslan’ın resimlerindeki ritmi yakalayıp müziğinde gezindiğimde aynı yalpalanma duygusuna kapılıyordum.
Bir müziği devreder gibiydim. 
Yıldızella burada işte.” (s. 7) 

Lâle Müldür’ün kaleme aldığı, Ercan Arslan’n resimlerinin ritmini yakalayan, âdeta resimleri zenginleştiren, çoğaltan ve renkleri güçlendiren şiirlerin hamurunda kadınlık hâlleri var.
Kitapta, iki sanatın birlikteliğiyle “eviçeri” bunalımlarda sürüklenen kadınların duyguları ve ressamın renkleri sergilenir. Şiirin resimle yoğurulmuş özündeki kadının yalnızlığı/çaresizliği sadece tılsımlanmış sözcüklere değil, figürlere ve renklere de siner. Resimdeki lirin bir notasında hafif yana kaykılmış oturan adam “yıldızellasını yazan ressam”dır. Resimle şiirin ve ressamla şairin özdeşleştiği kitapta, dişil dilin akışı okura duyurulur. 

Müldür; renk rüzgârında savrulmaz, tılsımlı bakışlarla/tılsımellayla rüzgâra yön verir ve figürlere can verir. Müldür’ün önceki şiir kitaplarındaki gibi felsefe, mistisizm, tıp, kuantum fiziği Kadınesk’te de kraliçe ve büyücü edasındaki kadınlarda buluşur: 
Kafamın üstünde, tacımın tam yukarısında
sarı bir hâle dönmeye başlamışsa da
hafiften tuhaf kuantum hızıyla
buradayım işte hâlâ
yarı büyülenmiş yarı tılsımlı bakışlarımla
tılsım tılsım tılsımella (s. 15) 

Anâsır-ı erbaayı (Dört Unsur: Hava, ateş, su, toprak)/evreni kucaklayan şair; rüyayla gerçek arasındaki çelişkileriyle kadının geçmişten bugüne kimliğini sorgularken ve savruluşunu tasvir ederken renklerin simgesel anlamlarını vurgular. Süpürgesine binmiş uçan kadıneskin (cadı) fantastik/mistik hayal dünyasını sözcüklerle resmeder. 
Kitapta; yıldızellalar âleminde yüzen/uçan, Ren geyiklerini bekleyen, titreşen, unutuşlara boğulan, renkleri uçuşturan, tütsülenmiş/kanatlanmış, kalpleri kırılmış, mitolojik/hedonist kadınların varoluşsal problemleri ve hayatla hesaplaşmaları tablolarla/şiirlerle tasvir edilir.

Kadınesk’teki şarkılarla, filmlerle, tılsımlı sözlerle ve tıbbî terimlerle işlenmiş kadın dünyası; bir yıldız haritası gibi matematikle çözümlenmeye uygundur:
kırmızı mantosu
turuncu eşarbı
omuzunda dev bir papatya
sürükleniyordu sürükleniyordu
o tılsımlı sularda (s. 27)

Resmin şiirdeki farklı açılımları ve resimdeki atmosferin (renklerin ve figürlerin) şiirdeki iz düşümleriyle tamamlanan Kadınesk, türünün en iyi eserlerinden biridir. 

Ercan Arslan’ın resimlerini kadınca sözcükleriyle kucaklayan, benimseyen ve onu daha yukarıya taşıyarak şiirleştiren Lâle Müldür, kendi mistik masal dünyasını okura sunar. 

Kadınesk’te resmin gölgesi şiire düşmez. Resim ve şiir birbirini tamamlar. Resimle şiirin dansında renklere sözcükler eşlik eder. Renklerle ve sözcüklerle ilerleyen kitap, resimlerle sonlanır. Resmin ve sözün büyüsünü kadının büyüsü taçlandırır.
 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.